Jüpiter Yazmaları
Şairin son döneminde gösterdiği özgürlük tamamen soyutluğun düşüncelerle girdiği çatışmanın bir tezahürüdür. Aile, toplum ve krallığın baskısından sıyrılıp kendini aradığı uçurumların dibinde tanıştığı antik uzaylı kabrinde yazılan kitabede belirtilen üstün türden olmadığını anladığında büsbütün olarak kendini çaya, kahveye ve soda içmeye vermiştir.
Yine bir uçurumun kenarında uzaklara dalmışken, cişi gelmiş ve uçurumdan çöğürtürmeye başladığı sırada birden bire bir ses duyar. Ya ol ya öl ya al ya bul ya bil ya böl ya bal ya dil ya hu... Ulan kim o yukardan aşağıya çöğürtüren, şiirimin içine eden kim, bir gelirsem oraya... Pardon pardon biri mi var aşağıda, hay aksi, yalnızım sanıyordum bu dağ başında bu uçurumda... Fermuarını çektikten sonra aşağıya seslenir, hey aşağıdaki sörrry sörry, pardon efendim, çokcana özür, ne işiniz var uçurumun dibinde... Hey kimse var mı, kimdir o aşağılarda gezen... Bir seslenir bir kulak kabartır, lakin sesine, özrüne bir karşılık gelmiyordur.
Şair sürgün yıllarını anlattığı şiirinin bir kıtasında bu olayı şöyle özetler.
Sürgünümün yedinci yılında Jüpiterde bir başına
Çöğürtürürken uçurumdan bir ses geldi kulağıma
Ya ol ya öl ya al ya bul ya bil ya böl ya bal ya dil
Yabadabadu Çakmaktaşlar ve Moloztaşlar çağına düştüm.
Y.
YORUMLAR
Çakmakgiller ve Jetgiller 1960'ların dizisi...Biri taş devrinde, biri de uzak gelecekte geçiyor konusu. Geçmişte yayınlanan dizilerde bile bugünün teknolojisi vardı hatırlarsan, özellikle Jetgiller'de...Bu iki dizi özel bir bölümde buluşmuş hatta...
Wilma ile Fred'i, karı-koca ekranda yatakta gördüğümüz ilk çiftmiş aynı zamanda...
"Yabba dabba doo!" repliği ise seslendirme sanatçısının doğaçlamasıymış, senaryoda "Yahoo!" yazıyormuş aslında...
Bu yazıyı kısa tutmuşsun ama mizahla da daha eğlenceli olmuş, uzun da olabilirdi.
Yinsani
Lakin etkili bir yorumdu teşekkür ederim,
Keşke bir yol tutturabilsem yazında, salla gitsin modunda bir dünyadayım işte.
Saygılarımla
En sevdiğinize emanet olunuz.