- 79 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Babamın Mirası: Atatürk’ün İzinde Yaşanan Bir Hayat
Atatürk’ü düşündüğümde içimde tarif edilemez bir sıcaklık ve derin bir saygı beliriyor. Bu duygu, tıpkı çocukken babamın anlattığı hikayelerle kök salan bir miras gibi… Babam, bu hisleri içime işleyen kişiydi. Her fırsatta bize Atatürk’ü anlatır, onun hayatımızdaki yerini ve Cumhuriyet’in değerlerini gururla dile getirirdi. Gözlerinde beliren o sevgi ve hayranlıkla anlattıkça, Atatürk sanki yanımızdaymış gibi, bir aile büyüğümüzmüş gibi hissettirdi bana. “Bak kızım,” derdi, “Biz özgürlüğümüzü, barış içinde yaşama hakkımızı ona borçluyuz.” Bu sözleri duydukça içimde bir kıvılcım yanar, ne dediğini tam anlamasam bile bir minnet hissi oluşurdu.
Özellikle bir Cumhuriyet Bayramı sabahı zihnimde hiç silinmez. Henüz çok küçüktüm, belki ilkokul birinci ya da ikinci sınıftaydım. Babam erkenden uyandırmıştı beni. Gözlerimi açtığımda o da hazırdı, Cumhuriyet Bayramı’na özel en temiz kıyafetlerini giymişti. O sabah, bayram coşkusuyla üzerime özenle hazırladığı kıyafetleri giydirirken “Bugün özel bir gün, unutma,” dedi. Elimden tutup okul bahçesine götürdü. Bahçedeki bayraklar, arkadaşlarımın neşeli sesleri, babamın yüzündeki ışıltı ve o gurur dolu bakış… Şimdi o günü düşündüğümde, gözlerim dolsa bile, aynı sıcaklık ve coşku içimde yankılanıyor. Babam o sabah bana Atatürk’ü yaşatmanın ve onun bize emanet ettiği değerleri korumanın ne kadar kıymetli olduğunu hissettirmişti.
Artık o yanımda değil... Babamı kaybedeli dokuz ay oldu. Onun yokluğunun hüznü hep benimle, ama bana bıraktığı bu kıymetli miras, içimde bir kor gibi yanmaya devam ediyor. Cumhuriyet Bayramı geldiğinde yalnız olsam da, her bayram sabahı babamla paylaştığımız o özel anılarla yeniden buluşuyorum. O bayramlarda hissettiğim o gurur, Atatürk’e duyduğum sonsuz minnet, şimdi bana emanet. O anılar, içimde her bayram sabahı yeniden canlanıyor. Babamın bana bıraktığı bu mirası yaşatmak, artık benim en büyük görevim oldu.
Geçen yıl, okulda Cumhuriyet Bayramı töreninde konuşma yaparken öğrencilerime bakarken babamın gururla beni izlediği anlar aklıma geldi. Gözlerimi kapadım, sanki oradaymış gibi hissettim. Konuşmamın sonunda bir öğrencim yanıma gelip, “Öğretmenim, siz Atatürk’ü tanıyormuş gibi anlatıyorsunuz,” dediğinde öylesine gururlandım ki… İşte o an, babamın bana miras bıraktığı o sevgi ve minnetin kendi öğrencilerime de geçtiğini fark ettim. Babamın mirasını yaşatmanın en anlamlı yolu buydu benim için. Şimdi sınıfımdaki her çocuğun gözlerinde o ışığı görüyorum ve babamın o gururla dolu bakışlarını yeniden hissediyorum.
Bazen, babamla Atatürk’ün eğitim devrimleri üzerine yaptığımız tartışmalar aklıma geliyor. O zamanlar bu konuşmalar bana yalnızca bir sohbet gibi gelirdi; ama şimdi, bana söylediği sözlerin derinliğini çok daha iyi anlıyorum. “Atatürk bize yalnızca bir alfabe kazandırmadı; bize bir millet olmanın bilincini verdi,” derdi. Şimdi bu sözlerin ağırlığını taşıyor, her gün sınıfımdaki çocuklara aynı değerleri aktarıyorum. Onlara yalnızca bilgiyi değil, bu değerleri de öğrenmeleri için çaba sarf ediyorum. Çünkü bu, babamdan bana kalan en kıymetli mirasın onlara da ulaşması demek.
Cumhuriyet Bayramı yaklaştığında içimde her zaman hafif bir hüzün, bir eksiklik hissi beliriyor. Belki de babamın yanımda olmamasının getirdiği o eksiklik hissi… Ama onun bana bıraktığı bu miras, her bayram sabahı onunla yeniden buluşmama vesile oluyor. Her yıl bu özel günü onun hayallerini, Atatürk sevgisini yaşatarak kutlamaya devam ediyorum. Babamın bana bıraktığı sevgi, yalnızca Atatürk sevgisi değil; onun izinde geleceğe umutla bakmayı, bir millet olmanın değerini bilerek yaşama kararlılığı.
İşte her 29 Ekim’de, Atatürk’ün bize bıraktığı mirasın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hissediyorum. Her yıl bu değerlerin kuşaktan kuşağa taşınacağına dair inancım daha da pekişiyor. Babamın bana bıraktığı bu miras, hem geçmişim hem geleceğim; bu değerlerle yoğrulmuş bir hayatın izinde, babamın ışığında yürüyebilmek bana her zamankinden daha büyük bir kıymet taşıyor.
Belki bir gün, bir öğrencim bana “Öğretmenim, sizin anlattığınız Atatürk hep aklımda kalacak” diyecek ve ben yine babamı anımsayacağım. Babamın bana anlattığı gibi, bu mirası yaşatmaya devam ettiğim sürece, onu her bayram sabahı yanımda hissedeceğim. Onun gösterdiği yolda yürürken hissettiğim gurur, her zaman kalbimde yaşamaya devam edecek.
Selda İyiekmekci (Erdoğan)
YORUMLAR
Atatürk,
Anlatılmakla bitmez bir liderdir.
Ne mutlu ki babanız sizi bu büyük liderin sevgisiyle dop dolu yetiştirmiş.
Ne mutlu ki, öğrencilerinize Atatürk'ü tanıyormuş gibi anlatmışsınız.
Ve ne mutlu ki, öğrencileriniz de bunu hissetmiş...
Sevgiler Selda Kızım.
İYİEKMEKÇİ
Yüreğime dokunan bu güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Atatürk'ü anlatmak benim için her zaman büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı. Onun fikirlerini, azmini ve aydınlık yolunu öğrencilerime aktarabilmek, geleceğe bırakabileceğim en kıymetli miraslardan biri. Sizlerin bu kıymetli sözleriyle desteklendiğini görmek, bu yolda yalnız olmadığımı hissettiriyor.
Babamın bana öğrettiği her şeyin, sizlerin gözünden de aynı değerle kabul edilmesi, sanki onun bıraktığı bir emaneti hep birlikte yaşatıyor gibi... Atatürk'ü anlatmak bir görev değil, kalpten gelen bir sevgi aslında. Öğrencilerimin bunu hissedip yaşamasını sağlamaksa, bir eğitimci olarak hayatımın en anlamlı kısmı.
Sizin gibi değerli büyüklerimizin desteğiyle bu sevdayı gelecek nesillere aktarmaya devam edeceğiz.
Sevgi ve saygılarımla, Selda Kızınız