Yolcu 8
Mis gibi güneş, tertemiz hava ve hafifçe bedenimizi saran Sabâ rüzgarı… Bir müddet sessizce yürüdük. Geldiğimiz yolun aksi istikametinde yol alıyorduk. Ahmer amca:
--Ee rüyaların kafanı kurcalıyor değil mi?
--Evet!
--Deve tükürene kadar iyiydi dedin?
--Sende konuştu mu bari diye sormuştun!
--Bana diyorsun ama Adem sende hiçbir şeyi tastamam anlatmıyorsun.
--Belki de yeterli diye düşünüyorum ya da aklım karmaşık anlattığımı zannediyorum. Annem ’in rüyama girmesiyle başladım bu yolculuğa. Anlatmıştım Ahmer Amca size.
Iğdır’dayken hayatıma dokunan bir kız vardı. Onu hiç unutmadım. Aradım araştırdım. Tam bulmuşken annem rüyalarıma girdi: ‘’O kızla evlenemezsin!’’ dedi ilk önceleri.
Annem çok korumacıydı bilinçaltımdan kaynaklı diye düşünüyordum başlarda. Tekrar tekrar aynı rüyaları görünce bende şüphelenmeye başladım. Dediğim gibi köyde bir evimiz vardı o evde bir şey var ama ne bilmiyorum. Ne olduğunu söylemiyor, neden olduğunu da! Bu yüzden buralardayım.
--Yaşadığın ilginç bir şey var mı?
--Yok, babasız büyümem haricinde. Hep eksikliğini yaşadım. Arkadaşlarımı babalarıyla gördükçe hep imrendim. Aklımda köyde ki evde olan ne varsa o vardı. Han’a gelince o meczupla karşılaşınca rüyalarım arttı. O günden sonra Kör çocuk, kaybolmam, ardından beni bulanın dilsiz oluşu ve onun emanet ettiği siz! Sizin de konuşmanız ve anlattıklarınız kafayı yedirecek cinsten Ahmer Amca, kusura bakmayın bazen ağır geliyor bana, sizi anlayamıyorum!
--Adem, en baştan başlayalım. Anlattıklarımı düşün sonra oturacak yavaş yavaş. Kaplumbağanın sırtında taşıdığı ev kendine ağır gelmez. Belki hantaldır, belki yavaştır ama sabırlıdır. Sabır evlat! Sen istiyorsun ki hemen anlayayım, hemen öğreneyim. Hemen öğrenmenin de yan etkisi vardır tıpkı ilaçlar gibi. Düşün ki yattın ve kalktın her şeyi öğrenmişsin. Özümsemeden idrak etmeden aldığın bilgi seni daha çok cahil edebilir. Mevlana Hz.leri bu hususta bak ne diyor: ‘’ Bilgi eşekle yük gibidir. Eğer anlamazsan bilgiyi eşek gibi taşırsın, anlarsan eşeğe binek olursun bilgi seni taşır.’’ O nedenle okumamış cahilden ziyade okumuş cahil daha fenadır. İblis ilimden yoksun muydu da azdı? Aksine çok bilgiliydi onu azdıran bilgisizlik değil kibirdi, egoydu. Hani dağların yüklenmediğini yüklendiğimiz nefsin sevdikleri. Anladın mı şimdi?’’
--Anlamaya çalışıyorum! Hiçbir konuyu tam bitiremedik Ahmer Amca, en baştan tekrar başlayalım mı? Benim anlayacağım dilden anlatırsanız bende elimden gelen gayretle anlamaya çalışacağım…
--Peki, sor anlatmaya çalışayım!
--Yolcu, neden meczup ona sordu ve rüyama girdi, bana da aynı soruyu sordu?
--‘’Ölmedin mi?
--Ölemedim!
--Bulmadın mı?
--Aramadım!
--Görmedin mi?
--Anlamadım!
-- Görmesen de duymadın mı?
--Neyi görmeliydim ya da neyi duymalıydım?
--Kendini! Bir yol var önünde çatallanacak. Görebildiğin kadar yolda, duyabildiğin kadar doğrulukta kalacaksın. Ya çetin ya kolay olacak. Unutma sen seçersin. Ölmesen bulamazsın, bulmadan göremezsin, duymazsan hatırlamazsın… ‘’
Bütün bunların bir anlamı olmalı! Ahmer Amca, Yusuf’tan örnek vererek rüyaların bazılarının işaret olabileceğini söyledin. Bu rüya neye işaret?
-- Ölmek, bunu anladın mı?
--Anladım sanırım. Nefsin arzularından vaz geçmek…
--Bulmak! Bulmak için bir şeyi kaybetmek veya yerini unutmak gerekir. Unuttuğun bir şeyi bulmak için hatırlamak, kaybettiğin bir şeyi bulmak için aramak gerekir. Bir yol var önünde o yol ömür. Çatallanacak, seçtiklerin ne kadar doğruysa o kadar yolda olacaksın. Seçtiklerin yolu kolaylaştırır veya zorlaştırır. Çölde deve, kırda at, yamaçta eşek neden doğru seçimlerdir? Ölmesen bulamazsın: Nefsi öldürürsen zevkten uzaklaşır ve düşünmeye başlarsın. Neden dünyada olduğun hakikatine varırsın. Zira duymak düşünmeyi, düşünmekte anlamayı sağlar. İşte evlat aradığımız şey fıtrat. Biz Kal-û Belâ’da verdiğimiz söz, orda Mevla’ya verdiğimiz söz üzere Müslüman olarak doğduk. Meczup bundan bahsediyor olmalı. İşte öldüğünde insan Mevla’yı her yerde görür. Kendinde görür, bir çiçekte, bir arıda, bir damlada görür… Bunun için inanç, iman, itikat gerek. Sözün çok olmasına gerek yoktur.
‘’Söz kısa mana fazla, niceler saklanmıştır minnacık katre kanda; her akıl bilir ancak her akıl idrak etmez. Minnacık yüreğinde imandan nasip yoksa!’’
YORUMLAR
Kıymetli Üstadım;
Bir romanın içinde hissettim kendimi.
Galiba bu Iğdır'da ne olaylar olacak merak uyandıran romanınızda.
Yürekten kutluyorum.