- 441 Okunma
- 10 Yorum
- 20 Beğeni
İTİBAR
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Eve tamirat için usta çağırıyorsun
- ustalık belgesi yok
- hiç bir zaman söylediği saatte gelmez
- parayı peşin ister ama işi hep erteler
- malzemeyi sen alsan hizmet ücreti artar
- malzemeyi usta alsa düşük kaliteyi A kalite fiyatına satar; taktığı musluk vanası bir hafta sonra bozulur
- fatura kesmez vergi vermez uzar gider…
Mahalle baskısı diye diye mahalle kültürünün değersizleştirilmesi ve linç edilmesinin akabinde mahalli itibarın, komşuluk ilişkilerinin dayanışmanında bir önemi kalmadığını gördük. Kimsenin kimse umurunda değil herkes günü kurtarma derdinde sonuç tecrübelere aktarılan bir olgu - Kimseye güvenmeme! Peki ya itibar?
İtibar ne kadar paran var ne kadar bağlantın var ile ilişkili bir konu olagelmiştir artık tekrar döneceğim buraya, bu burda dursun.
Beşeri kalite endeksleri olsa bazı şeyler düzelir miydi?
ürettiğimiz mallar kısmende hizmetler için kalite standartları belirlemişiz, barkodlar geliştirmişiz ISO14000 vb gibi. Bir ürünün barkodundan hangi ülke hangi il hangi fabrikada hangi seriden çıktığını
Ülkeye hangi gemi hangi limandan teslim edildiğini
Domatesin çapını, kumaşın yün polyester vb karışım oranlarını tespit ediyoruz pekala insanın kalitesi için olamaz mı böyle bir şey ? Trendyol, getir gb uygulamalar markayı kısmen elite etsede bunlar hep güçlü sermayeler lehine oluyor ne yazık ki
Kahrolsun AVM ler diyen bir esnafa üzülmüyoruz
Diğer taraftan göz göre göre de çürüme yayılıyor.
Konu çok uzadı ama şöyle bir baktım geriye
Sen tüm okulları dereceyle bitir lisans yüksek lisans doktora vb ilerle yaş yirmi altı yirmi yedi oluyor sonra ortalama bir kariyer ile bir ev sahibi olmak istiyorsun ve on yıl taksit ödeyeceksin neyse tamam diyorsun. Niyetlenip yola çıkıyorsun. Birde bakıyorsun ki sana evi satan sözümona müteahhit lise bahçesinde “kız meselesi” saçmalığıyla akran zorbalığı yapmış birilerini yaralamış bütün bunlar olurken kendine bambaşka kendince saygınlık eklediğini düşünen bir serseri çıksın. Sen kariyer kovalarken, o on beş on altı yaşında haraç kesmeye, hapse girip çıkmaya akabinde kimi zaman gasptan kimi zaman değnekçilikten nemalandırdığı en başından itibaren haram bir sermaye ile galericiliğe müteahhitliğe yol almış ve yirmi yirmi beş tane ev sahibi olmuş.
Bütün bunları yaparken ilçe belediyesine ruhsat için rüşvetler, tapu müdürlüklerine muvazaalı satışlar için rüşvetler yedirmiş bunlar hep iş insanı olmanın gerekleri olmuş esas konu burdan sonra başlıyor bu dar çevrenin bürokrasisini avuçlarına alan sözüm ona esnaf ve iş insanları birde bakmışsın siyasi parti il ilçe teşkilatlarında başkan vs oluyor sonra senin makro mikro iktisat kamu maliyesi ekonometri okumaların koca bir yalana dönüşüyor “ teoriyle pratik birbirinden çok başka şeylerdir” zorbalığını sana kabullendiriyor çünkü zorbalar hakimiyet tesis ediyor… Hakimiyet demişken bu zorbalar hakimler üzerinede tahakküm kuruyor çünkü onlar artık hem zengin hem belalı “ it ibarlı” tiplerdir zaten “ hukuk ile adalet aynı şey değildir” olgusunu da yine bu zorbalar eliyle yaşamaya başlıyoruz.
