Anlamadığım düzenin üç noktası…
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
1-Yalan!
2-Sözünde durmak!
3-Adalet!
Velev ki kendimi bu yazıdan gayrı tutarsam iki eliniz yakamda olsun…
Yukarıda verdiğimiz üç madde onlarcasına türetilebilir. Hepimiz dürüstlük abidesi, özü sözü bir ve Ömer’i dahi kıskandırırcasına adiliz(!)
...
1-Yalan: En çok kızdığımız ve hatta asla tahammül edemediklerimizdendir. Kim sever ki kandırılmayı? Gel gör ki yalan söylemeyeni de yüzde bir ancak gördüm. İstisnalar kaideyi bozmadığına göre hepimiz sıkıştığımızda da olsa yalana başvuruyoruz, diyebilir miyiz?
...
2-Sözünde durmak: Er’iz, Adam’ız, Mert’iz… Sözde ayrı fiiliyatta ayrı… İş çıkara geldi mi hepsi hak getire! Er; korkak olur, Adam; madam olur, mert; namert olur… De ki yalan? Şişşt bak yalandan nefret ediyoruz ha, ona göre!
...
3-Adalet! Hepimiz adiliz. Neye göre kime göre? En basiti işe girmek için adam ararız. Bulan girer, bulamayan söver siler. Bulamayana adam bulunca da hayır demez, adiliz! Suç işler, cezasını çekmez kendine karşı haksızlık olunca ‘’adalet benim’’ der… Adaleti herkes başkası için ister ama kendine gelince nedense kayırılmak istemeyeni de pek göremedik…
Bu üç kavramı anlamadım, kim anladı anlatsın lütfen!..
...
Son cümle şunu da paylaşıp geçeyim aranızdan, bir nafile birey olarak.
Dün forumda: ‘’Kısa ve net yoruldum!’’ diye paylaştım.
Neden yoruldum? Çay ocaklarına gitmez oldum. Nedeni dedikodu. Bir de adam ‘’olanı anlatıyorum’’ diyor. Savunmaya bak! Bre gafil olmayanı anlatmak iftira; olanı, seni ilgilendirmeyen hadiseyi olduğu gibi adamın arkasından hoşlanmayacağı şekilde anlatmak dedikodu…
...
Mesleğim gereği 9 metre karelik alana sıkışmışım daraltmayın daha çok alanımı! O demiş bu işitmiş, falancanın eşi filancanın kızı… Yahu bana ne? Ben bilmeyecek kadar sağır ve körüm sanki…
...
Örtmek varken ayan etmek ne ola ya! Kısaca kusurumuzu örtmenin yolunu kusur aramakta bulmuşuz.
...
Ey ahali: Şikâyet ettiklerimiz bizdendir ister en başta olsun ister en dipte. Biz onlardanız, onlar da bizden. Biz kendimizi düzelttik mi ki düzen arıyoruz!
Bir kıssayla bitirelim…
Ahali, meşhur Timur’un geçeceği yolda toplanır kazmaya başlarlar. Akıllarınca Timur’a ders vereceklerdir. Timur geçerken: ‘’Ne arıyorsunuz’’ diye sorar? Ahali:’’Ömer’in adaletini’’ der. Timur iner atından bir kazma ister. Başlar az öteden kazmaya. Ahaliden biri: ‘’Hadi biz Ömer’in adaletini arıyoruz sen neyi arıyorsun’’ diye sorar? Timur cevap verir: ‘’Bende Ömer’in adil halkını arıyorum’’ diye cevap verir.
Vesselam…
YORUMLAR
Evet yeri geldi mi onu bunu şunu, her şeyi eleştirecek bir lafımız var ama aynaya bakıp kendimize aynı özeleştiriyi yapacak cesaretten, doğruluktan, dürüslükten yoksunuz maalesef ya da yetersiziz.
Hiç kimse sütten çıkmış ak kaşık değil ya da dört dörtlük. Hepimizin eksikleri, hataları, yanlışları vardır muhakkak...Önemli olan dev aynasına dönüp şöyle bir bakmak, maskeyi çıkarmak, kendiyle yüzleşmek, kendi kusurlarını da görmek.
Yazının bunları düşündürmesi, sorgulatması güzel...
"Velev ki kendimi bu yazıdan gayrı tutarsam iki eliniz yakamda olsun…"
İlk nokta atışını burda dürüstçe yapmışsınız zaten.
Tebrikler, saygılar.
Aren-
Kendime karşı çok acımasız olduğum bir gerçek ki acımasız olmalıyım da. Önce kendime dönmek için...
