Bencil kimse devamlı kendi çıkarını düşündüğü için başkalarını düşünmeye ayıracak vakti yoktur.
Bedri Tokul
Bedri Tokul
@bedri-tokul
VİP ÜYE

SENİ ÖZLEDİM BABAM

4 Ekim 2024 Cuma
Yorum

SENİ ÖZLEDİM BABAM

11

Yorum

7

Beğeni

0,0

Puan

708

Okunma

SENİ ÖZLEDİM BABAM

SENİ ÖZLEDİM BABAM

Bir gün babam bir eşya aldı geldi eve. Annem:
“Bu ne adam?
Cevap vermedi.

Tahtalar buldu odunluktan. Ölçtü, kesti, çaktı. Getirdiği eşyayı kapının üstüne denk gelecek yüksekliğe bir altlık raf yapıtı. O çalışırken biz de gelen eşyayı merakla seyrediyorduk. Yanları, üstü pırıl pırıl cilalı, göğsünde gri bir kumaş, kumaşta kabartmalı NEVTRON yazısı. Altta sarı bir cam. Üstü yazı dolu. Prag, Budapeşte, Sofya… Camın sağında solunda iki siyah düğme var.

İşini bitirdi babam.
Gelen yeni eşyayı kucakladı rafına koydu. Fişini sıva üstü prize taktı. Soldaki düğmesini çevirdi. Hırıltılı bir ses. Sonra yavaş yavaş sağdaki düğmeyi çevirdi. Duymadığımız müzik, anlamadığımız konuşmalar. Bir yerde durdu:

“Yurttan sesler programının bu bölümünde şimdi de Muazzez Turing’den Mektebin bacaları türküsünü dinleyeceksiniz.

Mektebin bacaları vay lele lele lele vay lele vay
Ders verir hocaları vay lele lele lele vay lele vay

Babam gururlu:
“Buna radyo derler radyo…”

Annem, ben, kız kardeşim, mutluyuz sevinçliyiz. Gözlerimizde ışık, yüzlerimizde tebessüm.
Dünyanın en iyi buluşu artık bizim evde de var.
Alıştık ona. Onsuz olamaz olduk. Radyomuz bazen Zeki Müren’e:

Uzun yıllar bekledim hakikat oldu rüya
Koklamaya kıyamam benim güzel Manolyam.
Şarkısını;

Bazen de;
Muzaffer Akgün’e
Kışlalar doldu bugün doldu boşaldı bu gün
Gel gardaş görüşelim ayrılık oldu bu gün
Türküsünü söyletti.

Hele; RADO TİYATROSU. Onları nefessiz dinlerken bazı geceler annem üzüntüden dizlerini dövdü. Bazı gecelerde de sevinçten birbirimize sarılıp ağladık.

Bir gün kardeşim bana sordu.

“Abi bunun içinde küçük adamlar mı var?”

“Olmaz öyle şey.”

“O zaman nasıl oluyor?”

Nasıl olduğunu ben de bilmiyordum. Ben abiydim. Bilmiyorum dememeliydim:

“Şimdi anlatsam da anlamazsın. Büyüyünce öğrenirsin.”

Tek odamız, derme çatma bir mutfağımız, mutfağın küçük bir bölümünde de gideri olan küçük bir bölümde yıkanma yerimiz vardı.
Yer sofrasında ders çalışır, yerde oturur, akşam serilen yer yataklarında aynı odada yatardık
Eğer mevsim yaz günlerindeyse gazocağının üstüne, kışsa sobanın üstüne su dolu güğüm konulmuşsa o gün derslerimizi erken bitirip erkenden uyumamız gerekirdi. Uyumadıysak babamızdan azar işitirdik.
Sahi niye hep yerde yaşadık biz? O yıllarda masa, sandalye yok muydu? Varsa da çok mu paraydı? Ya da ayıp mıydı, günah mıydı? Masalı sandalyeli evler?

Bir gün babam:
“ Daha bu ne ki. Gâvurlar bunun adamların görüneni bile yapmışlar. Ama hiç inanasım gelmiyor. Olur, mu hiç öyle şey? Kıyamet alâmeti.”

Yine bir gün:
“ Her eve ayrı telefon bağlanacakmış. Postanede sıra yazılıyor. Bende adımı yazdırdım. Beş altı seneye kalmaz sıran gelir, istediğine devredersin dediler. Olsun taş attım da kolum mu yoruldu?”

Ne sesini duyacağı, siyah beyaz resimlerini görmek, ne de üzerine dantel örtülmüş ev telefonundan numaraları çevirmek nasip olmadı babama. Mekânı Cennet olsun.

Babamdan yıllar sonra koca kıçlı televizyonlar çıktı. Ondört elemanlı geyik boynuzuna benzeyen antenlerle veriliyordu görüntü. Net görebilmek için çatılara çıkıldı. Düşenler oldu. Bazıları evdeki alüminyum tencerelerin kapaklarını daha iyi görüntü alabilmek için antenlere taktılar.
Şehir resimleri, karikatürler hep o antenlerle tasvir edildi.

