- 1480 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Özgelişim Ağlaklığı Önler
ÖZGELİŞİM AĞLAKLIĞI ÖNLER
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Çevremizde sık sık ağlayan, her şeyin kötüye gideceğini söyleyen, film izlerken bile hayali şeylere ağlayan insanlar vardır. Genellikle duygusal insanların duygularının dışa yansıması gibi görünse de bence çok ağlamak duygusal hastalıktır. Hayatı olduğu gibi görmek nötr ve tarafsız olmak en sağlıklı olandır. Böyle hayatta ağlamak da gülmekte dengelidir.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Ağlak insan toplumun her kesiminde görülür. Siyasette, ekonomide, spor dünyasında hemen her yerde. Ağlaklığı anlatan , ağlak karakterlerin çok olduğu filmler, romanlar bazı yazarların senaristlerin sevdiği şeylerdir. Hem para kazanmanın hem de toplumu monüple etmenin bir yolu işte sanat çoğu zaman.
Sevgili özgelişim Yolcusu dostum,
“Toplumda ağlak insan yok mu ? diye soracak olsan , “Olmaz mı hemde normalden çok “ diye cevaplarım seni. İşte burada özgelişim içinde olmak ağlaklıktan kurıularak geleceğe güzel bakan “gülenç” insanlar yetiştirmemize sebep olabilir. “Gülenç” gülen insan demek .
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Sana bunları yaparken “işinizi doğru yapın, işinizi doğru yapmazsanız hiç yapmamış gibi olursunuz” diye sosyal medyada mesajlara rastladım. Her insan işi farkl yapar karakteri, kültürü eğitimi , inancı oranında. Elbette ki herkesin işini tam ve zamanında yapması iyidir ama bu her zaman mümkün olmayabilir. Ama o iş yapılmamış sayılmaz eksik olsa da iş iştir. Bu da ağlaklığın beğenmemezliğin başka yöntemi ve insanı iş yapmaktan soğutabilir. Halbuki insana yanlışını eğiterek anlatmak daha yapıcı ve öğretici olabilir.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Burada işte özgelişim bir defa daha karşımıza çıkıyor.İşi yarım yapana da yaptığı işin noksanlığını güzelce, ağlamadan kırmadan anlatabilmek ve güzeli öğretebilmek. Özgelişim içinde olan insan da kendisine güzel şeyler öğreteni kırmaz, ondan ödünç aldığını zamanında getirir. Verdiği kitapları zamanında okur ve bunu da devamlı yapar. ”unuttum” gibi hiç mantıki olmayan mezarete sığınmaz. Unutmak neden meydana gelir? Önemsememekten, önemsenmeyen iş de başarı getirmez. Özgelişim ise önemsemeyi ve hataları her geçen gün azaltmayı amaçlayan bir çaba değil mi ?
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
“Ağlak” insnalarla yani ben buna “olumsuz düşünen insan “ derim. Dostluk kurmak zamanla bizim de ağlak olacağımız ihtimalini güçlendirir.
