- 260 Okunma
- 3 Yorum
- 15 Beğeni
lüzumsuz adam
tanrı dünyayı insanın avuçlarına bir rüya gibi bıraktı. ama lüzumsuz adam o rüyayı tutamayan elleriyle. zamanın akışında kayboldu. geriye unutulmuş bir anının bile anlatamayacağı sessizliği kaldı
lüzumsuz bir adamın izini süren
o sessiz sokaklarda avuçlarımızdan yavaşça kayıp giden anılar zamanın gümüş suyuna kapılıp yokluğun kucağına düşer. lüzumsuz adam bilirsiniz sait faik’in o yüreği sevdalı ama yalnızlığın dostluğuna alışmış kahramanı. sözleri hüzünlü bir ninni gibi içimize işler. sokakların içinde bir kervan misali geçip giderken o naif ve kırık hikayelerini usulca bırakır ardında. çünkü insan avuçlarından dökülen her şeyle kendini bulur bu koca dünyanın kimsesiz dehlizlerinde. beklemek mi anlamsız olur. kelimeler hükmünü yitirir. düşler erir. geriye kimsesiz gecelerin sessizliği kalır. en acısı da bu kayboluşun öylece oluvermemesi. bir daha yerine konulamayacak kadar derin bir yitip gitme olması. avuçlarımızdan süzülen düşler değil aslında. içimizdeki çocuk o sokaklarda gezinen bir hayalet olur da geriye gölgemiz kalır
gelecek hep geldi. gelecek yine gelecek. ama her seferinde biraz daha eksileceğiz. renkler solacak. umutlar çorak topraklarda kaybolacak. lüzumsuz adam o yolcu yalnızlık belki de bu yüzden hep arar. sokakların anlamsız karmaşasında bir iz bir gök aydınlığı. çünkü ölüm herkesin başında. ama mesele onun gelişi değil. mesele bizim ona ne kadar hazır olduğumuz. avuçlarımızdan kayıp giden her şey içimizde yankılanan o yoksulluğun aynasıdır. tutamadığımız ne varsa aslında bizim değilmiş
sait faik’in hikayelerinden düşüp gelmiş lüzumsuz adam. her adımında sokağın hikayesini fısıldayan o masum yüzlü. belki bir çınar gölgesinde dertleştiğimiz yaşlı bir âşık gibi. öyle bir anlatır ki. insanın benliği lime lime dökülürken bile içinde bir kıvılcım kalır. bu kıvılcım karanlığa meydan okur. aşk mı kurtarır bizi. belki de denizin tuzu derde derman olur. lüzumsuz adam usulca anlatır o nağmeleri. hayatın kayıp gitse bile avuçlarımızdan. içimizde o cılız direnişin hep var olduğunu
gelecek her zaman olduğu gibi yine gelecek. ölüm de onunla birlikte usulca sokakları arşınlayacak. belki bir çiçek kokusunda. belki bir akşamüstü melteminde. ama asıl mesele içimizdeki o son savunmayı ne kadar güçlü tutabildiğimiz. lüzumsuz adam sokak lambalarının altında yitmiş bir ışık ararken. her kayıp bir vedadır. her veda kalbimizde kalan anılara daha sıkı sarılmayı öğretir. sait faik’in hikayeleri gibi. avuçlarımızdan kayıp gitse de o sevdalar. bizi sokaklara bağlayan incecik bir sevda ipi olur
sonra o sokaklar gelir aklımıza. lüzumsuz adam’ın iz bıraktığı. bir zamanlar keşfetmekten çekindiğimiz o karanlık köşeler. şimdi anılarla dolu. hâlâ sesimiz yankılanıyor o taş duvarlarda. bir zamanlar adını yazdığımız ağaçlar bize eski dostların özlemini taşır. umut bir koca çınarın köklerinde büyür belki. ama dallarında hep özlediğimiz baharlar saklıdır
işte böyle. hayat o naif hikayelerin içinde. lüzumsuz adam’ın gezindiği o sokaklarda. dengede kalmak için çırpınıp dururuz. sait faik’in dediği gibi. denize açılırsak belki buluruz o eski sevdayı. o yüzden içimizde o cılız direniş hep var. çünkü hayat avuçlarımızdan kayıp gitse de o köhne sokaklarda yaşama sevdalı bir anıyı yaşatır. ve biz biliriz. her şey kayıp gitse de umut o incecik bir çocuk yüreğinde büyümeye devam eder
YORUMLAR
Hayat yolculuğunda insanların uğradığı duraklar vardır ve insanlar her uğradığı durakta şiirinizde de belirttiğiniz gibi izler/anılar bırakır. İnsanlar ölümle tanışınca o anılar yaşamaya devam ederler; bir iz bir anı olarak. Sait Faik Üstad'ın Lüzumsuz adam eserinden esin veren bu güzel yazınızı kutluyorum Cem hocam. Her zaman olduğu gibi dolu doluydu. Saygılar selamlar
CaNMaYBuL
anılar… kimimiz bir çınar gölgesinde kimimiz deniz kokulu bir sabah serinliğinde kalırız. izlerimizi sözcüklerle dostluklarla bırakırız geriye. bu yüzden yazmak yaşamak kadar kıymetlidir çünkü izler kalır anılar anlatmaya devam eder.
sizlerin bu güzel yorumları anlam dolu satırları okumak ise ayrı bir mutluluk. kelimeler yolculuğuna devam ediyor sizinle birlikte.
saygılar selamlar.
Lüzumsuz Bir Adamın Günlüğü, Yeraltından Notlar ve Aylak Adam'ın ''C'' si hep içimizden çıkıp içimizi yakıp geçen geçmişin geleceği... Sait Faik Aylak Adamı çağırmış, sen de sokaklara hüzünlü teşnesini dağıtınca şiirce olmuş. ''Hiçbir şey yapmamaktan yorgun'' demiş yazarın kitabın bir köşesine... Ne çok yorduk beyinlerimizi hissizlikle...
Sevgilerimle...
CaNMaYBuL
biz yorduk evet hissizlikle sınadık kendimizi, bir yanımız serin gece bir yanımız ufukta yükselen sancı… ve işte böyle bizlerin türküsünde kaybolup deniz-in düşlerinde sürüklendiğimiz yerden, bir yolculuk daha başlatırız….
ne çok özledik be, yüreğimizin dalgalarına çarpa çarpa yaşanmayı…
sevgilerimle.
Anlamlıydı.Toplumsal sorunlar yerine bireylerin toplum içindeki sorunlarına değinmiştir bu eserinde Saik Faik.İnsanın hakikatini anlamaya çalışan bir üslup.Belki de insan içindeki çocuktan ilham alarak yolu arşınlar.Sesler ve anılar kayıp kentin konumunu belirler .Kaleminiz hep yazsın.Sağlıcakla.Saygıyla.
CaNMaYBuL
belki diyorum belki de o kayıp kentleri ararken insanların gölgelerini kendi yarım kalmış hallerimizi, toplumun gürültüsü içinde duyulmamış çığlıklarımızı duyurmak içindir çabası. hakikati kendi içimizde bulamadığımız o sesi keşfetmek için…
kalem yazdıkça şehir kaybolmaz kelimelerle örülür o eski sokakların yerini alır. unutmayalım yazmak insanın ruhunda iz bırakan o yolculuğu sürdürmektir. bu yüzden hep yazalım, sessiz sokakların sesini yeniden duyurana dek.
saygıyla ve içtenlikle.