- 284 Okunma
- 0 Yorum
- 5 Beğeni
Alem Rüya
.Tüyler ürperticidir gerçek. Yine de üzerine giderim doğrunun.
Ne kadar incinsem de sarıldığım tek şey gerçek.
Alem hep aynı terhane ortak paydamız dünya.
Bu kadar ağır olmamalıydı kendime göçüşler. Hayal kırıklığından hayal kırıklığına koşarken kendimi kendimde bulmalarım çok ağır.
Ne kadar da emindim yansımamdan. Müthiş baş ağrısıyla akşamı ederken, sabahlara inanmak bir düşese, düşüyorum…
Bazen insan kendinden dahi bıkarken, yığınların yük taşıması omuzlarına, zihnine.
Düş bile büyütememek, güneşe açamamak gözlerini. İnsan insana neden bu kadar t’uzak.
Gururunu bir kenara bırakmış, kıyametine mi sarılmış şu insan seli.
İçi dışı pislenmiş insanların arasında tek başına yol almak. Dünyaya aç doğup aç ölmek.
Sis sarmış uykusu kaçmış gözlerimin.
Köpek ulumaları sağır kulaklara, gökten kemik yağacak neredeyse.
Benim yerime de uçsun kuşlar, gök mavi kalsın olur mu?
Tökezlediğimde uzanan bu el de benim. Güçlü durmaktan yorulduğum, yaşamak güç orantılı olmamalıyken böyle güçlüm işte…
Yoksa nasıl yüzdürürdüm Nuh’un Ağrı’sını içimde.
Atlattığım badireler düştükçe tekerüre, en acımasız yargıcıyım dünlerimin.
Bakabilseydik, görebilirdik kuyu içinde kuyu, unutulan rüyayı.
İlk taşı ben attım içimdeki kadına, yaşamın ipi ellerimle koptu.
Acı üzerine acı! Demirci örsüyle dövüle dövüle şekillendim.
Yara kabuğa, kabuk yaraya umut oldukça, bileniyorum işte aşka ve sana….
Ve uyanıyorum işte bir rüyayla sabaha...
Hayr olsun.
Üç, iki, bir…
Sude Nur Haylazca
(Vaba Sahra)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.