- 140 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Yalanın Küçük Kıvılcımı ,Güvenin Sonsuz Ateşini Söndürebilir
Bazen birini yalan söylerken yakalarız, öyle değil mi? O an, kalbimizde ince bir sızı belirir, tam da güvendiğimiz birinin aslında düşündüğümüz gibi olmadığını fark ettiğimiz o saniyede… Üzerimizden adeta bir gölge geçer, sıcak bir güven duygusu yerine, buruk bir hayal kırıklığı yerleşir. Ve işin en tuhaf yanı, yalanın canımızı nasıl yaktığını bildiğimiz halde, bazen kendimiz de aynı yolu seçiveririz. Peki, neden? Ne bizi buna iter? Bazen ders çalışmaktan kaçmak için, bazen kırılmaktan korktuğumuz için… Ama işin aslı şu ki, yalan sadece o anı kurtarır; uzun vadede ilişkileri, hele ki güvenle yoğrulmuş ilişkileri, yavaş yavaş tüketir.
Bu konu, aklıma çocukluk yıllarımdan bir anıyı getiriyor. Ortaokuldaydım, matematik sınavım kötü geçmişti ve o zamanki çocuksu dünyamda, bu sınav sonucu babamla aramda köprü olacak ya da o köprüyü yıkacak kadar önemliydi. Eve geldiğimde babam , her zamanki yumuşak sesiyle, “Seldaaa Nasıl geçti sınavın?” diye sordu. O an içimde büyük bir mücadele vardı; gerçeği mi söylemeliydim, yoksa “İyi geçti, merak etme” deyip konuyu kapatmalı mıydım? Yüzündeki ifadeyi hayal kırıklığına dönüştürme fikri dayanılmazdı. “İyi geçti,” dedim sonunda. Bir an için rahatladım; babam her zamanki gibi gülümsedi, belki içimdeki sıkıntıyı anlamıştı ama yine de destekleyici bir bakış attı. Ama o yalan öyle bir yük oldu ki, gece yatağa yattığımda omuzlarımda hissediyordum. Ertesi gün sınav sonuçları açıklandığında, yüzüm kızardı, ellerim titredi. En kötüsü, babamın haberi olduğunda yüzündeki kırık bakıştı. Ne bana kızmıştı ne de sormuştu, ama bakışları “Neden dürüst olmadın?” diye soruyordu adeta. O küçücük yalan, sadece sınavla ilgili değildi; aramızdaki bağı, güveni de zedeleyen bir yankı bırakmıştı.
Bu deneyimi yaşarken, “Beni buna ne itmişti?” diye çok düşündüm. O yaşta babamın gözünde “başarılı” olmanın, sevgisini kaybetmemek için hayati olduğunu sanmıştım. Zaman geçtikçe, bir ilişkide yalanın sadece o anı değil, bir bütün olarak güveni ve bağlılığı nasıl etkilediğini fark etmeye başladım. Yıllar sonra bir danışanımla bu konuyu konuşurken, çok benzer bir olay anlattı. Oğlu, ödevini yapmadığı halde, “Yaptım anne” demiş. Annesi de ona “Aferin!” diyerek takdir etmiş. Daha sonra yalan ortaya çıkınca, annesi kendini hem üzgün hem de kandırılmış hissetmiş. Ama asıl düşündürücü olan, çocuğunun yalan söylemesinin altındaki sebepmiş. “Sanki kızmamdan değil, hayal kırıklığıma sebep olmaktan korkmuş,” demişti annesi. “O kadar derin ki, o gözlerde kırılma görmek istemiyor, sadece sevilmek istiyor.” İşte tam da burada, yalanın sadece bir sorunu gizlemek için değil, bazen sevilmeye olan ihtiyaçtan kaynaklandığını fark ettik.
Bu anılar, bana şunu gösterdi: Bir ilişkide güven varsa, hataları kabul etmek ve doğruyu söylemek çok daha kolaydır. Fakat karşılıklı güven yoksa ya da eleştiriden korkuluyorsa, yalan bir kaçış yolu olur. Çocuğa, bir yalanın onu korumayacağını, hatta uzun vadede ilişkide daha derin yaralar açacağını anlatmak o kadar önemli ki… Ona sadece dürüst olmanın önemini değil, zor zamanlarda yanında bir destek olduğunu da hissettirmek lazım. “Yapmadım,” dediğinde “Peki, bunu nasıl çözebiliriz?” diyebilmek; suçlamak yerine çözüm odaklı bir yaklaşım geliştirmek, o ilişkiye kalıcı bir bağ kazandırır. Bu yolla, çocuk bir sorunla karşılaştığında yalnız olmadığını ve sorunları çözerken yanındaki insanların destek olacağını öğrenir.
