- 139 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Özgelişim Bıkkınlığı Önler
ÖZGELİŞİM BIKKINLIĞI ÖNLER
Sevgili özgelişim Yolcusu dostum,
Bugün özgelişimi en çok önemsemesi gereken insanların, özgelişimi önemsiyor gibi görünerek daha bir kitap okumadan bir görüşme ile hemen gelişim içinde olmayı beklemeleri, bu olmayınca da bıkkınlık içine girerek hemen pes edyor, kitapları da bir kenara atıyorlar . Ödünç aldıkları kitapları bile iade etme gereği duymuyorlar. Gördükleri zaman selam bile vermiyorlar. Gençlerdeki bu bıkkınlık ve boşvermişlik tabii ki özgelişime ömür vermiş beni üzüyor . Ama umursamamayı, onlar uzaklaştıkça kendimzie daha çok yaklaşarak özgelişime daha önem vermeyi öğrendikten sonra hayata daha sıkı bağlanma isteği oluşuyor insanda. Aynı duyguları senin de yaşadığını empati ile tahmin ediyorum.
Sevgili Özgelişim neferi dostum,
Özgelişim her zaman tazelenme, her zaman insanın yenilenmesi demek. Bu da umutlu olmayı, mutlu olmayı, yalnızlıklarımızla barışık olarak özgelişimimize katkı sağlayacak kitaplarla arkadaş olmayı , bu arkadaşlığı da daha geliştirmeyi gerektiriyor. Bunu sadece bende değil aşk derecesinde özgelişim neferi olan gençlerde de görüyorum . Her zaman bilgi sahibi insanlarla iletişim içinde olmak her zaman çantasında gelişim kitaplar bulundurmak yaşam tarzları olmuş. Onları görünce işte benim de özgelişim içinde olma isteğim artıyor. Ve seni görünce içimde bıkkınlık olmasını bırak 18 yaşında genç gibi dinç hissediyorum kendimi.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Dersler, hayatın şartları bahane edilerek özgelişime önem vermeyen insanların olgun yaşlarda yaşadığı tek duygu pişmanlık oluyor genelde. Hatta ileriki yaşlarda kendi gelişememiş olmalarının sorumlusu olarak bizi görenler bile oluyor. Ne de olsa bir toplulukta insana veli diyende deli diyende oluyor. İnsan başkalarını suçlayınca haklı olmuyor işte. Ama ne kadar pişman olursa olsun insan geçen zamanı geriye alamıyoz. Bizim amacımız insanları hayatın güzelliklerinden eğlenmeden alıkoymak değil, tersine ileriki yaşantılarında daha bilinçli ve farkındalık içinde insan olmaları için tecrübe ve bilgimizle yardımcı olmak.
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Bugün önemli ve güzel yerlere gelmiş insanların hayatını incelediğimizde hepsi olmasa da çoğunun aileden ve kendi keşfi ile daha çocukluktan bu işe başladıklarını ve çok mesafe kat ettiklerini görüyoruz. Günümüzde gençler ise yüksek not almanın başarı için yeterli olduğunu sanıyor. Ne kadar yüksek not alsan da ugulamada yetersiz kalırsan, verimli olamazsan o da pek faydalı olmuyor. Gözlemlerimizde bunu da görebiliyoruz.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Eğer insan gelişmek isterse hiçbir şey geç değil, eğer azimli olursan geçmişteki başarısızlıkları başarıya dönüştürmek içten bile değil. Sınıfta üst üste iki kalırken azimle iki Üniversite tamamlama tecrübesini yaşamış insna olarak söylüyorum. Şartlar uygunsa ve sende bu şartları değerlendirirsen 60 yaşında şef de olabiliyorsun. İşinin duayeni bir iş adamı da. Yeter ki her yenilgiden sonra ayağa kalkmasını bil. Her başarısızlıktan bir ilham ve ders almasını bil. Derler ya “öldürmeyen her darbe insanı daha çok güçlendiren bir aşamadır” Yeter ki hırsın aklını geçmesin. Öfke ile (dengesiz hısr da diyebiliriz) kalkan zararla oturur atasözü sanırım boşuna söylenmemiş olsa gerekir.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Biz burada başarı gibi, özgelişim içinde olmayı zengin olmak, mal mülk sahibi olmak olarak algılamıyoruz. Zorluklara rağmen başkalarına muhtaç olmamak ve çevrenin küçümsemesine rağmen yılmadan doğruları anlatmak, yazmak ve başkalarına dik duruşla örmek olmak da bir başarı ve özgelişim örneği sayılabilir. Bıkkınlık içinde olmamak ve olumsuz konuşmamak da bir başarı olabilir. Hatta boş konuşan insnalardan uzak kalmak bile özgelişim içinde olan insan için başarı sayılır bence.
