Yıl 1981
Başlıktaki yılda dünyada olmayanlar parmak kaldırsın...
Dünyevi, yahu git başımdan, daha ilk cümlemi yeni bitirmişim, niye araya giriyon... Bir sorum olacaktı. Haydi sor bakem, dur dur sorma. Yavaş olmalıyız, aceleye gelmemeli hiç bir an. Her ana kıymet katmalıyız. Diyene bak sen hele, leyn Dünyevi ne oldu sana. Ya hu git başımdan yeter artık. (Not: Yazılarımda araya giren kimdir? Parantezi kapa.
Hangi parmağımızı kaldıralım Dünyevi. Bu da iş mi şimdi, 1981 yılında daha doğmamışlar parmak kaldırsın, şu parmağını kaldırsın mı diyorum, hangisini kaldırırsan kaldır.
Bir ortak parmak benden,
İkinci parmak da benden, lakin sağ elin ikinci parmağı
Sol elin serçe parmağı da benden.
Sağ el başparmağı da benden..
Yüzük parmağımı kaldırıyorum
Ben iki yüzük parmağımı da kaldırıyorum.
İki orta parmak da benden..
Ya hu iki parmak kaldırın mı dedim, parmak kaldırın dedim. ParmakLARınızı kaldırın demedim.
İyi iyi neyse, epey çokmuşuz, sanki çokluk bir şey ifade eder gibi..
Kaldırmayanları görelim, yuh, parmak kaldıranların neredeyse 3 katı parmak kaldırmayan varmış.?
Dünyevi ne yapmaya çalışıyon allasen, deli misin divane misin arkadaş..
Çözel çözel yazı yazmaya çalışıyom ne yapım ya hu..
Ata gideli bir asır olmuş, özlediniz mi ?
Özleyenler parmak kaldırsın bakim..
Leyn ne oluyor, parmak kaldırmayan neredeyse yüzde 8.
Buldum buldum parmak kaldırmayanlar ülkenin kaymağını yiyenlerden yüzde 5, geriye kalanı da beyni yıkanmışlardan olsa gerek.
Dünyevi klavyeyle oyun oynama, sen ölüler ardından inanç, ideoloji, hayal, fikir, dedikodu vb vs koşturacak yaşı çoktan geçtin. Ne dedin anlamadım ...Bal gibi de anladın sen. Sahi mi diyon.. Emin olamıyom senden? Serseri mayın gibisin.. Yok daha neler.. Ne zaman patladığımı gördün azizim.
Dünyevi sen patlamıyon, devamlı akıyon o yüzden tehlikelisin. Sen bana güvenmirsen?
Arkadaşlar sizleri peşinden koşturanlar nedir?
Murpy Kanunları.. Sal’la gitsin yani.. Atlamayın öyle söze...
Hem parmak kaldırın dedim ya..
Dünyevi ikinci soruda parmak kaldırın demedin ya hu.. Sahi mi? Bak bakalım yukarıya... Evet ya dememişim, özür dilerim. Çokcana özür.
Dünyevi, bu yazı tarzını seviyorum, konuşmaları cümle içinde veriyon, konuşmak çizgisi gibi gereksiz tuş hareketlerine gerek kalmıyor.
Ya hu mübarek lütfen ya, yazılarımın içine etme, zırt bırt cız bız gibi araya girme, yeter ya...
Bıhtım arkadaş senden, bıhtımm...
Dünyevi ilk ne zaman senin yazılarının içine girdim hatırlıyor musun? Hatırlamıyorum, hatırlamak da istemiyorum. Ama hatırlamalısın bence. Uleyn niye hatırlamalıyım. Boş ver Dünyevi, hayat sana güzel..
Yıl 1981 Batı Kapısının mıdır, Batı Duvarının mıdır nedir şeyhi, pardon papazı, pardon pardon hahamı mı nedir,
Kubbetüs Sahranın altına tünel açmak için ekip kurarlar, lakin tünel Müslümanlara ait olan bölümün altından geçmektedir. Tünelin amacı Ahit Sandığını bulmaktır.
Arkadaşlar aranızda Yılan burcu olan varsa sonrasını okumasın lütfen.
Ben sazan burcuyum, ben de otgil burcuyum, ben vahşi hayvan burcuyum, ben ilim bilim burcuyum...
Dünyevi vahşi hayvan burçları Yılan burcundan sayılır mı. Nerden bileyim ben yahu, çık yazımın içinden.. Yeter ya hu.. Laftan, yazıdan anlamaz mısın sen..
Bir sandık için midir, bir ezoterik mağara için midir, bir petrol için midir tüm savaş ve ölümler malum bölgede arkadaşlar?
Lise yıllarında olsa gerek, yani Y kuşağının lise yıllarında, gökten yıldız kayar gibi fosfor bombaları mı kayıyordu, yoksa füzelerin ışıkları mıydı ekranlara yansıyanlar lakin o bomba ve füzelerin düştüğü yerde değildik hiç birimiz...