Sonra renklileri çıktı. Renklisini alamayanlar ekranın önüne renkli cam taktılar.

Daha sonra… Daha sonra…
Dev ekranlar. Her evde birden çok televizyon. Hepsi de plazma.

İnternet çıktı. Google adında bir de emmimiz oldu.

Gazete kuponlarıyla alınan cilt cilt ansiklopediler çöpe atıldı

Ya akıllı telefonlar?

Benim ona hiç aklım ermiyor.
Kullanıyor muyum? Evet.

Bir gün her fani gibi çekip gideceğiz bu dünyadan. Ama merak ediyorum.
Torunlarımız torunlarımızın torunları neler görecekler acaba?
Kim bilir?

Son sözüm mü?
SENİ ÇOK ÖZLEDİM BABAMM…

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Seni özledim babam Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Seni özledim babam yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SENİ ÖZLEDİM BABAM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
6.10.2024 16:51:21
Eski zamanlar radyolu günler siyah beyaz televizyonlu günler çok özeldi gerçekten. O televizyon geldi eve ben ilkokul 3. sınıfta çaktım onu seyretmekten... Masal olurdu biz çocuklara... Yer sofrası olurdu zaman zaman yer yatağı misafir geldi mi... Teknolojik aletler artıyor ama insan da bu aletlerin kölesi durumuna düşüyor neredeyse Abi... Sosyolojik olarak toplumlar neredeyse bitme noktasına gelmiş, insanın insana saygısı ilgisi yok denecek kadar az. Bakalım torunlar artık ne görecek tahmin edilemiyor bir çok şey... Kutlarım yürekten Abim selam ve saygılar...
TUANAY
TUANAY , @tuanay1
6.10.2024 14:28:55
Saygıdeğer kıymetli Bedri hocam
Kaleminizden bu güzel dizeleri yazgıyı okumak inanılmaz derecede güzel özü ile duygusu ile anlatımı ile bir bütünlük içeriyor

Ve( seni çok özledim babam )
İnanki bu cümleler yüreğime dokundu
😞😔
Allah sevdiklerimize zeval Acı zülüm vermesin
Size de öyle ömrünüz uzun sağlıklı sıhhatli olsun her daimi 🤲🏻🌷♥
TUANAY
TUANAY , @tuanay1
6.10.2024 14:28:30
Saygıdeğer kıymetli Bedri hocam
Kaleminizden bu güzel dizeleri yazgıyı okumak inanılmaz derecede güzel özü ile duygusu ile anlatımı ile bir bütünlük içeriyor

Ve( seni çok özledim babam )
İnanki bu cümleler yüreğime dokundu
😞😔
Allah sevdiklerimize zeval Acı zülüm vermesin
Size de öyle ömrünüz uzun sağlıklı sıhhatli olsun her daimi 🤲🏻🌷♥
Rû //
Rû //, @r --
5.10.2024 22:57:06
abi merhaba

içinde nostalji ve duygusallık barındıran derin bir yolculuğa çıkardı kaleminiz.

eski günlerden kalma bir alışkanlık mı bilmiyorum ama laf aramızda ben halen denk geldikçe radyo tiyatrosu dinliyorum ve bundan çok keyif alıyorum.
tıpkı sizin yazılarınızda bulduğum hoşnutluk gibi doğal samimi sevecen.
okurken yaşatan türden eserler.


hızlıca atlıyoruz bir şeyleri, yenilikler beraberinde birçok şeyi de değiştiriyor, kimimiz erişiyor kimimiz erişemiyor.

geçen gün bir milenyum çocuğuna (2000 doğumlu) teyp, walkman ve kasetten bahsettim.
teyp ne diyor :)
onun en eski hatırladığı cd çalarlar olunca
şimdi onlarda kullanılmıyor.
vay be yaşlanmışım ben de dedi.
beni bir gülmek tuttu:)

ona yazınızı okutacağım abi. özelikle telefonlu kısmı. onlar cebinde telefonlarla doğdular çünkü. daha senesi dolmadan bir üst model istiyorlar. biraz da bir şeylerin kıymetini bilmelerini istiyorum. zaten ileride kendi çocuğuna''' bizim zamanımızda şu özellikli bu özellikli cep telefonları vardı'' diyecek. o da yüzüne garip garip bakarak ''cep telefonu da neymiş'' diyecek. döngü böyle sürüp gider abi.


