- 315 Okunma
- 3 Yorum
- 6 Beğeni
YÜREĞİNİZ EL VERİYORSA TUTUKLAYIN BENİ
Doğdum; Annem mızmız bir bebek olduğumu söyledi. Sonra çok haylaz bir çocuk oldum. Daha sonra asi bir genç kız.
Gençlik böyle dediler; Ah şu zamane gençleri deyip hayıflandı, iç geçirdiler. Öyle ya, asi olmak büyük bir suçtu. Bir an ben bile şaşırdım! Geleceğim beni de endişelendirmeye başladı. Sahi durumum bu kadar vahim miydi?
Okula gittim; öğretmenlerim benden yaka silkti. Derste Laiklik dinsizliktir diyen hocamı sınıftan kovduğum için disiplin cezası aldım fakat ona da ceza aldırmayı başardım. Siyaset o zamanlardan ilköğretime bile girmişmiş meğer. Orta dereceyle zar zor mezun ettiler beni. Çalışmaya başladım, böyle memur olmaz dediler.
Tabi ya aralıksız otuz altı saat çalışmaya baş aldırmak,
memurluğa sığmayacak işlerdi.
Hiç unutmam kızımın bir gün işe giderken bana,
Anne! ’’Sen hemşire olma, anne ol’’ diye feryat ettiğini.
Evlendim; evlendiğim adam benden şikayetçiydi.
Kadın kısmı bu kadar soru sormaz, sorgulamaz dedi.
Çocuk doğurdum, yalnız bırakıldım, korkuyordum,
bir süre bocaladım. Anneliği ve anneliğin dünyadaki en güzel şey olduğunu yine kendi kendime öğrendim.
Demem o ki dostlar yaralarımı hep kendime sardım..
Evliliğim bir sürü iniş çıkışlarla geçti. Onda da bir düzen tutturamadım anlayacağınız. Boşanmak istedim, dünya alem karşı çıktı. Kadın başına bir çocukla ne yaparsın dediler. Yaparım dedim! Şimdiye kadar ne yaptıysam onu yaparım dedim. Boşandım, o dünya alemin ne kadar haklı olduğunu anladım. Türkiye’de bir tek kadın başına olmuyormuş meğer, geç öğrendim.
O dünya alemin tam da kendileri pis nefesi ile peşimde. Ben ise canımın, kızımın, bir de geçimimin derdinde.
Uzun bir süre bunalım takıldım. Çevremdekilerini yordum, yoruldum.. Bir kaç depresif ilaçla durumu idare ettim bir süre. Sonra yeniden evlendim. Çünkü mecbur kaldım. Kendimi korumanın tek yolunun bu olduğunu,
ve her şeye gözümü yumup bir adamın yanında ’oturmanın’ büyük bir akıllılık olduğunu geç de olsa anladım..
Komşu oldum; komşularımla günlere katılamadığım için onlar da benden şikayetçiydi.
Vatandaş oldum Atatürkçü oldum diye ülkem de benden şikayetçiydi.
Evlat oldum annem de benden şikayetçiydi.
Öğrenci oldum öğretmenlerim de benden şikayetçiydi.
Memur oldum; amirlerim de benden şikayetçiydi.
Eş oldum, sevgi, ilgi bekledim, hesap sordum eşim de benden şikayetçiydi.
Anne oldum, işten eve gelemediğim için evladım da benden şikayetçiydi.
Ah şu benim hiçbir şeyi olduramamışlığım yok mu;
Söyleyin hakim bey, ’’asfalt kara, eşek kara, baht kara’’
Ne yapsın zavallı Özlem şimdi...
Yüreğiniz el veriyorsa tutuklayın beni...
Özlem SABA
YORUMLAR
Var olmak istemişsiniz. Suçunuz sadece bu! Suç diyorum, çünkü bu dünyada dolu dolu var olmak, kaderine boyun eğmeyip gördüğü çarpıklıklara isyan etmek; daha yaşanası, güzel bir yaşam istemek suç olarak görülüyor genelde.
Siz boyun eğmemişsiniz, doğru bildiğiniz şekilde yaşamışsınız.
Keyifle okudum. Yüreğinize sağlık...
Mavilikler tarafından 11.10.2024 14:49:17 zamanında düzenlenmiştir.
Özlem_SABA
tutuklama olmasa da değerli yazar
bir köşe başında bıçaklanarak yada vurularak öldürülmediğin için
ve kadınlığından önce değerlerinle var olma çabandan dolayı neden
şükretmiyorsun diyen hemcinslerin olacaktır ne yazık.
zira, kendini sıradanlaştırıp cinsiyetinden utandıkça " erkeğe" dönüyor
ve onun bakış açısına elbet, asıl korkutucu olması gereken de bu.
yazıda paylaştığınız her değere nice saygıyla.
eyvallah.
Topluma uymazsanız uymaya zorlanırsınız kuralı adına tam bir ispatlık hayat!
Benzer şeylerden benim gibiler de geçmiştir ve geçiyor da. İnsanın sınırları tanımaz haksızlığa kabullenmeme ruhu olduğunda en yakını dahi insanı sokağa terk eder ve yalnızlığa hapseder.
Ben toplumdan yalıtmış olduğum için kendimi isyanlara katlanmak çevre için hala zor!
Sizin hayat öyle bir çarpışmayla geçmiş hele ki kadın olarak dehşet verici! Bu ülkenin aydın dünyaya asla yeri yok! Kadınlara dahi verilen çağ dışı ilkel rol da ortada. Ülkenin acil çağdaşlaşma ,eski ayarlarına dönmek zorunludur.
Hayat ne acı ki size bunları da yaşatmış ve kimseler sizle olmamış? Anlamak güç.
Bilmiyorum , bizde insan ezme ,itaat kültürünü neden çocuklara işletmek gibi köle nesiller yetiştirmek istiyor aileler? Yaşamı yaşayarak öğretmek ki varken...
Fazla söze gerek yok. Her şey zaten ki sözlerin kifayetsiz kalmış zaten.
Mutlu akşamlar...