Kıssak köpürsek, öfkeden deliye de dönsek, hop oturup kalksak da; veya yani ya da daha güdülüyorduk eğitim öğretim sistemi veya tapınanlar sistemi ya da bizden önceki kuşaklar tarafından işte.. Ne dersek diyelim aslında karşıda duyulan ses Meee Meee idi..
Kimimiz kahvede, kimimiz evde veya işte, kimimiz gazete sayfalarında gördü o ışıkları..
Birileri bir yerde ölüyordu lakin birileri magazin programı seyrerdiyordu, birileri dua ediyordu, birileri aile oturmasındaydı, birileri arkadaşları ile cafedeydi, birileri halı sahada, birileri orda birileri burdaydı falan fişman..
Yani hiçbirimizin kafasına düşmedi o ışık hüzmeleri, ışık hüzmeleri dediğime bakmayın, düştüğü yeri parçalayan ışık hüzmeleri onlar, yani ölüm kusan ışık hüzmeleri. Gündüz daha az görülür lakin gece bildiğin cam gibi parlar işte.. Değdiği yeri de kan gölüne çevirir.
Yıl 2024.. Başlıktaki yılımızdan yani Atanın ölüm tarihinden ( ölümsüz olduğunu biliyorum işgillenmeyin) 2024-1981 :43
Arkadaşlar gördüğünüz gibi sayılar yalan söylemez. Yanin Atanın ölüm tarihinden 1 asır sonra değil.. Peki ben neden Ata’nın ölüm tarihini yazının burasına kadar 1981 olarak düşündüm ve bu şekilde yazıya devam ettim.. Benim cahilliğim enteresan bir boyutta galiba..
Arkadaşlar İsrail yönetimini ülkenin yarısı istemese de dediğim dedik çaldığım düdük demeye devam ediyor.
Ben artık Kuveyt İşgalinden başlayan, öncesinde ve sonrasında İran Irak savaşından, Saddamdı Kaddafiydi Esetti Sisiydi derken sıranın dinist siyaset güdenler gibi bize geldiğini düşünmüyorum. Çünkü bizim yani topyekün hangi düşünce inanç ve kısımdan olursa olsun zaten ellerinde olduğumuzu düşünüyorum.
Çünkü;
Ülkemizde faili meçhuller alıp başını gitmiş, gidiyor... Yani bir nevi benzetmemi mazur görün; ister faşizme hizmet edin ister sosyalizm veya komünizme ister şeriatizme isterseniz başka bir düşünce ve inançta ve harekette olun devamlı olarak onların kurguladıkları oyunun figüranları olarak meydanlarda koşturuluyoruz.
Dünyevi, uleyn gene ne var.. Konu neydi Dünyevi...
Özgür yaşmak için sinyallerin dışına çıkmak.. Kuzey ülkeleri olabilir belki, belki Asya stepleri belki Alp dağlarının bir eteğindeki kasaba veya köy..
Dünyevi saçmaladın artık iyice, ya hu Türkiye’nin de bir çok yerinde sinyal çekmiyor. Hatta sizler var ya, dünyanın mıdır Avrupanın mıdır nedir en pahalı iletişimini en yavaş hızlarda kullanıyorsunuz, sağmal inek gibi sağılıyor, kuş gibi tüyleriniz yolunuyor... Sizler el birlik aynı çemberin içinde birbirine diş bileyen lakin kimi seçerlerse seçsinler kukla siyasetçilerin birer kölesisiniz.
Sizleri her zaman korku yönetti. Daha doğrusu korku iklimi ortaçağın mirasıdır dünyaya. Lakin sizler ne doğulusunuz ne batılı ne kuzeylisiniz ne de tam güneyli. Bunları olmamanızın faydasını düşünmek yerine kendinizi bir tarafta yamamaya çalışan bir kültürün evlatlarısınız.
Dünyevi çocuklardan mı korkmalı, ihtiyarlardan mı? Elbette ihtiyarlardan, çünkü onlar çocukluklarını ikinci defa yaşama şansı bulanlardır. O yüzden tehlikelidirler. Oysa ilk çocukluğun kimseye zararı olmaz kimi olsa da giderilmesi diğerlerine göre daha ve çok çok kolaydır. İstisnalar...
İstisna dedim de aklıma geldim..
Hey ne oluyorsun yahu, yazımı komple ele geçirdin sanki..
Ya hu Dünyevi bir seferde ben yazsam olmaz mı, hem de hepsini ben yazayım.. Yürü git lan..
Yeni bir haber vereyim size, yeni sayılır mı bilmem arkadaşlar, yani haberin internete düşme süreci veya zaman aralığı haberi eski yapar mı bilmem..
Şöyle ki; bilim insanları sesin tek kanaldan yayılmasının deneyini başarmış. Yani dalgalar halinde yayılan sesin artık tek kanaldan veya tek yöne veya istediğiniz yöne gitmesi sağlanabildiğinden bahsediyor haber. Hemi de sinyal gücü artarak..
O yüzden cahil cühela sesi dalgalar halinde duyduğu veya sesin düşümü olan yazıyı okuduğu için anlayamıyor.
