- 172 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
Kişilik ve Duygusal Destek: Çocukların Gelişiminde Kritik Bir Rol
Kişilik, insanın özüdür; hayatın karmaşasında bizi ayakta tutan en temel unsurdur. Güçlü bir kimlik oluşturarak, hayata karşı duruşumuzu belirler. Geçen gün sınıfımda bir öğrencim, oyun oynamaktan çekiniyor gibiydi. Diğer çocuklar neşeyle koşup oynarken, o köşede durup onları izliyordu. İçimde bir şeyler kırıldı; “Acaba ona nasıl cesaret verebilirim?” diye geçirdim. Yanına yaklaşıp, “Birlikte oynayabilirsin, belki de harika arkadaşlıklar kurarsın,” dedim. O an gözlerindeki tereddüt, yaşadığım en içten duygulardan birini uyandırdı bende. Kısa bir süre sonra, yanındaki çocukların ona gülümseyerek davet etmesiyle o çekingen yüz ifadesi, bir gülümsemeye dönüştü. İşte bu an, bazen en basit desteklerin bile bir çocuğun hayatında büyük bir fark yaratabileceğini bana hatırlattı.
Bu tür durumlar, bana çocukların duygusal ihtiyaçlarının önemini bir kez daha hatırlatıyor. Her bireyin kendini güvende hissetmesi ve değerli olduğunu bilmesi için sevgi ve desteğe ihtiyacı vardır. Bir keresinde, sınıfta birlikte resim yaparken, ona hayalindeki en iyi arkadaşını sorduğumda, “Benim arkadaşım yok,” yanıtını verdi. Bu cümle, kalbimde derin bir sızı oluşturdu. O an, duygusal destek vermenin yalnızca bir sorumluluk değil, aynı zamanda bir görev olduğunu bir kez daha anladım. Kendi çocukluğumda benzer bir yalnızlık hissettiğimde, öğretmenimin bir gün bana gösterdiği anlayış ve sıcaklık aklıma geldi. Hâlâ hatırlarım; sınıfın arka sırasındaki boş sıralarda otururken, öğretmenim yanıma geldi ve “Seni buraya neden oturttular?” diye sordu. O an içimdeki o kaygı, bir nebze olsun azalmıştı. “Neden böyle hissediyorsun?” diye sorduğumda, yüzündeki o donuk ifadeye tanıklık etmek, benim için gerçek bir uyanıştı. Çocukların iç dünyalarını anlama çabası, her zaman önemli bir soru oldu benim için.
Duygusal ihtiyaçların göz ardı edilmesinin sonuçları oldukça derin olabiliyor. Tanıdığım bir öğretmen, öğrencisinin akademik başarısına odaklanırken duygusal gelişimini ihmal etti. Bir gün, çocuğun yalnız başına bir köşede oturduğunu gördüğünde, bu durumu değiştirmeye karar verdi. O günden sonra, öğrencisiyle daha fazla zaman geçirmeye ve birlikte kitap okuma saatleri düzenlemeye başladı. Bu basit ama etkili değişim, çocuğun kendini ifade etmesine ve güven duymasına olanak tanıdı. Sizce böyle bir durumda öğretmenin en önemli görevi ne olmalı? Her hafta farklı bir kitap seçip, okudukları hakkında hislerini paylaşmalarına olanak tanıyordu. Bu paylaşımlar, yalnızca okuma alışkanlıklarını değil, aynı zamanda sosyal becerilerini de geliştirdi. O öğretmenin, öğrencisine yaklaşımı beni düşündürüyor; her çocuğun içinde bir dünya barındırdığını unutmamak gerek.
