- 96 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
son romanım1
Yatağında uyandığında oda daha da karanlıktı, yalnızca birkaç parlak ışık pencerenin nerede olması gerektiğini gösteriyordu ancak alışkanlığına göre yüzü ışıktan dönük olarak uykuya daldı ve şimdi başı yerdeydi. Pek de sıra dışı olmayan duygusal bir yatağın ayağı kırıktı.
Geceleri kendini doğru pozisyona getirmek için her zaman ikinci bir seçenek vardır, başını falan çevirir ve pencere yerinde kalır dün onu üç kez gördükten sonra bu okulun odasında içti .
İnönü’ye gelişinden bu yana iki kez evini değiştirmişti, ailesini son kez terk ettiğinden beri ev aramak ve geçimini sağlamak için bu depodan bozma odada müdür kalmasına izin vermişti.
Varlıklı bir ailenin kızı ile sevgili olduğundan kira verecek parası kalmamıştı maaşı eğlenceye e gitmişti, adeta bir yıkımın içindeydi.
Uzun bir mesaiden sonra gelmişti odaya yada depoya desek daha doğru olur
Yatağına döndüğünde bir kedi sesi duymuş, yani yarınmış, dün neredeydim, ne kadar uyumuştum, en fazla iki saat, yersiz bir korku sarmıştı üstüne, ta ki o gelene kadar.
Gerçek sebebini bulmuş çünkü hatırlayamamış, bu arada çok kötü bir şey mi yapmış ya da büyük bir paranın boşa gitmesi üzerine, içinde bulunduğu rengarenk deneyimlerle günü kırmızıya dönüyor.
Fakirliğe rağmen mutluydu; varlıklı ailenin tatlı kızı ile aşk yaşıyordu.
Gece uykudan önce mavi kafede oturmuşlardı ve orada boyalı hayaletlerle iyi bir aile gibi konuşmuşlardı çünkü sadece onun sözlerini hala duyabildiğini söyleyen, sen ne kadar çocuksun onlarla eğlenip kaprislerini çekiyorsun , neden bunu yapıyorsun diyen tatlı sevgili yanındaydı.
çünkü evlenince bir araba sahibi olacağını hayal ediyordu ona sevgi ile cevap veriyor ve bunun iyi cevaplandığını düşünüyordu
çünkü benim için tüm kadınlar aynı …
para varsa bir şey olamaz, mutluluk gelir diye düşünüyordum özellikle rimel sürerken onu beğendim kirpikleri ve gözleri ; çünkü büyük ve havalıydı ve oradaydı.
Odanın ortasında bir merak uyandırıyor, sonra onu düşünüyorum ve tatlı uykumda rüya görmeye başladım.
Okul bahçesine su dolmaya başladı ve ağaçlarınızda yüzen güzel balıklar vardır, çünkü o kız onun paltosu olmuştu ve uyuyamayan balıklar onlarla konuşuyordu ve sonra çeşmeleri kapatmak istedi ve bu yüzden her dersten önce doldurduğu cam sürahi kırıldı oysa ne çok severdim İnönü çeşmelerini!
Çünkü su buz gibi ve ne kadar da tatlıdır oraları seviyorsun çünkü okul bahçesine yakın toprak sokaklardan mandalar salınır ne de hoş kaymağı vardır.
Kent merkezine çabuk ulaşmak için müdür Ernur Ersayın’ dan izin istenir ama bu talep reddedildi sonra hemen üşür uyurdum çok yorgun olduğumu söylüyordum ve kalacak yerim olmadığını ama ben vardım Üç yıl boyunca pek konuşmadım müdürle sonra alkolik olduğunu anladım ve biraz sohbet ettim arkadaşların evinde rakı masası kurdum.
bugün orada burada ya da okulda yalnız gecemde gitar çalarken havanın sisle kaplı olduğunu fark ettiğimden beri mesafe ve parlak şeritler daha da güçlü bir şekilde parlıyor, bavulum pis yatağın yanında çünkü büyük dolap yok.
gravür baskıdan sonra sahip olduğum tek şey duvara çivilediğim resim. Bu parçayı ancak müzayedelerden ve yasal işlemlerden sonra vermekti sanırım hayalim.
