- 92 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
DEVLET BÖYLE Mİ YÖNETİLİYOR?
DEVLET BÖYLE Mİ YÖNETİLİYOR?
Bundan birkaç yıl önce ceza kanunumuzda bir değişiklik yapıldı ve 2 yılın altındaki suçlara tutuklama yasağı getirildi.
Kanunu incelediğimde vahim bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu gördüm. Zira duruşmada bize küfür eden hakaret eden ya da bize fiili bir saldırıda bulunan ya da bizi tehdit eden bir sanığı tutuklayamayacağız ve bu adam elini kolunu sallayarak adliyeden çıkıp gidecekti. Manzaranın vahametini düşünebiliyor musunuz?
Aynı durum bir bayram töreninde il valisine yapılabilir veya bir devlet bakanına da yapılabilirdi bu durum beni ürküttü ve derhal üç kuruma resmi olarak uyarıda bulunma ihtiyacı hissettim l..
Türkiye Büyük millet meclisi başkanlığına, Hakimler Savcılar Kuruluna ve Adalet Bakanlığına yazılı bir öneride bulunarak(kayıtlar ilgili kurumlarda saklıdır bakılabilir) derhal bu hatadan vazgeçilmesini Zira böyle olması durumunda devletin itibarı’nın yerli bir olacağını sanıkların buradan aldığı cesaretle daha da pervasızlaşacağını ve daha fazla suç işlemek için kendilerine cesaret bulacaklarını bunun sonucu olarak da toplumda büyük bir umutsuzluk ve kaosun hakim olacağını ekleyerek yazılı mesajımı gönderdim. Tabii ben önerimin dikkatle okunduğunu zannediyordum. Ta ki malum olay cereyan edinceye kadar.
Aradan bir müddet geçti sanki olacakları Allah kalbime ilham etmiş ve önceden uyarılarda bulunmuştum ki benim uyarımdan bir ya da 2 ay sonra dönemin Adalet bakanına Nevşehir’de bir fiili saldırı oldu.
Bakan bey çıktı ekranların karşısında hakimleri suçladı Bana saldıran adam nasıl tutuklanamaz dedi kendi meslektaşlarına bu olay yapılmış olsaydı derhal tutuklanırdı ama devletin bir bakanına yapıldığı için Hakimler sanığı tutuklamıyorlar dedi. Açıklama nereden bakarsanız bakın tam bir skandal idi.
Zira bakan bey kendi çıkardığı kanundan haberi dahi yoktu. Bırakın çıkardığı kanunu benim yazdığım öneriyi bile ya kendisi okumamış ya da ulaştırmamışlar kendisine. O dönemde bu konu hakkında bir yazı yazmıştım. Ben bakan olsaydım bu öneriyi bana ulaştırmayan bütün personeli görevden alırdım..
Bir bakan çıkardığı kanunun kurbanı oluyordu.
Kanununu kendisi çıkarmıştı ve kendi çıkardığı kanundan dolayı hakimler sanığı tutuklayamıyordu. Zira tutuklamış olsalardı hukuki bir sorumluluk doğacak ve Hakimler Ceza alabilecekti.
O gün devletim adına çok üzülmüş kahrolmuştum.
Çok büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı yaşamıştım. Düşünebiliyor musunuz devletin kanun çıkarmakla görevli bir birimi bir kanun çıkarıyor ve bu birimin başındaki yetkili kanunun ilk mağduru kendisi oluyor.
Bir birim kendine gelen önerilere nasıl bigane kalabilir. Bir bakan kendisine iletilmeyen bu önerilerden dolayı o bürokratları nasıl görevden almayabilir..
Bu olay bende derin bir travma oluşturdu ve o günden sonra bakanlığa hiçbir öneride bulunmama kararı almıştım.
Eğer bu ülkedeki bütün olaylar ve e bütün sorunlara Bu mantıkla yaklaşılıyorsa Biz neyi çözeceğiz ve yarınlarımıza nasıl ümitle bakacağız.
Çocuklarımıza nasıl bir devlet bırakacağız. Ne zaman normalleşecek ne zaman akla ve mantığa uygun hareket etmeyi öğreneceğiz.
Bu ülkede artık aklımı izanımı ve zihnimi yerinden zıplatmayacak bir hayat sürmek ve böyle bir düzen görmek istiyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.