BOZULDUK MU YA?
Dolu dizgin gün geçirişim, yoruluşum. Yastığa koyduğumda dakikasın da uyuduğum zamanların hasreti çörekleniyor içime, çocuktum zâr.
Bin düşünce bin durum değerlendirmesi. Üstelik bazılarına hiç mi hiç değmeyeceğini bilerek. Ne diyeyim kendime kızsam kıyıp dövemem,sövsem boş. Ya hani acırsınız işte, bilirsiniz boşa harcanmış sevginin ağırlığını, acırsınız zamana kendinizden kattığınız her zerreye.
Boş vermeyi yediremeyenlerden olanlar anlayacaktır beni. Aslında insan hesap yaparken kader bir tarafta oturup gülermiş. Tamam ama yine de hesap yapmalı di mi insan? Tutup kaldırmalı düşmüş varsa yolunda. Üstünü temizlemeli hatta sormalı canın acıdı mı diye.
Neden böyle zırvalıyorum peki,yani neden şimdi. Yahu benim dedem hala anahtarını evinin kapısında bırakıp çıkıyor dışarı. Her gözüyle birleşen göze selam veriyor ve selamı boş dönmüyor evlat yarası gibi. Ben biriyle gelsem bu adını söylemeyeceğim şehirde göz göze’’ki dedemle aynı şehirlerde kesinlikle değiliz’’ kavga çıkması an meselesi. Neden bakıyor muşum, yahu bir dur Müslüman bir fırsat ver di mi?
Selam vermeye korkar olmuşuz…
EYVAAAAAAAAAAAH!