Peki sesin tek kanaldan veya yöne gitmesi dünyada neleri değiştirebilir.
Dünyevi ülkendeki sıkıntı nedir?
Yahu o da sorulur mu, faili meçhuller ve halk efsanesine dönen tv ve gazete ekranlarından çocukluklarındaki gibi güdülen zihinler.
Dünyevi ülkende erken seçim olsa bile, iktidar değişse bile veya değişmeze bile 1881 de doğan gibi biri 1980 (artı eksi 5) gibi bir yılda doğmuş olabilir mi?
Yani Dünyevi geldikleri gibi giderler mi, yoksa artık o zamanlar çok geride mi kaldı?
Yani bu sorunun cevabını
Bilimsel olarak ararsak çok vakit alır ve çok zor bir sonuca varırız.
Dinsel tapınmasal olarak ararsak zaten din ve tapınma ihraç eden bir millet değiliz, genelde bu konuyu ithal olarak almaya alışmısız, o yüzden verilecek cevap bizden olabilse bile bizim olamaz.
Sosyakültürel olarak ararsak mümkündür.
Teknik olarak hepsinin ortalama cevabının üzerinde bir cevap bulma şanşımız... Ya hu ne biçim bu soru böyle.. Cevabı düşünürken soruyu unuttum..
Yani şu var, kurulan plan varsa 1000 ile 1500 arasında işe yaradı, lakin 1453 ten sonra plan kurulamadı. Yani Balkanları ve Avrupayı Anadolu gibi düşündük ki en büyük hatayı yaptık. Şimdi de dünyayı Anadolu gibi düşünüyoruz.
Kurulan plan yoksa vurucu kırıcı ve güçlü idik zapettik ve vatan yaptık. Göçebe tarzı yaşamın yetirdiği güç çeviklik ve işlerin zamanında yapılmasının bilinci bize üstünlük sağladı. Yerleşik hayat bizi bizden aldı.
Sonrası zaten makine devrimi geldi şimdi de robot devrimi eşiğindeyiz..
Peki Dünyevi, sana son bir sorum var...
Ya hu sen ne zaman yazımı ele geçirdin gene? Bırak tatavayı Dünyevi..
Soru: Tüm bunların arasında kendini nerede görüyorsun?
Yaşıyor musun, yaşıyorsan yaşam nedir?
Yaşayan ölü isen, yaşayan ölü olmayı anlat bize?
Mutlu musun, mutluysan mutluluğu tanımla.
Huzurlu musun, huzuru tanımla.
Öfkeli misin öfkeyi ...
Daşşak geçiyorsan daşşak geçmeyi anlat bize..
Kafayı yediysen lezzeti nasıl de hele?
Sahi Dünyevi ne oldu sizin neslin önderlerine, var mı öyle bir lideriniz, buharlı gemiye yenilmeyen, robotlara yenilmeyen, mafyaya yenilmeyen, krallara boyun eğmeyen, Tanrıyı Makamında bırakıp insanı düşünen ve insanın gelip geçici ömründe güzel iyi hoş kaliteli bir yaşam sürmesini isteyen liderleriniz var mı, yoksa bu devir lider devri değil, mafya veya şirket veya halkı milleti ulusu söğüşleme devri mi?
Ulan ne bu taramalı gibi, niye bana soruyon, okuyanlara sorsana dunkoff! Nerden bileyim ben..
Rüştü Asyalı’ya sevgi ve hürmet ile..
"Ben bir garip keloğlanım
Eşeğimin yok palanı
Varım yoğum doğruluktur
Hiç de sevmem ben yalanı
Bir kocakarı anam var
Birkaç tavuk bir de inek
Hergün konar kel kafama
Evsiz kalmış bir kaç sinek
Olmam kimseye kul köle
Halkın kulağı diliyim
Namertlere avuç açmam
Sivri akıllı biriyim
Keloğlanım budur özüm
Haram malda yoktur gözüm
Garip hakkını yiyene
Elbet vardır bir çift sözüm"
Y.
YORUMLAR
valla ben de sazan burcundanım:))
1981, sen nereden bileceksin Hasdal diye bir askeri hapishaneyi çocuk
ve ben bile o zamanlar 16 yaşında çocukken hem de:))
aramızda kalsın, bir anı,
öğrenciyiz ve solcuyuz ya:)
bize Atatürk konusunda ders veriyor " seve seve" subaylar:))
yani anladın mı sazan kardeş,
ışığı görmeyip çarka kapılan zamane sevicilerinin nereden türediğini:))
ya da ne atıkları olduğunu ve tövbe bizden değil:)
eyvallah.
Yinsani
Düşenin veya devlet veya sistemin zulmüne uğrayanın dostu pek olmaz. Açık sözlü insanlar sevilir ya, elimden gelen bir yarım olursa ne ala... Lakin epeydir dünya bana karışmasın ben de dünyalı kalmayayım deyü uğraşırım.. Bıhtırdı bu dünya bıhtırdı üstad:)
Saygılarımla..
En sevdiklerinize emanet.
Yinsani
Selamlarımla
En sevdiklerinize emanet.