Bu konuda belki benim altı odalı, bir kapılı bir dairem ve bir yazlık evim olduğunu, bir takım elbisem olduğunu ve her odada sizin beğeneceğiniz şekilde servis edebileceğini veya oraya ne girebileceğini söyleyecektim.
Ünlü olduğum zaman resimlerim ve romanlarında birlikte Her şeyin satılması gerektiğinde güzel kirpikli sevgilimin babasına kendimi ispatlayacağım.
Kendini çok özgür hissetti ve tüm bağlarından kurtulduğu, kalıcı bir ikamet yerine sadece bir pasaport sahibi olduğu için mutluydu.
O da yüksek sosyete gibi yurt dışı seyahati yapacaktı.
Maaş kesintisi nedeni ile konmuş olan yurt dışı yasağı kalkardı elbet!
şimdi bir hizmetçi kız gibi etrafta değerli bir bavulla geziyordum.
Böyle konuştuğum için beni bağışlayın, dedi, ama üç yıldır gerçek bir konuşma yapmadım, orada burada biraz sohbet ettim, ama şimdi uzaktan, parlak, sessiz bir ışığın altında giderek güçlenen bir davul sesi duydum ve davulunun üzerinde sis olduğunu gösterdim
Komşunun kızı sadece dinliyor konuştuğu zaman ise ayrık alt dişlerinden tükürük saçıyor.
Büyük İnönü savaşından sonra kasabada kurulan karargah müzesinde sahip olan tek eşya, müzayededen sonra bulunan tek mobilya parçasıydı diye düşündüğümde belki de öyle bir dairem olduğunu söyleyebilirim.
Komşu kızının evinde Altı oda ve inekler ve bir yazlık ev, ustaca döşenmiş bir soba ve her odada üç servis karışımı ve bıçak bulunuyor.
Tahta kapının yanındaki duvar zaten dökülüyor.
Zile bastım ve yaşlı annesi ile tanıştım.
Nefis İnönü kaymağı yedim.
Kimse bana sahip değildi, bu yüzden kendini çok özgür hissettim ve tüm dürüst insanlardan mutluydum.
Özgür olmanın, kalıcı bir ikametgahın değil, sadece bir bavulun olmasının bağlarının olmamasının leziz tadı...
Ama evlilik tarihi yaklaşıyor.
Özçelik holding in gelecekte sahibi olabilirim.
artık bir hizmetçi ekibi ile koca bir bavulla dünyayı dolaşırım.
Odamdan baktığımda geceleri koridorda dolaştığını görüyordum dedi komşu kız.
Bir zamanlar annesinin olduğumuzdan başka bir şey düşünmeden öğretmen bir damat istediğini söyledi.
bu yüzden öyleydi ve soğuk okul geceleri onun sohbeti ile ısınıyordu.
Kız orada öylece kaldığını söyledi annesine,
öyle bir insan ki, fotoğraf için harika ki, şansa bırakmak istemeyeceksin anne.
bugün Pazar, okuldan çıkmaz tam evlenilecek adam !
Ben bilmiyordum çünkü günlere hiç dikkat etmemiştim haftanın içi yada sonu bu fakir dünyada yaşamadan ayrılmak istiyorum
Çay içmeye ı, gitmeden önce saati bilmediğim için arkasına soru işareti, koyup Salı günü toplantı yazıyorum not defterine.
Şiir içeren bir mektup yazabilirim Zerrin özçelik’e .
Oda aydınlandı ama ısındığını duyamıyorsunuz, bu ne anlama geliyor? a gökyüzü kapalı ve barometre havanın çok derin olduğunu görüyor.
Tahta merdivenlerden çıkıp bir odaya geçiyoruz.
Komşu kızının çorapsız beyaz parmaklarının üşüdüğünü düşünüyorum.
Kendi kendine bu gece kar yağdığını söylüyor ve sonra gülümseyerek bakmaya başlıyor. Anılar akışından tekrar konuşmaya başlıyor ve mutfağa yöneliyor.
