- 387 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
iflas Eden İdealler ve Bir Halkın Feryadı
Ey Yönetim Erki,
Bu manifestoyu yazarken, yıllardır içimizde biriken hayal kırıklıklarını, halkın çektiği acıları ve bir toplumun umutsuzca karanlığa sürüklenişini anlatıyorum. Adaletsizliği, yolsuzluğu, riyakârlığı ve yozlaşmayı gözlerinizin önüne seriyorum. Sizler bu halkın umudunu sömürerek, sadece kendi çıkarlarınızı korumak için bu ülkenin geleceğini karanlığa sürüklüyorsunuz. İşte size halkın feryadını madde madde, en somut ve açık haliyle sunuyorum:
Bu satırları, bir halkın içten çığlığı, bir ülkenin vicdanı adına yazıyorum. Yaşadığımız karanlık ve cinnet hali, toplumumuzu uçuruma sürüklüyor. Bu manifestonun amacı, son bir uyarı niteliğinde, sizi adalete, vicdana ve sorumluluğa davet etmektir. Yüzleşmeniz gereken gerçekleri madde madde sıralayarak, bu ülkenin nasıl yok oluşa gittiğini ve nedenlerini açıkça ortaya koymak istiyorum:
Adaletsizlik ve Hukuk Krizi:
Hukuk sistemimiz, halkın güvenini yitirdi. Adaletsizlik, yargının politize edilmesi ve güçlü olanın her türlü suçu örtbas etmesiyle toplumun vicdanını yaralıyor. Suçlular cezasız kalırken, mazlumlar daha da eziliyor. Bu adaletsizlik düzeni, Allah’ın rızasından ne kadar uzak olduğunuzu gösteriyor.
Ailelerin Çöküşü:
Aile, toplumun temel taşıdır. Ancak boşanmalar artıyor, aile bağları zayıflıyor, çocuklar sevgiden mahrum yetişiyor. Medya ve popüler kültür, aile kavramını zedeleyip bireyleri yalnızlığa itiyor. Siz ise bu süreci destekleyen düzenlemeler yaparak aileleri bilinçli olarak yıkıyorsunuz.
Toplumsal Ahlakın Yıkımı:
Gündüz kuşağı programları ve diğer televizyon içerikleri, toplumu ifsat eden, yozlaştıran planlı projelerdir. İnsanların hayatlarını ifşa etmeye, skandallarla gündem yaratmaya yönelik bu yayınlar, toplumun ahlaki yapısını çökertiyor. Sizler bu ahlaksızlık şovlarına izin veriyor, seyirci kalıyorsunuz.
Ekonomik Yıkım ve Hayat Pahalılığı:
Halk, geçim derdine düşmüş durumda. Her geçen gün hayat pahalılığı artıyor, enflasyon halkı ezip geçiyor. Gençler, aileler ve emekliler temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi. Ekonomik politikalarınız halkın aleyhine işliyor. Çiftçilerin, esnafın, işçinin sırtına yüklenen bu ağır yük, ekonomik adaletsizliktir.
Gençliğin Yok Oluşu:
Uyuşturucu, alkol, kumar ve boş ideolojilerle zehirlenen bir gençlik var karşımızda. Siz bu gençlerin ellerine fırsatlar sunmadınız, eğitim sistemini iyileştirmediniz, gençleri işsizliğe, ümitsizliğe mahkum ettiniz. Gençliğimiz uyuşturucu bataklığında kayboluyor, geleceğimiz kararıyor.
Mafya ve Çeteler:
Her köşe başında, mahallede mafya ve suç örgütleri boy gösteriyor. Toplumu korkutan bu güçler, hukuk karşısında dokunulmazlık kazanmış gibi hareket ediyor. Sizler, bu suç çetelerinin varlığını görmezden geliyorsunuz, hatta zaman zaman onların desteğine başvuruyorsunuz.
Eğitimde Verimsizlik:
Eğitim sistemimiz, çocuklarımızı geleceğe hazırlamaktan uzak, verimsiz ve zaman kaybıdır. Gençlerimiz, ezberci ve yüzeysel bir eğitim anlayışıyla hayata hazırlanıyor. Okullar, eğitim değil, sadece zaman öldürme yerleri haline geldi. Niteliksiz bir nesil yetişiyor, bunun bedelini de ileride hepimiz ödeyeceğiz.
Çiftçilerin Yok Edilmesi:
Tarım politikalarınız çiftçiyi iflasa sürüklüyor. Köylüler, toprağını ekmekten vazgeçiyor, tarım ülkesi olan Türkiye, dışarıdan gıda ithal eder hale geldi. Bu, ekonomik bir ihanet değil midir? Tarımı öldürdünüz, çiftçiyi açlığa mahkûm ettiniz.
Kamu Kaynaklarının Talanı:
Kamu kaynakları insafsızca yandaşlara peşkeş çekiliyor. İhaleler, rant oyunları, özelleştirmeler hep aynı kesimin cebini dolduruyor. Halkın malı olan kaynaklar, kişisel çıkarlar uğruna heba ediliyor. Bu ahlaksız düzeni sürdürenlerin Allah katında hesabı ağır olacaktır.
