- 82 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Emir şah (misafir)
"Seni sevdim diye çok kızdıysan, sende beni sev intikam al" birebir aynıyım
emir şah ile o bok...u Yediğimiz günün üzerinde tam tamına iki ay geçmişti. benim üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi ne yaptığımı bilmiyor. çalıştığım işlere daha hırsla sarılmış diye bilirim. Yine öyle aylardan Kasım günlerden pazar dışarıda hafif bir yağmur çiseliyor mutfaktan evin diğer odalarına güzel yemek kokuları yayılıyordu.
Belli annem yine erkenci ya bir yere misafirliğe gidecek. bizim öğlen, akşam yemeğimizi hazırlıyordu. en korktuğum ise misafirde geleceği idi; hafta içi işe gitme talimatı veren saat zil tekrar kulağımın dibinde çalınca kalkıp bir wc ihtiyacı his ettim.
Bir yarım ayık kafa ile wc geçtim. Sonra annemin ne yaptığı merakını yenmek için mutfak kapısından usulca başım uzatım. Ve anneme "günaydın sultanım "dedim annemin sanki kral sarayının en aranan aşçısı edası ile "harika yemekler yaptım. bir tatmanı isterim" deyince mutfağın içine doğru geçip masa kenarına dizilen plastik taburelerin birine oturdum. eğer ona gereken yemek güzel olmuş notunu vermesem. Annem gün boyu söylenecekti. Annemin bu yemeklerin pişmesine vesile olan kişi kişiler, kimdi? Ne zaman o mübarek haberi vereceğini beklerken.
Babamın pazar kahvaltısının olmasa olmazı simit ve küt böreğini almak için evin dış kapısını örtüp çıkması ile annem aşçılık modelinden; çıkıp temizlik işçisi modeline geçmişti "hadi hadi kahvaltıyı edip buralar bir güzel temizleyelim misafirler dakik insanlar evimiz derlitoplu olsun" dedi.
Annemin misafir geleceği sözü sonrası daha bir dağılmış ,kahvaltı etme hayallerim uçup gitti.
Kim misafir demek ne mümkün hele ki anneme bir sorun nasıl kıymet alametleri ile karşılaşırsın. Bu kadar hazırlığı yapan anneme güvenmekten başka çarem yoktu.
Bu pazarımız ailece kahvaltı sofrasını geçip oturmak yerine ayaküstü atıştırmalıkla geçirdik. Çünkü mutfak pişen yemeklerin buharı ile küçücük mutfak hamam gibi olmuştu.
Tahminen öğlene doğru idi; bu benim tahmin edemeyeceğim kadar önemli bir misafirdi. Binada oturanlar cicilerini giyip tek tek bizim kapıyı çalınca anladım.
Büyükler oturdukları yerden. Geçen haftanın yorumunu yaparken. bu arada Doğan amcamın eşi Nergis çay kahve görevine kendi kendine laik görmüş olmalı ki. Sürekli oturma odasında oturan aile fertlerine çay kahve taşıyordu.
"Misafirler gelecek, ve çabucak odanda üstümü değiştirme "emri veren annem odama geçmemle kuzenim Gülşen peşimden odama daldı , dudak kenarlarını köpürte köpürte "benim nişanlım ve ailesi size gelecek biliyor musun" deyince benim bu sefer tepem fena attı. Bunun nişanlısının bizimle ne alakası var .direk onlara gitse yaa! Haykırışımı bir bana duyurdum o dakikada.
İşte bizim annemizin hamaratlığı düzenli bir kadın olmasının cezasını çekiyoruz. halam ev hali çok kötü olduğundan binanın en becerikli hanıma misafirleri ağırlamak düşmüş olduğunu anladık.
En nihayetinden beklenen misafirlerin kapı önünde ayakkabılarını çıkarmam homurtuları taa! Oturduğum odaya kadar geliyordu.
Odanın pencerenin açık olmasından buz kesilen yatağımın içine daha bir gömülmüştüm. Hissi keyfiyetim önemli; çünkü aylardır. İlk defa bu pazar evdeyim. Zaten birçok sağlık sorunları olan annemin telaşına seyirci, koltuğunda izler iken fenalık geçirmiştim. Fazlasıyla yorulmuş sinirlenmiştim. Gülşen Hanım koşuştursun onun nişanlısı ve ailesi onun yapması gereken hizmetlerinin hiç birine elimi dokunamazdım. Ne kadar zamanın geçtiğini bilmiyorum yatağın içinde ki bedenimi bir alev topuna döndürüp uyuya kalmıştım. evin sessizleşmesin den anladım ki misafirler gitmiştir. Annemin bana ayırdığı yemeklerin olduğunu düşünerek usulca mutfağa süzülüp bir iki tabak yemeği alıp geri odama döndüm. Peşimde ise kuzenim Gülşen girip yemeğin ve konukların harika sohbetlerini kaçırdığım için bana laflar sokarak devam etti ..sonra elinde ki cep telefonu bana tutarak "bak resmimize ne kadar yakışıyoruz nişanlım ile birbirimize " deyince elindeki telefonun üstünde bakışlarım donup kaldı. sadece bu, bu mu senin nişanlın? Diye bildim.
O pazar gününden sonra hayatımın içinden. Nelerin değiştiğine gelince her günümün diğerinden beter huzursuz geçiyordu. Kendimce bir hayalim kalmamış başkaların hayalleri benim önceliğim olan bir kadındım.
aah bu arada Emir şah cephesinde. Bedenlerimizin birbirine armağan ettiği o dakikaları unutmuş ve her şey olduğundan oturmuş idi;
Hala teyzeler kol ,kola alışveriş için çıkıp çok sayıda poşetler geri dönüyorlardı. Ailece el birliği ile Kuzenim Gülşen oturacakları evin içini döşüyorlardı. Hemde bizim oturduğumuz dairenin bir alt katına. Bazı insanlar doğuşlarını zengin karşılayan anne babaları var. Bizim gibi değiller, baba inşat ustası anne ev emekçisi…
Belki de böylesi daha iyiydi. Ben kayıp ettiğim adamı bu şekil burnumun ucunda. Her gün görecektim. Yeryüzünde dokunmadan yaşayan milyonlarca insanların olduğunu düşündükçe bir iki saatlik kaçamak beni bozar mı? Yani yaşanın telafisi var mı? Olmadığına göre yenisini ekleyecek cesaretleşmeyi dört gözle bekliyorum…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.