Sıkıldım…
YORUMLAR
Çok güzel tespitler Sahir, özellikle okulla ilgili verdiğin örneklere burda da rastlamak mümkün. Arkan sağlam olmadı mı, ya da bi yerde tanıdığın fakan, bi yerlere gelmek zor veya uzmanlık alanında güzel bir iş bulmak...sıkılmaktan ziyade insan sinir oluyor artık...
Tebrikler, güzel meselelere değinmişsin.
Selamlar, sevgiler.
Sahir Neva
Teşekkür ederim Gulecan hep sevgim ve saygımla, selamlar
Gule
Teşekkürler Sahir, iyi akşamlar.
Ne diyordu bir akademisyen hanım; ”Ekonomik buhranları atlatmak mümkündür, ama sosyal çürümenin önüne geçilemez!”
Sanırım toplum olarak sosyal çürümenin eşiğindeyiz…
Sahir Neva
Teşekkürler
Günümüz Türkiye'nin çok net özeti.Kaleminize sağlık Sahir bey.Now tvde haberler çıkan genç kızın darp edilmesini belki görmüşünüzdür.Olay çok basit bir konudan yer münakaşından çıkıyor.Ve malum partinin gençlik kolları başkanı partinin kendisine verdiği yetkiyle kendisini her yerin efendisi sanıp burası benim yerim deme acizliğinde bulunarak genç kıza yumruk atıyor,burnunu kırıyor ve bunu eşinin yanında yapıyor.Eşi olayı durdurması şöyle dursun olayı ateşleyen kişi konumunda...Yumruktan sonra etrafına bakıp nasıl yumruk attım ama deyip övünüyor.Sonrasında olay emniyete intikal ediyor.İfadesinden sonra bırakılıyor...Bunun özeti de şu yolda istediğin kişiye yumruk at,kafasını gözünü kır senin adalet karşısında suçun yok....İstediğini yapabilirsin.Serbestsin...Cezalar caydırıcı olmadığı takdirde ve güçlerini bağlı olduğu her tarafı adaletsizlik kokan bir siyasetten aldığı için bunu dile getirecek muhalefette olmadığı için çürümüşlük ve kokuşmuşluk içinde yaşıyoruz.
Tebrik ederim.Yazınızın her cümlesine katılmamak içten değil.
Sahir Neva
can suyu olarak hemen lazım
Teşekkürler
Maâlesef insan kalite belirteci yok.
Bu soruya verdiğimiz yanıt var.
Esasın insana güvenmek mi?
Güvensizlik mi esas olan?
Fazla iyimserlik, başa bela.
Doğru insanı bulmakla başlar her şey.
Çok saygımla Üstadım
Sahir Neva
İyilere çıksın yollarımız
Teşekkürler saygılarımla
15 yıl oldu galiba kalbimize kafatasımıza neydi bu hani delik açan şeyler onlardan aklıma gelmiyor deliyorlar, yürek yemiş galiba düzenbezlar, işbilirler, mafyalar... zaten devlet mafiaya özel indirim çıkarır veya özel af çıkarır...
aslında bu yazın boşuna...:)) tercih meselesi nesildaşım... :))) şu an yanaklarım gülmekten ağrıdı...
lakin toplumsal bir ağlanacak haldeyiz...
lakin çok güzel bir özet olmuş. çevremizde mutlaka yaş itibariyle karşılaşırız bu tür it ibarlı kişilerle..
bu it ibarlı kişiler para nerde yetki nerede orada dolanır... pay da düşer kendilerine elbet.. siyasi partiler sanki bunlar için kurulmuştur... polis savcı bunların kapısında bunlarla hoşbeş eder, sana karşı ise ver kimliği der, sorgular falan... trafik kontrolü falan vardır yani..
köprüler hgsli zaten veriyorsun vergini amma üstüne bir de seni uyutmak için tadilatıydı bakımıydı falan diye ücret kesiyorlar.. normalde bu suç olmalı.. yol ve köprü ve tünel ücretleri .
aklıma gelmedi ha göl nehir mesire alanlarına giriş ücretleri var bir de, normalde alınmaz, ancak belediyeler olsun devlet denilen düzenbazlık diyorum ben bunları alamaz, ama alıyorlar, sahil şeritlerine zaten ne desek az.. kıyı kanunu işlemez halde..
konu nerden buraya geldi, unuttum..
gevezeliğim tuttu...
