istesen de sevemezsin.
çoğu toprağa tutunamayan her şey gibi onlar da denize gider. bir akşam. az yaşamaya karar vermişlerin çok iyi bildiği. kararsak ve daha çok kararsakta bir meleğin kalbiymişiz gibi sevebileceğiz.
cümle sonlarını getiremiyorum. cümlelere inanmak istiyorum. hiçbir şey hiçbir yere bağlanmayacak ve siz, ve biz, ve onlar unutulacağız. bütün mezar taşları bunu bilmemeniz için, bir taşta isminiz var diye hatırlanacağınızı sanıp taşlara güveneceksiniz. siz güveneceksiniz. gözyaşlarımız bile doğduğu gözleri hatırlamıyorken, siz tutup taşlara güveneceksiniz. kuş olsaydım kanatlarıma inanmazdım. evet yanlış bir şeyler var gibi hissediyorsunuz biliyorum.
kaybettiğinin bilincinde olmayacak kadar kaybetmek ve bunu hiçbir zaman, hiçbir şekilde ispat edemeyecek olmak. gözyaşı dökebilmenin bile dışında kalmak.
ağıtlar dışı kalmak. kayıt dışı. kompleks bir ağrının ortasında, kudretini yitirmek.
başkaları tarafından getirilip bırakılan o hislerin durduğu yerde, bir ceketin bir kapıya asılmasıyla ya da bir ekmeğin yarıdan koparılmasıyla ölüm arasında bir fark göremeyecek kadar kör olmak. kelimeler arasındaki boşlukların bile gözlerini acıtması.
anlamalısınız. anlamış olmalısınız.
bitmedi.
bir şeyleri bir şeylere bağlayabilseydim, bağlamları olan cümleler kurabilseydim ve bir tutarlılık sahibi olsaydım rasyonel olurdum. ama dünya rasyonel olmak için o kadar ilginç bir yer ki. evlerimizi küp yapmamız, bikini giymekle çıplak olmak arasında farklar görüyor oluşumuz, sevme yeteneğimiz varken hâlâ yetenekler konusunda endişelenmemiz, bin yıl içinde bildiğimiz her şeyin yanlış çıkacağını bilmemize rağmen doğru diye mutlak bir şeyi anlatan bir kelimeyi icat etmemiz, biftek, bonfile, pirzola gibi isimlerle inek yediğimizi unutuyor oluşumuz. bunca uyduruk şey arasında duruyoruz. biri bu denizin çirkin olduğunu, önünde fotoğraf çekilmeye değer olmadığını da söylemeli.
hiç deniz görmemiş olmak istiyorum. deniz kelimesini henüz icat edilmediği bir kavimden olmak istiyorum. bir bardakta duran suyla deniz arasındaki farkı da göremiyorum.
denizi bilmek istemiyorum.
YORUMLAR
Denizin gerçekten deniz gibi olduğu saklı koylar vardır bir yerlerde bence. Eninde sonunda oraları da keşfedecek insanlar, ele geçirip talan edecekler gerçi. Deniz olmaktan çıkaracaklar yine denizi.
Ama bir gün keşfedilecek de olsalar, saklı kalmış bir yerler mutlaka vardır. Öyle yerler olduğunu bilmek bir nebze de olsa ferahlatıyor insanı.
Anlatım da, konu da çok güzeldi. Yüreğinize sağlık...
Z î n
denizin o deniz olmaklıktan gelen haşmeti yok artık, sanki bir kaşık su. köprüler falan var üstünde, kocaman gemiler geçiyor artık, kenarlarına bir sürü iskeleler, limanlar yaptılar. çok güçsüz ve zaptedilmiş görünüyor. umursuyordur, hatta bence nefret falan ediyordur. hakkettiği saygıyı almadığını düşünüyordur.