Yine bir danışanım, çocuğu hakkında konuşurken, ödevini yapmadığında yalan söylediğini fark ettiğini ama bir türlü doğruyu söylemesi için nasıl yaklaşması gerektiğini bilmediğini anlatmıştı. “Bazen, ona bunu neden yaptığını sormaktan çekiniyorum. Dürüstlüğün önemini vurgulamak istiyorum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum,” demişti. O anda ona, çocukluğumdan kalan bu anıyı anlattım. Ona, çocuğunun yalanını açığa çıkarmadan, “Ödevinle ilgili yardıma ihtiyacın var mı?” diye sorabileceğini söyledim. Çünkü önemli olan çocuğa “Yanında destek var” hissini verebilmek. Yalanın sadece anlık bir kaçış olduğunu, uzun vadede daha büyük sıkıntılar yaratacağını öğrenmesi, bu desteğin yansımasıyla olur. Çocuklar, büyüklerin onlara doğruyu söylemek için gereken güven ortamını sunduğunu hissettiklerinde, yalan söyleme eğilimleri azalır.
Yalanın ilişkilerde yarattığı bu zararı daha iyi anladıkça, kendi çocuklarımıza ve hatta hayatımızdaki diğer insanlara karşı nasıl yaklaşmamız gerektiğini de daha iyi görüyoruz. Çocuklarımıza, ne kadar zor durumda olsalar bile, her zaman bir çözüm yolu olduğunu, güvenle bir şeyleri paylaşabilecekleri bir alan olduğunu gösterebiliriz. Çünkü gün gelecek, onlar da kendi çocuklarıyla benzer bir durumla karşılaştıklarında, doğruyu seçmenin ne kadar değerli olduğunu hatırlayacaklar. “Annem bana kızmamıştı, el uzatmıştı” diyecekler. Ve bu güven duygusu, nesiller boyu sürecek sağlam bir bağ olarak kalacak.
Bir yalan, anlık bir rahatlama getirse de, ardında karmaşık duygular bırakır. O yüzden, ilişkilerimizde karşılıklı güveni, dürüstlüğü sağlam temeller üzerine inşa edebilirsek, çocuklarımızı ve sevdiklerimizi de aynı sağlam temellerle geleceğe taşırız. Yalanın anı kurtardığı ama ilişkiyi zedelediği gerçeğini, her an aklımızda tutarak…
Aile danışmanı
Selda İyiekmekci (Erdoğan)p
YORUMLAR
Yalan, dediğin gibi kızım, gerektiğinde söylenir. Hangi koşullarda olduğunu araştırıp, biri bize yalan söylemişse ve o bir öğrencimiz veya evladımız ise bundan kendimiz de sorumlu olduğunu yukarıda anlatmışsın. Hepsine katılıyorum.
Ama biriyle eğlenmek için, başkalarının aleyhinde kendisine üstünlük sağlamak için, başkasını suçlamak için..... Bu örnekler çoğaltılabilir, ki hepsi çok olumsuz davranışlardır.
Hal böyle iken sanki yalan söylemek bir erdemmiş gibi TV'de bir tarihlerde "Yalandan Kim Ölmüş" diye bir program oluyordu. Yalan söyleme yarışması. Kim daha inandırıcı yalan söylüyor.
Ve yazık ki halkımız kanal değiştirmek yerine bu programı izliyordu.
Çok kanallı yanınlara geçtikten sonra kanallarda eğitim programların yerini eğitimsizlik programları aldı.
Bu arada, bu yazdıklarını bir kitapta toplamayı unutma kızım. İnan ki çok değerli bir eser olur ve çok kişinin yararına olur.
Sevgiler Selda Kızım.
superbaba tarafından 31.10.2024 11:14:08 zamanında düzenlenmiştir.
İYİEKMEKÇİ
Güzel ve içten yorumun için çok teşekkür ederim. Yalan üzerine söylediklerin gerçekten düşündürücü; hayatın içinde, ailemizden dostlarımıza kadar her ilişkide dürüstlüğün önemini her gün yeniden görüyoruz. Ne yazık ki, bazı programlar insanları eğlendirmeyi hedeflerken değerlerimizi zedeleyebiliyor, dediğin gibi. Dürüstlüğün erdem olmaktan çıktığı bir yerde, güven duygusu nasıl var olabilir ki?
Bu yazdıklarımı bir kitapta toplama önerini de içtenlikle değerlendiriyorum. Böyle bir adım atmak, hem bu fikirlerin daha geniş kitlelere ulaşması hem de kalıcı bir değer bırakmak açısından çok kıymetli olur. Sevgiler, saygılar güzel düşüncelerin için tekrar teşekkürler.