bu arada huzur içinde uyusun babanız.
size de sağlıklı bir ömür diliyorum


yeni bir yazıda görüşmek üzere


selam saygılarımla






İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
5.10.2024 09:50:38
Derste örnek verirdim: 'Çok değil, bundan yirmi sene önce bu sınıfın dış dünyayla tek bağlantısı şu duvarda gördüğünüz dahili telefondu' Öğrenciler o duvara bakar ama çok önceden sökülmüş olan dahili telefona dair bir iz göremezlerdi. Devam ederdim: 'Şimdi ise şu cep telefonunu kullanarak iyi bir medyuma ulaşabilir, onun aracılığıyla da sınıfımıza istediğiniz tarihi kişinin ruhunu çağırabiliriz'

Belki medyumlar gerçekten işe yarıyordurlar da babanızın da arasında olduğu, telefonu bile göremeden aramızdan ayrılanları farklı bir telefonla bir kaç dakikalığına da bize geri getirebiliyorlardır. Hem size, hem de babanıza saygılarımla.
ŞÜKRÜ ATAY
ŞÜKRÜ ATAY, @sukruatay
5.10.2024 02:08:39
Anıları yaşatan çok anlamlı bir paylaşımdı, gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım.
Tüm geçmişlerimize ve babanıza Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun inşallah.
Sonsuz selam, sevgi ve saygılarımla.
Esenlikler ve iyi hafta sonları dileğiyle.
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
5.10.2024 01:18:28
Bu günün en iyi yazısını seçki kurulu seçti mi Suat?
Birazdan bakar öğreniriz.
Bizim bu sitenin seçki üyeleri karar verme toplantısına giderken bayanlar siyah elbiseli yüksek topukludurlar. Ha keza erkekleri de öyledir. Etkilenmemek için siyah gözlük. siyah kravat takarlar.
Kararlarını her gece 12 den sonra açıklarlar. Hepsi de edebiyat alanında liyakat sahibi yetkin insanlardır. Örnek mi? Hemen vereyim:
Cambul cumbul mahlaslı bir üye kuraların içine etmesine rağmen günlerce güne getirilmiş, güya edebiyata yeni bir açılım getirmesine yardımcı olunmuştur.
Peki bu günün yazısına bak büyük bir ihtimalle cambul cumbul yazıyı olumsuz anlamda eleştirmiştir. Onun işi o zaten.
Bize mi ne?
Seni bilmem ama beni geriyor işte. Sen daha iyi bilirsin. Bir birliği bozmak istiorsan önce dilini bozacaksın..
Ne yapacağız peki.?
Yazıyoruz okuyoruz.. Edebiyat adına yüreğimizden kan gitse de bundan iyi bundan özgür başka site yok çünkü...
Öperim gözlerinden.







Bedri Tokul tarafından 6.10.2024 01:25:18 zamanında düzenlenmiştir.

Bedri Tokul tarafından 6.10.2024 01:28:57 zamanında düzenlenmiştir.

Bedri Tokul tarafından 6.10.2024 01:29:28 zamanında düzenlenmiştir.

Bedri Tokul tarafından 6.10.2024 01:30:15 zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
Yinsani, @yinsani2
5.10.2024 01:18:28
Tanrısal veya Doğal veya Teknolojik kıyamet kopmazsa zaten gösterildi gelecek son yüzyılda değil mi üstad. Yani merak edecek pek bir şey kalmadı bahsedilen renkli tv ve sonradan internetle yetişenler için..

Lakin yeni çağa insan zihni ve kalbi adapte olabilecek mi, her geçiş ağrılı sancılı olur mutlaka. Sizler anısını bizler ağrısını çekiyoruz bu yeni yüzyılın abi..

Saygılarımla.
En seveninize emanet.
Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
4.10.2024 22:47:53
Vay bee!
aldın nerelere götürdün.
Ne anıları var o radyoların.
Bizim anlayamadığımız o küçücük kutunun içine o kadar adamı nasıl sığdırdıklarıydı.
Amcamın pilli radyosunu dedem rahmetli kabullenememişti.
Sonra Köroğlu arkası yarını çıkınca radyo tiryakisi olmuştu.
Bir de Kıbrıs Harekatında babamgil ekin biçiyordu. Onlara paralel radyoyu ilerletmek görevi benimdi.
Hele televizyon!
Ne büyük mucizeydi.

Sonra..
Sonra her şey hızlandı. Şimdi yeni yeni buluşlardan tınlamıyoruz bile.
Her şey doğal gibi kanıksandı.

Vay be.

Selamlarımla Kel'den öptüm.
Halit Durucan
Halit Durucan, @halitdurucan
4.10.2024 22:41:20
Bedri hocam, bu nostaljiyle beni gençlik yıllarıma götürdün beni. Ne günlerdi o günler. İnanın o günleri arıyorum, çok özlüyorum. Rahmetli babanıza rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Saygılar, selamlar
cem3453
cem3453, @cem3453
4.10.2024 22:38:59
aslında belli bir yaş
ve ona yakınlar için ne çok tanıdık ve içtenlik elbette usta
ve babaya rahmet dilerken
gerçekliği yazan kaleme de nice saygıyla elbet.

eyvallah.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.