Yorumunuz bana bir şiirin hikayesinde yazmıştım :''Hakikat aynamla söyleşi'' onu hatırlattı. Siz, o hikayeyi açarak çok güzel işlediniz. Hangi şiirin hikayesiydi anımsayamadım şimdi. Bulabilirsem paylaşırım...
Teşekkür ederim Güle Hanım
Saygı bizden...
Aren-
Düzen/ek
Şiirin hikayesini görmek için tıklayın
Hakikat aynamla söyleşi:
Soru:
--Ey aynam! Söyle bana, en zalim kimdir bu Dünya’da?
Cevap:
--Sen!
Bitti!
Buldum kısa ve net!
Tam yorumunuz denk gelmiş bu hikayeye...
Saygılar...
Gule
Aren-
Teşekkür ederim...
Ezelden yüklenmiş yük varken benim yüklenmem hiç ki ''insanoğlu pek cahildir'' Açarsak sonu gelmez bitiremeyiz...
Eyvallah deyip bırakalım. Gaye insan olabilmek en azından gayret etmek vesselam...
Saygılar Güle Hanım...
Aren-
Her günlük sıkıntımız ne yazık ki...
Selam ve saygılarımla.
bencilliğin had safhaya geldiği bir zaman dilimi. samimi insan bulmanın kolay olmadığı bir zaman dilimi. bazı kavramların karşılığının toplumda yer bulmadığı. kötülük yapan insana kötü insan diyoruz. iyilik yapan insan da iyi insandir o halde. peki "bir kötülüğünü görmedim, duymadım iyi biri" demenin açılımı iyi insan kötülük yapmayan insan demektir. peki öyle midir? hatta bu sözün alt metni "(bana) bir kötülük yapmadı (bana ) kötü bir söz söylemedi o nedenle benlik bir durum yok benden puan aldı" mıdır?
oysa iyilik tıpkı kötülük gibi somuttur. ve iyi insan kavramı da öznel değil geneldir.
genelde kişiler hakkındaki fikrim; sıradan günlük hayatın içinde cevresiyle olan iletisim şeklinin yani sira gelebileceği en çirkin noktadaki sınırınin ne olduğunu gözlemlemekle şekillenir. ancak yalnızca "bana" değil herhangi birine.
yani demem o ki yazınızla degindiginiz konular hem toplumun temel taşlarından hem de kişinin haritasinin en önemli lokasyonlari.
kendine dürüst, kendine adil, kendine erdemli, kendine müslüman, kendine ahlaklı, kendine hassas vs insanların kendine paye verdiği bir dünyadayiz ve izliyoruz.
iyi insanlarla karşılaşmamız duası ve dileğiyle.
tebrikler.
zanzibar tarafından 22.10.2024 07:47:28 zamanında düzenlenmiştir.
Aren-
Duanıza en içten duygularımla amin diyorum!
Selam ve saygılarımla...
Güne son derece yakışan ve hislerime tercüman olan anlaşılır bir dille yazılmış paylaşım için gönülden kutluyorum tebrikler.
Zaten belirttiğin hususlar aynı zamanda münafıklık alameti de diyebiliriz.
Sonsuz selam, duâ, sevgi ve saygılarımla.
Allah'a emanet olun.
Aren-
Aren-
Teslimiyetin hakkı verilir elbet, inşallah...
Selam ve saygıyla...
Yazıda erdemli insan olabilmenin arayışı vardı.
Erdemli insan;
Yanlışın peşinden gitmeyen,
Her ne sonuç doğurursa doğursun doğruyu savunan,
Düşmanına da yapılsa haksızlıklara karşı duran,
Zayıfı vegüçsüzü koruyan,
İyiliği benimseyen iyi huylu insandır.
Bu yüz yılda ara ki bulasın. Niçin böyle olduk sorusuna cevap veremeyince 'Ahir zamandayız' deyip geçiyor insanlar.
Saygı ile.
Aren-
Aslında insanımız bilmeden yapmakta. Çoğunluğa bakıyorum başın sıkışsa bir derdin olsa ilgililer. Ne yazık ki hep kötüler reklam olmakta. Ben inanıyorum ki kusurlarımız, hatalarımız bilmemekten kaynaklı.
Bu erdemlerin faziletini çürüten yapıya yenildik, Uyanmanın yolu manâ'ya yakın davranmak...