Sosyal ve duygusal becerilerin akademik başarı üzerindeki etkisi inkâr edilemez. Yaz tatilinde katıldığı bir kamp, öğrencimin sosyal becerilerini geliştirmesi için harika bir fırsat sundu. Dönüşte gözlerindeki ışıltı, onun yaşadığı mutluluğun bir yansımasıydı. “Kamp boyunca birçok arkadaş edindim ve oyun oynamak harikaydı!” dediğinde, içimde tarifsiz bir mutluluk hissettim. O an, çocuğun sosyal becerilerinin geliştiğini ve kendini ifade etme konusunda daha cesur hale geldiğini görmek, benim için bir öğretmen olarak en büyük ödüllerden biriydi. Çocukların sosyal becerilerini geliştirmek için hangi tür etkinliklerin düzenlenebileceğini düşünmek, her zaman beni heyecanlandıran bir konu oldu. Sanat atölyeleri, müzik kursları veya spor takımları gibi sosyal etkinlikler, çocukların kendilerini ifade etme yollarını keşfetmelerine yardımcı olabilir. Küçükken katıldığım bir tiyatro grubunun, kendime güvenim üzerinde yarattığı olumlu etkiyi her zaman hatırlarım. O dönemde, sahnede kendimi ifade etmenin verdiği heyecanı unutamam; çocuklar için bu tür deneyimlerin ne denli önemli olduğunu biliyorum. Bir gün, sahneye çıkarken hissettiğim korku ve heyecanı, o anlarda beni cesaretlendiren arkadaşlarımın desteğiyle aştığımı düşünmeden edemiyorum.
Sonuç olarak, öğrencilerin sosyal ve duygusal ihtiyaçlarına dikkat etmek, sağlıklı bir kişilik kazanmaları için kritik bir yol. Onları dinlemek, hislerine saygı göstermek ve cesaretlendirmek, hayatlarına ışık tutacak en değerli armağanlardan biridir. Bir gün, onlara baktığımızda, sunduğumuz bu destekle hayatlarının ne kadar değerli olduğunu göreceğiz. Her çocuğun potansiyelini keşfetmesine ve duygusal olarak gelişmesine katkıda bulunmak, benim için en büyük ödül. “Onlar, bizim geleceğimiz,” düşüncesiyle sınıfa adım attığım her gün, bu anlayış beni motive ediyor.
Güçlü bir kişilik, yalnızca başarılarla değil, aynı zamanda sevgi, saygı ve anlayışla beslenir. Onlara sunduğumuz bu destek, hayatları boyunca taşıyacakları en büyük hazinelerden biri olacaktır. Çocuklara bu ışığı vermek, kendilerini ifade edebilmeleri için gereken cesareti sağlamak, onların hayatlarını dolu dolu yaşamaları için atılmış en güzel adımdır.
Duygusal destek sunarken, bazen küçük jestler bile büyük farklar yaratabilir. Basit bir gülümseme, bir övgü ya da bir “seninle gurur duyuyorum” ifadesi, çocukların ruh hallerini olumlu yönde etkileyebilir. Kendimizi onlara açarak, onların kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olabiliriz. Benim de yıllar içinde öğrendiğim gibi, öğretmenlik yalnızca bilgi aktarmak değil, aynı zamanda kalplerine dokunmaktır. Bu, sevgiyle yapılan bir sanattır.
Aile Danışmanı
Selda İyiekmekci (Erdoğan)
YORUMLAR
Öğretmen-öğrenci...
Çok zaman oldu ama o günlere döndürüyor bana paylaşımların Selda Kızım...
Bizim öğretmenlerimizin sayısı birkaç elin parmakları sayısını geçmez.
Ama öğretmenin öğrencileri çpk sayıdadır.
Nereye gitse elini öpecek bir öğrencisine rastlar.
Ne mutlu...
Ve bazı öğretmenlerin hafızası beni şaşırtıyor.
Ortaokul yıllarında sınıf öğretmenimiz de olan matematik ve fizik öğretmenimiz sınıfın yerleşimini düzenlediğinde beni okul müdürünün oğlunun yanına oturtmuştu.
Bazen konuları anlamakta zorlandığında ona, yanındaki anlıyor da sen neden anlamıyorsun? dediğini anımsarım.
Yıllar sonra (yaklaşık 40 yıl), o öğretmenimi buldum. Ellerini öptüm. Eskilerden söz ettik ve bana dedi ki:
"Senin matematik ve Fizik gibi derslerdeki üstün yeteneğini fark etmiştim. Müdür Bey'in oğluna da yararlı olabilirsin diye seni onun yanına oturtmuştu."
Sevgiler Selda Kızım...
İYİEKMEKÇİ
İYİEKMEKÇİ
Sizin gibi bir yazarın site de olması hem site adına hem de bizim gibilerin adına gerçekten bir şans desem inanın hiç abartmış olmam
Sevgi ve saygılarımla Selda İyiemekçi (Erdoğan) hanımefendi