- 47 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GARİP.
GARİP GÖNLÜM.
Rüzgarın ıslıkladığı yüzüm, yıldızlara göz kırpan garip gönlümde tuhaf heyecanlar meydana getiriyor… Derken, gönlümdeki kıvılcımlaşan duyguların ufuklarına doğru küheylanlar gibi savruluşunu temâşâ etmek için, sert ve seri bir poyraz esiveriyor… Sonra… üşüyorum, sonra düşünüyorum… sonra koca boğaz sen oluveriyorsun… sonra rüzgârla sevişen yıldızların, adeta bir doğum sancısı çeker gibi gönlüme rüşeym tomurcuklarını hediye etmesi ile ben hayata gerçeğe tekrar geri bağlanıyorum.. Hayallerimin nirengi noktasıdır bu sevişmeden hasıl olan meyvelerim… Onların göbekbağını -sırf talihleri yâver gitsin diye- ebem-kuşağına ben kestirip biçtiriyorum. Şimdi onlar, gök-kuşağının o göz alıcı renkleri altında güneşle saklambaç oynuyorlar.
Baharı hatırlatan bu güz mevsiminde ve güneşin kızıllığını güne hediye etmesiyle başlayan tan yerinde, gönlümde selvilerle oynaşan sevdalarım yaprak dökümünü hazin hazin yaşıyor ey Leyla… Uzaklardasın, taa uzaklarda! Sana İstanbul’un en ala ipek mendilini gönderiyorum, bu yitik sevdamın kayıp türküleriyle… Onları, sabah sessizliğinde adeta hüzzam makamıyla dinlenen bir kemanın yanık sesiyle güz’e “elveda” dediği tam da bu vakitte, yasemen kokulu reyhanıyla yeni bir iklime “merhaba” derken gönderiyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.