Değerli dostum,
Gençlerdeki derslerden bıkkınlığı, hayat şartlarının zorluklarına göğüs gererek de gençlerdeki yılgınlığı gördükçe özgelişimin önemini daha iyi anlıyorum. Bu da insana dinçlik kazandırıyor. İnanmak ve bun inaç için çalışmak tüm dünya inanmasa da insana dinçlik kzanırıyor geleceğe dair umutları artırıyor. Peygamberin hayatına bakınca da gelişmenin inançlar için çaba harcamanın önemi daha iyi ortaya çıkıyor. İnsanlaraliderlik etmenin önemi özgellişimin “bıkkın olmamak” ilkesi ile daha önem kazanıyor
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Kurda demişler neden boynun kalın” o da “ her işimi kendim görürüm de ondan” demiş. Her işimizi kendimiz görebilsek önce kendimizi geliştirerek başlarız işe o zaman başkalarının tecrübelerinden ve bilgisinden faydalanmanın da önemini daha iyi anlayarak bizi geliştirecek kitapları daha çok okumanın ve geliştirecek insanlara daha çok gitmenin yollarını arar.Çünkü, okumak ve tecrübe dinlemek en güzel özgelişim eylemidir.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Azimli ve gayretli insanlarımıza günümüzde saygı göstermek yerine, onlara bilinç altından kıskançlıklarla yaklaşarak onların çabalarını görmemezlikten gelirsek bu en çok çocuklarımıza zarar verir. Çocuklarımızın yanında azimli ve gayretli insanlara gereken saygıyı gerçek manada , gösterişsiz, samimi olarak göstererek onlara imkanlarımız dahilinde maddi ve manevi desteği verir, bunu da çocuklarımız görecek şekilde yaparsak çocuklarımızın özgelişimine en büyük katkıyı sağlamış oluruz. Ben bunu gözlemlerimle deneyimledim.
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Ben de zamanında başarılı , bizi motive eden, özgelişim içinde olmamızı söz ve tavırları ile belirten, uzak yakın akrabalarımızı, öğretmenlerimizi, çevremizdeki insanları, böyle insanları anlatan kitapları, televizyon film ve dizilerini izleyerek bıkkınlık içinde insanlardan ders çıkararak , bıkkınlığı yenmiş insanların azmine bakarak öğrendim ve halen öğrenmeye devam ediyorum. Yaşanan her olay gelişme dersi demek bizlere. Ne demiştik “hayat öğrenmektir”
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Senin varlığın benim varlığım demek. Yani bana ilham veren varlıksın. İyi ki benim dostumsun ve seni tanımışım. Bunu laf olsun diye değil, sana yazdığım samimi mektuplar ile gösteriyorum işte. Bence dostlar sadece sevdiklerini sözle değil yazı ile de gelecek nesillere bıraksınlar. Bizlerde zaman zaman başkalarının mektuplarından faydalanmıyor muyuz.Her mektup özgelişime naksedilen unutulmaz bir ders demektir benim için. Bunların kitap olması demek de nesillerden nesillere nehir olarak aktarılması demek.
“Söz uçar yazı kalır” diyen ne güzel söylemiş. Yazılar sadece çocuklara değil torunlara hatta onların torunlarına da kalır. Kalplere nakşedilen her mektup da kolay kolay beyinden de kalpten de silinmez.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.