Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerek! - pitigrilli
Mavilikler
Mavilikler

EN ÇOK VAR OLDUĞUM

Yorum

EN ÇOK VAR OLDUĞUM

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

317

Okunma

EN ÇOK VAR OLDUĞUM

EN ÇOK VAR OLDUĞUM


Gittiler bile. Sanki hiç yoktular… Ne tuhaf; kapı son kez kapanıp evde kimse kalmadığında, gidenlerin tek bir iz bile bırakmamaları arkalarında!.. Telefona kaydetmeli belki de bazı şeyleri, sırf kendine hatırlatmak için… Mesela kahvaltı yaparken; telefonda bir şeyler arama görünümünde, çaktırmadan kamerayı açmalı, sonsuzlaştırmalı ‘şimdi’yi uçup gitmeden…


Neyse ki hafızam fena sayılmaz. Yeşim’in Serdar’a sitemli bakışını yakaladım mesela. O an’ı yok olmaktan kurtardım, bir kutuya koydum. Ahmet, eşim yani; ruhu varla yok arası yalpalayıp dururken; eş ve baba kimliklerini henüz giyinememiş, ayakta uyurken nerdeyse, kazasız belasız şu kahvaltıyı sonlandırmayı bekliyor gibiydi. Kazara çocuklar ya da ben bir şey sorarız da, baba ve eş olmaya zorlarız onu diye ödü kopuyordu.


Uyku sonrasının sahiciliği vardı hepimizin yüzünde… Daha tam uyanmayanlara mahsus o el değmemiş masumiyeti kaybetmemiştik. Saatin tik takları “az kaldı kaybetmeye” dese de…


İki kardeşin alıp veremediği neydi acaba? Benimle ya da babalarıyla alâkası var mıydı? Bu sorunun cevabını da alıp yanlarına, okula gitmişlerdi az önce.


Ne yapacaktım şimdi?! Bu saatlerde oynayan sevdiğim diziyi mi seyretseydim? Sofrayı toplamak hiç içimden gelmiyordu. Bu dağınıklık ortasında oturmak, bir sınır çizgisi çekmek gibiydi: Günün sonrasıyla öncesi arasında durup beklemek, bir eşikte… Güne tatlı dokunuşlarda bulunmak… Ruhunu üflemek ona bir nevi… Bir biçim vermek…


Evet, resim tamamlanmak üzereydi… Ama kalp atışlarım hayal ettiğim oranda bir tempoda değildi hâlâ… Halbuki hiç de fena bir gün tasarlamamıştım. Sinemaya gidecek, ordan çıkışta sevdiğim bir arkadaşımı arayıp bir yerlerde kahve içmeyi teklif edecektim. Sonra yaşlı bir akrabamızı ziyaret ederdim belki. O şelaleli parka gider, çay eşliğinde simit yerdim.


Peki neden çarpmıyordu hâlâ kalbim? Her şey yolundayken… Mutlu mesut yaşarken ailemle… Bir eksik gedik yokken…


Eksik gedik… Yok muydu gerçekten? Kalbim cevabı veriyordu vermesine de ben duymazdan geliyordum ısrarla… Daha doğrusu duyamıyordum: Kalbimin sesini… O sesi özlüyordum... Kahvaltıdaki adamın benden kaçırdığı gözlerini… Bir zamanlar en çok var olduğum o yerde... o gözlerde kendimi yeniden bulabilmeyi özlüyordum: Orada gönlümce koşturup durmayı...

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
En çok var olduğum Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz En çok var olduğum yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
EN ÇOK VAR OLDUĞUM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.