Hepimizin dikkatine sunulan bu yazı, toplumdaki ikiyüzlülük, yalan söyleme, sözünde durmama ve adalet anlayışındaki çelişkileri oldukça çarpıcı bir dille ele alıyor. Sevgili yazar, bu konularda kendi gözlemlerini ve düşüncelerini samimi bir dille aktarırken okuru da düşündürmeye yönelik bir metin ortaya koyuyor.
Toplumun genel olarak dürüstlükten uzak, çıkarlarına göre hareket eden bir yapıda olduğu, insanların birbirlerine yalan söylemeleri, sözlerinde durmamaları ve adaleti kendi çıkarlarına göre yorumlamaları yadsınamaz bir gerçek halini aldı.
Toplumdaki dedikodu alışkanlığı, insanların birbirlerini eleştirme ve arkasından konuşma eğilimi büyük bir sorun olarak görülüyor.
Toplumdaki sorunların kaynağının bireylerde olduğu ve toplumun düzeltilmesi için öncelikle bireylerin kendilerini düzeltmeleri gerektiğini unutmamak gerekiyor.
Düzenli ve ahlak temellerine dayalı bir toplum için
gerekli olana reçetenin muhteviyatı;
Kendinize ve başkalarına karşı dürüst olmak, sağlıklı ilişkiler kurmak,
Verilen sözlerin yerine getirilerek güvenin temelini sağlamlaştırmak,
Hayatımızda gerçek anlamda önemli olan şeylerin maddiyat değil, manevi değerler olduğunu unutmamak.
Timur'un hikayesi aslından her şeyi özetliyor.
Önce kendimizden başlayalım, kendi içimize inelim.
Öncelikle kendimizdeki eksiklikleri ve geliştirmemiz gereken yönleri fark edelim,
Sorun kendiliğinden düzelecektir.
Eyvallah kıymetli abim.
Aren-
O bu şu değil. Nasıl ben ben ben diye egomuzu tavan ettirdiysek artık şunu da bir an önce yapmalıyız: Ben kimim; ben doğru muyum ki milletin eğrisine bakayım!
Günlük rutin sıkıntımızın iç dökümü işte. Ne diyeyim bilemiyorum ki?
Teşekkür ederim canım kardeşim kıssada ki gibi önce kendimize bakalım.
Selam ve saygılarımla...
Kendisiyle uğraşmayan insan, başkalarıyla uğraşır. Kendisiyle uğraşan insanın başkalarıyla uğraşmaya zaten zamanı olmaz. Uğraşmak derken, kendini düzeltmekten bahsediyorum.
İnsanlar değişmezse hiçbirşey değişmez. Yani ne o ebabil kuşları gelir, ne de kurtarıcı bir kahraman.
Kimseyi kınayacak, kusur bulacak durumda değiliz. Kusuru önce kendimizde aramadıkça, önce kendi yolumuzu düzeltmedikçe daha neyi umuyoruz ya da bekliyoruz.
Yani bu şuna benziyor; insanlar ne kadar insanlıktan çıkarsa çıksın ama herşey yolunda gitsin.
Böyle bir şey mümkün mü? Değil elbette.
Bizler olduğumuz yerde sayarsak, kendimizi aklamaya devam edip, hep başkalarına bakmaya devam edersek daha çok bakarız .Sihirli bir değnek ya da bir kahraman gelmesini de daha çok bekleriz.
Bir şeylerin iyi ve güzel olmasını istiyorsak önce bizim iyi ve güzel olma yolunda gayret etmemiz gerekiyor.
Her şeyin doğru olmasını istiyorsak da önce biz bir doğrulalım. Sonrası zaten kendiliğinden gelir.
Çok iyi bir yazıydı bu arada.
Saygılar sayın Aren
Gia. tarafından 21.10.2024 11:05:38 zamanında düzenlenmiştir.
Aren-
Şurası da bir gerçek ki edebi olarak güne gelmeli miydi, hayır. Sosyal yönden belki! O nedenle yönetime saygı duyuyorum.
İnşallah kendimize dönmemize bir nokta olur da bu yazı, işgal ettiği günü heba etmez, dileğimle...
Selam ve saygılarımla...
Yazınızı okurken, münafık alemetleri geldi aklıma;
1- yalan söyler
2- Emanete hıyanet eder
3-söz verdiğinde sözünde durmaz
Basit gelen bir çok şey , dinimizce yasak ve hesap vereceğiz, :( yüreğine sağlık,saygılar
Aren-
Keşke yanılıp hep haksız olsak ta bu aymazlıkları görme fırsatımız olmasa...
Selam ve saygılarımla...