- 87 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÜLKE.
ÜLKE DÜZENİ.
Cinayetler, intiharlar birbirini izliyor…
Güvenliğimiz kalmadı. Daha doğrusu mevcut iktidar güvenliğimizi sağlayamıyor…
Sokaklara çıkmaya korkuyoruz. Başımıza yağmur gibi kurşun yağıyor. Suçsuz, günahsız, kendi halinde yolda yürüyen bir genç kızımız başından yediği bir kurşunla oracıkta can verdi.
Adam elini kolunu sallayarak geliyor; iş yerlerini, resmi kurumları kurşunluyor, bombalıyor, sonra çekip gidiyor. Yine dün Adana Büyük Şehir Belediyesi yazı işleri müdür yardımcısının canını aldılar.
Bu ülkede “Bana niye yan baktın” diye adam öldürüyorlar. Geçmişte başıbozukluğu, kanunsuzluları anlatmak için “Teksas’a döndük” derdik. Şimdi o günleri yaşıyoruz.
Eve ekmek götüremediği için gözyaşları içinde intihar edenler var.
Kadınlar saçlarından tutulup yerlerde sürükleniyorlar. Sokak ortasında dövülüyorlar, öldürülüyorlar…
Emekliler açlık sınırının altında ölüme terk edildiler.
Milletvekilleri, dama taşı gibi parti değiştiriyorlar. Ne utanma, ne sıkılma, ne hayâ kaldı…
Bu adamlar, yarın torunlarının yüzüne nasıl bakacaklar.
Ülkemiz şeriat toplumuna döndü. Adamlar mahkeme salonlarında “Yaşasın Şeriat” diye bağırıyorlar. Yeşil hilafet bayrakları ile yollarda, meydanlarda parti yürüyüşleri çekiyorlar…
Salonlarda şeyhleri ile birlikte göbek atıyorlar. Mazot 45 TL’ye çıkmış umurlarında değil.
Peki, muhalefet partileri nerede? Türkiye Cumhuriyetinin hâkimleri, savcıları nerede? Atatürkçüyüm diyen milletvekilleri mecliste ne iş yaparlar?
Şu son 23 yılda ülkemiz, hiçbir dönemde bu kadar çok çöküntü, yıkım, ahlaksızlık, yalan dolan, vicdansızlık, sömürü yaşamadı…
Satılan topraklar, fabrikalar, ormanlar, yerlerde sürüklenen nineler, mapusanelere doldurulan yazarlar, yoksullaştırılan köylüler; sürülen, görevden alınan hâkimler, savcılar…
Halkın oylarıyla seçilen bir milletvekili Anayasanın hükmüne rağmen hậlậ içeride. Böyle bir uygulama karşısında yer yerinden oynamalı, muhalefet topluca meclisi terk etmeliydi.
Hani nerede muhalefet?
Ülke 23 yılda çöktü. Battı. Darmadağın oldu. Yağmalandı. Satıldı. Biz hâlâ seyrediyoruz ve BOL BOL konuşuyoruz. Liderler ne derse BOL BOL alkışlıyoruz. Başka bir işe yaramıyoruz.
Ordunun, toplumun, yapısını, düzenini bozdular. Askeri okulları kapattılar. Yerine cemaatler, tarikatlar, imam hatipler, Kuran kursları açtılar.
10 kasım Atatürk’ü anma töreninde, ordunun içinde, Atatürk rozetlerini göğüslerine takmayanlar, yerlere atıp, çiğneyenler vardı…
Teğmenler, illa da benim tarikat temsilcim cuma namazını kıldıracak diye cemaat kavgaları yapıyorlardı.
23 yıllık bir dönemden sonra ülkenin ulusal nitelikleri, Atatürk’ün ve halkımızın canı pahasına kurduğu Cumhuriyet, laik düzen, çağdaş, ulusal kurumlar yok edildi.
Yapılanların özeti bu. Uzatmayalım…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.