Sevgili dostum,
Küçükken arkadaş olduğum bir komşumuz vardı. Hep küfür, hep olumsuzluk, hep ağlamak... Yıllarca sabretttim. “Belki O’nu eğitirim, belki küfür etmekten, ağlamaktan vazgeçer diye. Baktım ki bırak vazgeçmeyi sinirlenince bende farkına varmadan küfreden ve ağlamaya başlayan insan olmuşum. Bunu tespit edince bile ona küsmedim uzaklaşmadım . Hep “ bir gün değişecek hele yaşı daha olgunlaşsın” dedim. Bir gün istediği bir şeyi elimde olmadığı için yapamadım. İstediğini daha önceden başkasına vermeye söz vermiştim. Sözümden dönmemi istedi. Yapamayacağımı söyleyinde küstü. Ben önce üzülsem de sonradan alıştım ve “Küserse küssün” diyerek üzülmeyi bırakınca hayatın rahat olduğunu anladım. O da gurur yapıp özür dilemeyince bende üstelemedim. Eminim o gene beni suçlamıştır. Çünkü ağlaklığın kökeninde cehalet vardır ve özür dilemek ve teşekkür etmek defterlerinde ve kitaplarında yazmaz.Onlar sadece ağlamayı, istemeyi ve duygu sömürüsü yapmayı bilirler. Seni yönlendirmeyi monüple etmeyi isterler.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Gerektiği zaman ağlamak insanı rahatlatır. Bir yakınımızı yitirince, çok üzüldüğümüz zaman, ihanete uğradığımızda, hakarete uğradığımızda falan. Bu durumlarda ağlamak gerçekten insnaı rahatlatır. Bu bir süre ki saatlerle sınırlı olsun. Fazlası insana zarar verir. “Her şeyin azı kar ortası karar çoğu zarar” Burada da ortaya çıkıyor işte.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Çevremizde umut veren, “gülenç” , ama gülençlikte de sınır tanıyan, öyle olur olmaz yerde hep aynı şeyleri konuşmayan bizi üzmeyen arkadaşlarımız olsun. Çünkü çok gülmenin , insanlarla şakalaşıyoruz diye hep aynı ve sevmediği şeyleri yapmamız onları bizden uzaklaştırır. Böyle insanlardan ben uzak dururum mesela...
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Özgelişim içinde olan insan gelişirken hep umutlu olmayı, olumlu düşünmeyi ve bunu alışkanlık haline getirmeli ki, umutlu ve mutlu gelecek konusunda güzel konuşan insan olarak tanınsın. Dersen ki, bunu kaç kişi fark edecek ki ? Ben derim ki, bir kişi fark etse kainat fark etmiş gibi Yaradan sana ödül verir. Ama sen fark edemezsin belki de. Farkılılıkları herkes fart edemez çümkü. Çünkü umutlu olmak bence en büyük ibadettir. “Oku” emrini “okuyarak insanlara daydalı olmanın yollarını aramak “ olarak anlayanların tutum ve davranışları gibi...
Değerli Özgelişim yolcusu dostum,
Özgelişim üzerine ne kadar yazsam da, bu mektubu yazarken çok şeyi yeni fark ediyor, hatalarımı görüyor, bizim iyi niyetle de olsa çabalarımızın karşılık görmediğini görünce muhatabımız adına üzülüyorum ama her hatamızı fark etmemizin bizim için öğreten bir ders olduğunu gördükçe geleceğe dair umutlarmız çoşarak artıyor. Yazmak sadece sana değil bana da fayda sağlıyor tabii. Sevgiyle bilgiyi paylaşarak yazınca herkese faydalı oluyor anlamak isteyene. Bu mektupların amacı yazana da okuyana da ilerde okuyacak olana da fayda sağlaması, “bilinçli insan olmak “ adına gelişime kapı açması.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Biz faydalı olmak istedikçe önemsenmiyorsak, hatta alay eden oluyorsa bu bizim değil onların farkındalık içinde olmak istememesinden kaynaklanıyor. O yüzden çabamızı nafile çaba olarak görmeyelim. Çalışmalarımızı nafile çaba görmek, ağlak insanların işi. Yani ağlamak olumsuz bakmak hayata.
Sevgli Özgelişim Yolcusu dostum,
Ağlamak daha çok bilirsin bebek ve çocuklara mahsusu bir şey. Bebeklerde çocuklarda daha çok ağlayarak ihtiyaçlarının farkına varılmasını isterler. Yaşı büyük insanlarda da ağlayarak elde etme isteği yatar. Vücudu büyümüş ama ruhu ve beyni hep çocuk kalmış, Özgelişim içinde olmamanında bir sonucu. Biz özgelişimimizi artırarak ağlak yönlerimizi zayıflatarak “gülenç” yönlerimizin artırlmasını geleceğe umutla bakmammızı sağlayabiliriz. O da bizlerin elinde. Umutla bakalım yarınlara . Yarınlarımız çocuklarımızıa da umutlu olmayı öğreterek...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.