- 133 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
"Utanmanın Gerçek Anlamı: Başarı, Duyarlılık ve Vicdan"
Gerçek Başarının Anahtarı Utanma duygusu, insan olmanın temel bileşenlerinden biridir. Çocukluk dönemimizde çevremizden öğrendiğimiz bu duygunun kökeninde toplumsal normlar ve değerler yatar. Zamanla, hangi durumlarda utanmamız gerektiğini ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu bu öğrenilen değerlerle şekillendiririz.
Ancak, günümüz dünyasında birçok insan, asıl utanmaları gereken davranışları göz ardı ederken, önemsiz görünen detaylar karşısında gereksiz bir utanç hissine kapılabiliyor. Oysa ki gerçek utanmanın neye karşı hissedilmesi gerektiğini bilmek, insan olma yolunda atılması gereken en önemli adımlardan biridir. Bu düşünceyi daha somut hale getirmek için, bir okul çocuğunun yaşadığı hikayeye bakalım.
Bir zamanlar büyük bir şehirde, derslerinde oldukça başarılı olan bir okul çocuğu vardı. Öğretmenlerinden sık sık övgü alıyor, notları hep yüksek geliyor ve arkadaşları arasında saygı duyulan bir öğrenciydi. Başarıya olan bu bağlılık, çocuğun üzerinde büyük bir baskı yaratıyordu. Herhangi bir hata yapmaktan korkuyor ve sürekli olarak kendini kanıtlama gereği hissediyordu. Bir gün öğretmeni, sınıf önünde sunulacak bir proje ödevi verdi. Çocuk, projesi üzerinde günlerce çalıştı ve en iyisini yapmak için elinden geleni yaptı. Ancak sunum günü geldiğinde, içini bir endişe kapladı. Herkesin önünde hata yapmaktan korkuyordu
Tahtaya çıkıp sunumuna başladığında, kağıtlarına yanlış bir bilgi notu aldığını fark etti. Kalbi hızla çarpmaya başladı, kelimeleri birbirine karıştırdı ve sınıftaki fısıldaşmalar paniğini artırdı.
Sunumunu tamamlayamadan büyük bir utançla yerine geri döndü. O an için kendisini başarısız hissetti; küçük bir hata bile onun dünyasında büyük bir yıkım gibiydi.
Ertesi hafta okulda büyük bir etkinlik düzenlendi. Spor salonunda öğrenciler ve öğretmenler bir araya gelmişti. Çocuk, arkadaşlarıyla birlikte izleyiciler arasında oturuyordu. O sırada, iki öğrenci arasında bir kavga patlak verdi. İkisi de birbirlerine sert sözler sarf ediyordu. Herkes bu tartışmayı izliyor ama kimse müdahale etmiyordu. Çocuk, kavga edenlere bakmak istemese de içten içe bir rahatsızlık hissetti.Kendi yaşadığı utancı düşündü ama bu olay çok daha ciddi görünüyordu. Kendi küçük hatasının utanılacak bir şey olmadığını, insanların birbirine kötü davranmasının asıl utanılması gereken bir davranış olduğunu anladı. Bu farkındalıkla, kavga eden çocukların yanına gidip onları sakinleştirmeye çalıştı. Onlara, birbirlerini incitmek yerine konuşarak çözüm bulmaları gerektiğini söyledi. İlk başta sözleri dikkate alınmadı; ama sonunda çocuklar durup düşündüler ve kavgayı sonlandırdılar.
O an, gerçek başarının sadece derslerdeki başarı değil, insanlara zarar vermemek ve vicdanlı davranmak olduğunu anladı.O akşam, çocuk yatağında uzanırken yaşadıklarını düşündü. Sınıftaki küçük hatası ona o anda büyük bir utanç gibi gelmişti, ama gerçekte bunun önemli olmadığını fark etti. İnsanların birbirine zarar vermesi ve kötü davranması, hata yapmaktan çok daha ciddi bir sorun olarak ortaya çıkıyordu.
Gerçek utanmanın, küçük hatalardan değil, başkalarına karşı vicdansızlık ve duyarsızlıktan kaynaklanması gerektiğini
düşündü.
Bu hikaye, bize utanmanın doğru konulara yöneltilmesinin önemini hatırlatıyor. Hayatta küçük aksilikler karşısında utanç duymak yerine, başkalarına zarar veren davranışlar konusunda daha dikkatli ve duyarlı olmak gerekir.
Gerçek başarısızlık, hata yapmak değil; insanlara zarar vermek, vicdansız ve duyarsız davranmaktır. İnsan olma yolunda en değerli adım, başkalarına karşı gösterdiğimiz incelik, şefkat ve duyarlılıkla belirlenir.
Aile Danışmanı
Selda İyiekmekci (Erdoğan)
YORUMLAR
Öyle olaylar oluyor ki günümüzde...
Birilerinin utanması beklenen.
Nedendir, kimse utanmıyor...
Utanırsa bir masum çocuk,
Küçük bir dikkatsizlik yüzünden utanıyor...
Burada olduğu gibi...
Kaleminize sağlık Selda kızım...
Sevgiler...
İYİEKMEKÇİ
Yorumunuzun her kelimesinde ne kadar derin bir anlam ve hassasiyet olduğunu görmek beni çok etkiledi. Ne yazık ki, günümüz dünyasında, utanması gerekenlerin yüzü kızarmıyor, aksine en masumlar, en savunmasız olanlar küçük bir dikkatsizlikle en büyük utancı yaşıyor. Sözleriniz tam da bu acı gerçeği yansıtıyor.
Sizlerin bu konudaki duyarlılığı, hala insanlık adına umudumuzu yeşerten değerli bir hatırlatma. Güzel düşünceleriniz ve yüreklendirici sözleriniz için çok teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla..…