- 106 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
İnan, Sabret, Vazgeçme: En İyi Şeyler Senin Olsun
Hayat, bazen o kadar zorlayıcı oluyor ki, her bir anı bir meydan okumaya dönüşüyor. Her adımımızda daha ağırlaşan yükler, derinleşen yalnızlıklar, birbirini takip eden hayal kırıklıkları... Ama o karanlık anlarda, sabır bir ışık gibi doğar. Sabır, sadece zamanı beklemek değil, içsel gücümüzle barış yapmaktır. Bu, hem bir varoluş mücadelesi hem de bir büyüme sürecidir. Karanlıkta kaybolmuş gibi hissediyoruz, ama aslında sabır, kendi iç yolculuğumuzun başlangıcıdır.
Düşünüyorum da, her birimiz aslında bir yolculuktayız. Kimimiz bu yolculuğa daha kolay başlar, kimimizse daha zorlanarak ilerler. Ama bir gerçek var ki, hayat her zaman bir sınav sunar. Gençliğimi hatırlıyorum, meslek hayatımın ilk yıllarında zorluklar karşısında nasıl yılmaz bir direncim olduğunu. O yıllarda, birçok kişi bana bu yolda başarılı olamayacağımı söylüyordu. Onların söylediklerine göre bu yol, beni çıkmaz sokağa götürecekti. Her olumsuz söz, içimde bir çatlak oluşturuyordu. Kendimi kaybolmuş gibi hissediyordum. Ama bir gün, bir farkındalık anı yaşadım. Sabır, sadece beklemek değil; aslında bu, her bir kırıklığın ardından kendini yeniden inşa etmektir. Sabır, düşmekten değil, yeniden ayağa kalkmaktan ibarettir. O andan itibaren, kalbimde bir ışık yandı ve sabır, benim en büyük öğretmenim oldu.
Sabır, sadece zor zamanların içinden geçerken bir yolculuk değildir; sabır, aynı zamanda insanın kendisiyle barıştığı, içindeki gücü keşfettiği bir alan yaratır. Sabretmek, karanlıkta bir umut ışığı aramaktan ibaret değildir. Sabır, bazen içinde kaybolduğumuz karanlık duygularla yüzleşmek ve o duygularla barış yapmaktır. O kadar sıkıntı içinde boğulmuşken, bir adım bile atmak zor görünebilir. Ancak her adım attıkça, içinde bulunduğumuz durumun geçici olduğunu hatırlamak, sabrın en büyük armağanıdır.
Bir gün, meslek hayatımda çok zor bir vaka ile karşılaştım. Gözlerinde kaybolmuş bir umut ve kırılmışlık olan bir çocuğu tanıdım. O an, yıllar önce yaşadığım duyguları tekrar hissettim. Onun yaşadığı acı, içimdeki derin yaraları gün yüzüne çıkardı. Her şeyin çok geç olduğunu düşündüm. Ama içimde bir şey beni susturmadı; aksine, içimdeki bir ses bana şöyle dedi: "Seninle birlikte bu çocuk da bu yolculuğa çıkacak. Sabret, sabret ki onun da sabra ihtiyacı var." O an fark ettim ki, sabır sadece beni değil, aynı zamanda karşımda o çocuğu da iyileştirecekti. O çocukla birlikte sabrettik, birlikte inandık. Birlikte güçlendik. O çocuk bana gösterdi ki, sabır, sadece zamanın geçmesi değil, bir hayatın yeniden doğmasıdır.
Zamanla, o çocuğun içindeki karanlık yavaşça aydınlığa dönüştü. O kadar mutluydum ki; bir gün bana gülümsediğinde, o gülümseme yalnızca onun zaferi değil, aynı zamanda benim zaferimdi. Çünkü birlikte sabrettik, birlikte inandık. Sabır, bana çok şey öğretti. Sabır, hayatta her şeyin geçici olduğunu ve zor anların da bir sonu olduğunu hatırlattı. Sabır, bir insanın en karanlık anlarında bile umut taşıması gerektiğini öğretti.
Sabır, her zaman bir ödül getirebilir. Ama bu ödül her zaman dışarıdan bir şey olmayabilir. Sabır bazen sadece içsel bir huzur, bazen de kırılmış bir kalbin yeniden iyileşmesidir. Bir dostum bana sabırla ilgili çok anlamlı bir hikaye anlatmıştı. Zor bir dönemden geçiyordu ve her şey ters gidiyordu. Ama o, her gün yeniden başlamak için çaba gösteriyordu. O, düşse bile tekrar kalkıp yoluna devam ediyordu. Bir gün, o çabaları karşısında beklemediği bir ödül buldu. O bana şunu söylemişti: “Sabır, bir tür yatırımdır. Ve hayat, sabırla gösterdiğiniz her çaba için size en güzel hediyelerini sunar.” O an anladım ki, sabır bir ödül değil, bir yatırımdır. Bir yatırımdır, çünkü sabreden insan, zamanla kendine ve dünyaya olan güvenini pekiştirir. Sabır, bir içsel güç, bir içsel barış yaratır.
Sonuçta sabır, sadece bir bekleyiş değil, hayata olan güvenimizi pekiştiren bir yolculuktur. Bazen sabrımızın ödülü, sabrettiklerimizin ve geçirdiğimiz zamanın ta kendisi olur. Hayat bazen çok zorlu olabilir, ama unutmamak gerekir ki, sabır en büyük öğretmendir. Sabır, kendimize inanmamızı ve hayatın sunduğu her anı bir fırsat olarak görmemizi sağlar.
Her bir zorluğun, her bir mücadelenin sonunda, sabır bize derin bir içsel huzur ve anlam sunar. Hayatın tüm güzellikleri, sabredenler için en karanlık zamanlarda bile doğar. Sabır, yalnızca bir bekleme süreci değil; aynı zamanda bir keşif, bir yenilenme, bir yeniden doğuş sürecidir. Sabredenler, en karanlık anlarda bile hayatın sunduğu en güzel ödüllere ulaşır. Çünkü sabır, sadece bir bekleyiş değil, hayatın bize sunduğu en değerli hediye olabilir.
Aile Danışmanı
Selda İyiekmekci (Erdoğan)
YORUMLAR
Sabır üzerine söyledikleriniz gerçekten çok anlamlı ve derin. Sabır sadece bir bekleyiş değil, hayatla yüzleşirken bir öğrenme süreci olarak ele alınır. En zor anlarda bile sabretmenin insanın kendine olan güvenini nasıl pekiştirdiğini ve onun sıkıntısını aslında bir fırsat olabileceğini çok güzel ifade etmişsiniz Yaşamın getirdiği zorluklarla dolu bir öğretmen olarak görmek ve onun deneyimini bir öğrenme süreci olarak değerlendiren, güçlü ve umut dolu bir bakış açısı. Duygunuza yüreginize kaleminize sağlık selam saygım.duamla