Medya Manipülasyonu ve Toplumsal Afyonlama:
Medya, halkın gerçeği görmesini engelleyen bir illüzyon aracına dönüştü. Gerçekler gizleniyor, yalanlar ve çarpıtmalarla toplum uyutuluyor. Medya, halkın zihnini afyonlayarak, sizlerin yolsuzluklarını örtbas ediyor. Bu düzen, yalanın ve aldatmanın kutsandığı bir düzen haline geldi.
Sağlık Sisteminin Çöküşü:
Halkın sağlığı adeta piyasanın insafına terk edilmiş durumda. Hastaneler yetersiz, sağlık hizmetleri maliyetli, kaliteli bir tedavi görmek zenginlerin ayrıcalığı haline geldi. Sağlık sistemi rant odaklı hale getirilmişken, insanların yaşam hakkı hiçe sayılıyor.
Hazine Mallarının Rant Alanlarına Dönüştürülmesi:
Sahip olduğumuz doğal kaynaklar ve hazine malları usulsüz bir şekilde kişisel çıkarlar için rant projelerine dönüştürülüyor. Sahiller beton çöplüğüne çevriliyor, ormanlar yok ediliyor. Toplumun malı olan bu kaynaklar, birkaç kişinin cebine hizmet ederken ülkemizin geleceği talan ediliyor.
Cinayet, Taciz ve Tecavüzlerin Artışı:
Toplumun ahlak yapısı çöküyor. Cinayetler, tacizler, tecavüzler her geçen gün artıyor. Hukuk sistemi ise bu suçlara karşı yetersiz kalıyor. İnsanlar, adalet arayışı içinde çaresiz, güvenliğini kaybetmiş bir halde yaşıyor. Adaletin olmadığı bir toplumda huzurdan söz edilemez.
İnsanların Umudunun Yok Oluşu:
Halkın artık geleceğe dair umutları kalmadı. İşsizlik, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı insanları boğuyor. Gençler üniversite okuyup iş bulamıyor, aileler geçinemez hale geldi. Umutsuzluk, çaresizlik toplumun ruhunu kemiriyor. Sizler bu umutsuzluğu körüklerken halk her geçen gün daha da derin bir karanlığa sürükleniyor.
Küçük İşletmelerin Kartelleşme ile Yok Edilmesi:
Küçük işletmeler, büyük kartellerin altında eziliyor. Büyük şirketler tüm piyasayı ele geçirirken, küçük esnaf yaşam mücadelesi veriyor. Esnaf, çalışmak için mücadele ederken, sizler bu tekelleşmeye göz yumuyor ve küçük işletmeleri yok ediyorsunuz.
Üniversitelerin İşlevsiz Hale Gelmesi:
Üniversiteler artık insanların hayatını ileriye taşımıyor. İşe yaramaz diplomalarla gençlerin umutlarını beş yıl daha öteleyen bu kurumlar, piyasada değer görmeyen bireyler yetiştiriyor. Üniversiteler halkın geleceğine katkı sunmak yerine, kamu kaynaklarını boşa tüketen, gençlerin umutlarını sömüren bir yapıya büründü.
Yönetimin Halkı Köle Gibi Görmesi:
Yönetim erki, kendisini milletin efendisi, halkı ise köle gibi görüyor. Bulunduğunuz makamların size verdiği yetkiyi kişisel çıkarlar için kullanıyor, halkı umursamadan saygınlık peşinde koşuyorsunuz. Bu kibirli tavrınız halkı sizden nefret ettirdi. Halkın gözünde artık güveninizi tamamen kaybettiniz.
Kamu Çalışanlarının Ahlaksızca Ayrıcalıkları:
Kamu kurumlarındaki çalışanlar, adeta tanıdıkları sayesinde zenginleşiyor. Çalışmadan, kamunun kaynaklarını sömürerek "ağalar" gibi yaşıyorlar. Kamunun imkânlarını sadece kendileri için kullanırken, işlerini dürüstçe yapanları aşağılayarak ezmeye devam ediyorlar. Bu ahlaksız sistem kamu kurumlarını yozlaştırdı.
Kamu Çalışanlarının Maaş Adaletsizliği:
Kamu çalışanlarının maaşları, toplumun genel ekonomik standartlarının çok üzerinde. Bir esnafın ayda zar zor kazandığı parayı kamu çalışanları rahatça alıyor. Kamu kurumları ticarethane değildir, zenginleşme aracı olamaz. Bu maaş dengesizliği toplumsal adaletsizliği daha da derinleştiriyor.
Ekonomik Çöküş ve Hayat Pahalılığı:
Halk, her geçen gün artan hayat pahalılığıyla boğuşuyor. Ekonomi çökmüş durumda, halkın alım gücü yok. Temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar, artık çaresizlik içinde yaşıyor. Zengin daha zengin olurken, fakir daha da fakirleşiyor. Bu adaletsiz ekonomik düzen halkı daha da yoksullaştırıyor.