:) umarım elin tornavida penseye matkaba falan alışıktır, yoksa yanı keten helva.. geçen buzdolabınınarkasını söktüm pervanesini kendi değiştirdim, aç youtube hepsinin videosu var bilgin yoksa, marka modeline kadar, bulaşık makinesi herşeyi temizledim bir 10 yıl daha gider:) nazar değmesin..
lakin işte araç tamir bakım işleri için yerlerimiz müsait değil, yoksa boşuna sanayiye gidiyoruz kıytırık işler için...
bir şey daha vardı aklımda da gene unuttum..
konumuz neydi hakkaten..
nesildaşım, sana torpil mi geçiyorlar ne bu zırt bırt güne düşüyorlar seni, söyle bakem:))
sağlıcakla kal,
uzatma sürgünümü beni..
y.
Sahir Neva
Konunun özünde genel olarak katılıyorum sana ve hemen hemen aynı şeylerden rahatsızım bende fakat “olağan üstü durumlar söz konusuysa olağan üstü önlemler” alınmasınada karşı değilim, açıkçası. Haksız vergiyi ve her türlü sömürüyü eleştiri lanetlerim ama imkansızlıklar yada elzem durumlar söz konusuysa bir yerde şahısları, partileri, olayları değil aciliyetleri dikkatte alırım. Mesela bu 100.000 TL’lik kart için 750 TL aidat meselesi çok hızlı ve çok büyük bir tepkiyle siyasi linç konusu oldu bence yanlış yapıldı. Birincisi aidat dediğin şey senede bir defa veriliyor ki bahse konu limitlerde olan kartların (isimleri bankadan bankaya değişsede + pretij, plus vb)aidatları zaten 1.000-6.000 TL arası bu kadarını verebilen bir defaya mahsus 750 TL daha verebilir diye düşünüyorum. Savunma sanayi bütçesine 70-80 milyar TL katkı sağlayacaksa niye vermeyelim? Bize işgal durumunda Thaad gönderecek bir müttefikimiz mi var ki ?
Atatürk’ün dediği gibi söz konusu vatansa gerisi teferruat hepimizin ya da belli bir kesimin düsturu olamamış sanırım
Gün seçkisine sık geldiğimi düşünmüyorum çünkü sık yazan biri değilim :)
Teşekkürler y’ce gönlüne
Sıkıldım
İt ibarlı
Yazınızdan iki cümle aldım çok beğendiğimden :)
Konusunun gerçekten uzmanı olan bir insanın şöyle bir örneklemesi olmuştu sohbetinin konusu ile ilgili alan için
İnsanların %90 ı ..... , %10 u .... , ve %1 i ... diye oranlamıştı
Ben bu oranlamayı istediğim konuya uyarlarım her daim ve de tutuyor inanın
Yazınıza USTA örneklemesiyle başladığınız için bu oranlamayı USTALAR için yapacağım tabii ki aynı oranlamayı tüm dallara uyarlayabiliriz meslektaşlarımda dahil olmak üzere
Dönelim USTA arkadaşlara
Ustaların
% 90 ı usta değil
% 9 u harbi usta
% 1 i de sanatkâr usta
Bu % 10 una denk gelebilirseniz ne ala geriye kalan % 90 ıyla durumlar berbat ötesi
Güzel bir yazınız olmuş
Canı gönülden kutlar saygı ve selamlarımı sunarım
Sahir Neva
Dilediğiniz gibi tasarruf edin lütfen memnuniyet duyarım.
Oranlamaya gelince güzel formüle edilmiş muhtemelen bizler bunu şekilde bilinçlice oranlamasakta tecrübelerimiz bize ancak bahsettiğiniz kadar bir yüzdeyle karşılaştığımızı ele veriyor.
Sizden ya da oran hesabını kuran kıymetli kimseden beşeri kaliteyi henüz tecrübe etmeden olasılıkları mümkün olduğunca daraltabilecek bir formül bir endekste okumak duymak isterim/z
Selam ve hürmetlerimle
Sahir Neva
Teşekkürler