Sahillerin ve Doğanın Yok Edilmesi:
Sahillerimiz, ormanlarımız ve doğamız hızla betonlaşmaya ve talan edilmeye devam ediyor. Gözünüzü rant hırsı bürümüş, ülkemizin doğal güzelliklerini yok ediyorsunuz. Sahiller beton çöplüğüne dönüyor, ormanlar yerini rezidanslara ve otellere bırakıyor.
Ey Yönetim Erki, Bu Bir Son Uyarıdır:
Allah’ın adaletinden kaçış yoktur. Siz, bu halkın umudunu, sağlığını, adaletini ve geleceğini yok ettiniz. Ancak bilin ki, Allah’ın huzurunda hesap vereceksiniz. Halkın mallarını talan etmek, kamu kaynaklarını kişisel çıkarlarınız için kullanmak Allah katında en büyük günahlardandır.
Allah, adaletsizliği, haksızlığı sevmez. Allah, mazlumların ahını işiten, adaletin terazisini tutan yüce yaratıcımızdır. Sizler bu toplumu ahlaki, ekonomik, sosyal ve manevi olarak yok ediyorsunuz. Ancak bilin ki, Allah’ın adaleti er ya da geç tecelli edecektir.
Adaleti Yeniden Tesis Edin: Hukuk sistemini güçlendirin, adaleti tarafsız bir şekilde uygulayın. Suçlular cezasız kalmamalı, mazlumlar ezilmemelidir. Adalet, toplumun huzurunu yeniden tesis edecektir. Adaletsizlikle, rüşvetle, torpille değil, hakkaniyetle hareket edin. Hukukun üstünlüğünü sağlayın, suçluların cezasını çekmesini sağlayın.
Aileyi Koruyun: Aile bağlarını güçlendirin. Aileyi yozlaştıran medya içeriklerine engel olun. Aileyi korumak, toplumun geleceğini korumaktır.
Gençlere Sahip Çıkın: Gençliği uyuşturucu bataklığından kurtarın. Eğitimde fırsat eşitliği sağlayın, gençleri işsizlikten kurtarın. Onlara gelecek verin ki umutlarını kaybetmesinler.
Ekonomik Adaleti Sağlayın: Halkı ezen ekonomik politikalardan vazgeçin. Çiftçiyi destekleyin, yerli üretimi artırın, insanlara iş ve aş sağlayın.
Kamu Kaynaklarını Adil Kullanın: Kamu kaynaklarını kişisel çıkarlar için değil, halkın faydası için kullanın. Yolsuzluklara, usulsüzlüklere son verin. Kamu malı, halkın malıdır.
Medyanın Yalanlarını Durdurun: Halkı uyutan, afyonlayan medya düzenini sona erdirin. Gerçekleri açıkça söyleyin, doğrular konuşulsun, yalanlar değil.
Kamu Kaynaklarını Adil Kullanın: Kamu kaynaklarını, toplumun tamamına hizmet edecek şekilde kullanın. Rant projelerine, yolsuzluklara son verin. Halkın malı, bir avuç zenginin çıkarı için kullanılmamalıdır.
Sağlık Sistemini Düzenleyin: Sağlık hizmetlerini halka ulaşabilir kılın. Sağlık ticarete dönüştürülmemelidir. Herkesin eşit şekilde faydalanabileceği bir sağlık sistemi kurun.
Eğitimi Gerçekten İşe Yarayan Hale Getirin: Üniversiteler, gençlerin geleceğini çalan değil, onlara iş ve hayat fırsatları sunan kurumlar olmalıdır. Eğitim sistemi, gençleri işsizliğe değil, hayata hazırlamalıdır.
Toplumsal Ahlakı ve Adaleti Korumak İçin Medyayı Denetleyin: Toplumu yozlaştıran, ahlaksızlığı normalleştiren medya içeriklerine son verin. Aileleri ve ahlaki değerleri koruyun, yozlaşmaya karşı durun.
Çiftçiyi ve Küçük İşletmeleri Destekleyin: Çiftçilik ve esnaflık, bu ülkenin bel kemiğidir. Onları yok etmek yerine, destekleyin. Büyük kartellerin hâkimiyetine son verin.
Bu manifestoda yer alan tüm uyarılar, halkın çığlığıdır. Bu milletin artık umudu tükenmiştir. Yöneticiler olarak, ya bu toplumu yok oluşa sürüklemeye devam edeceksiniz ya da vicdanınızı dinleyip adaletli bir yönetim anlayışıyla bu halkı kurtaracaksınız. Allah’ın adaleti er ya da geç tecelli edecektir. Bu halkın vebali sizin üzerinizdedir. Vicdanınızı dinleyin, yoksa Allah huzurunda bu vebalin altından kalkamayacaksınız.
Allah katında, hesap günü geldiğinde bu haksızlıkların hesabını vereceksiniz. Sizler, adaleti sağlamakla mükellefsiniz. Allah, kul hakkını affetmez, sizler de bu yükü taşımaya hazır olun. Bu son uyarıdır, vicdanınızın sesini dinleyin, yoksa halkın ahı, Allah katında karşılıksız kalmayacaktır.
“Sen hatırlat, öğüt ancak iman edenlere fayda verir…”
Bahadır Hataylı/2024 Ekim/ist