İnönü Ormanı’ na geri dönmek için onların semtinde bir hayırsever ile öğle yemeği yedik ertesi gün.
. Evin hanımının hemen yanına oturdu, kız roman okumayı çok severdi ama sürekli ağzından tükürük saçması ve sakız çiğnemesi onu itici yapıyordu.
okuma alışkanlığından; sırf bu yüzden edebiyatçı, eğitimli ailede bir tür saygı görüyordu.
Bir aşk romanından bir kaç sayfayı birlikte okumaya başladık.
... Güzel kadınların omuzları daha sonra bağ çiçekleri arasında sırlanır ve akşam yemeğinden sonra şarap içilir, genç güzeliniz ailenin bir akrabası onu bir girdaba sürükledi ama onu çok genç buldu adam .
sofistike bir konuşma için çok özür dileyerek doktorun kaçma fırsatını kullandı. Küçük ama öyle bir şey ki, tek başına bir bayan oldukça genç.
çünkü birçok şey onun emrettiği gibi oluyor ağzını sıkı tutuyor, kendini büyük bir gazetenin muhabiri olarak tanıttı, ona iltifat etti adam i ve şimdi nefis bir aşk uyanıyor ona hiç dikkat etmediği için anne ve daha sonra genç bayan kalkıyor...
Hep aşk mı okursun?
Bu kızın hayattaki tek gayesinin uygun bir aday bulup evlenmek olduğunu düşünüyorum.
Köy yaşamından bıkmıştır belki.
Bu durumda evlenip büyük şehirde yaşamak için benimle evlenmesi gerekir, elbette hayatında kimse yoksa.
ben onun davetine uymasam bile belki kalbimi çalacak.
bu işte başarılı olabilir okuldaki pis odamda evden çıkıp sohbet için yanıma gelebilir mesela.
hayır hayır bu kadar kolay olmamalı kalbimi çalmayacak sonuçta benim geleceğe yönelik planlarım var ve bu akşam okulda ben müdür ve İnönü bakkaliyesi yeni yılı kutlayacağız.
nereye gidiyorsun? Dedi Nurdan
İnönü marketten gofret ve kraker almıştım. Bir elimde poşet diğerinde kitaplar anahtarı bulup kapı deliğine sokmayı bir türlü becerememiştim.
Nurdan bana yardımcı olmak istediğini söyledi.
bugün nasıl bir gün?
yani yılbaşı gecesi yani …
bu gece için bir planınız var mı hocam ?
yeni yıla tek başınıza mi gireceksiniz?,,
Nurdan ummadığım bir şekilde kapıyı hızlıca açtı. Poşetleri taşımama yardımcı oldu.
Sigara içme odasına girdik. Kitapları masaya bıraktım o da elindeki poşetleri masaya bıraktı.
Masa örtüsü o kadar kirliydi ki utançtan kıpkırmızı olmuştum.
Nurdan gülümsediği zaman gözleri o kadar küçülüyordu ki ince bir ipliğe benzetiyordum.
Kırmızı yanakları çıkık elmacık kemikleri ve beyaz dişleri ile sık sık gülüyordu ve benim için dikkat edici tek nokta alt dişlerindeki boşluktu.
Birden aklıma onun sigara içip içmediği takıldı. Dişleri beyaz görünüyordu ki bu durum genelde sigara kullanan insanlarda pek sık rastlanılan bir durum değildi.
hayır dedi Nurdan
ben sigara kullanmıyorum ve hayatımda sigara kullanan insanlara yer vermiyorum.
Bu güzel yılla hayatında nelerin değişeceğini düşünüyorsun diye sordum.
İlk hedefim kaliteli bir yüksekokulda okumak hocam dedi
Bu amaçla çalışıyorum ben lisans öğreniminden çok ön lisans öğrenimine önem veriyorum ülkemizde yeteri kadar ara eleman olmadığını düşünüyorum.
Belki matematik konusunda sana yardımcı olurum dedim.
Bir an duraksadıktan sonra söz vermiş olmak istemem ama istersen şöyle yapabiliriz
Sen konu hakkındaki örnekleri çözdükten sonra zorlandığın problemleri bana sorabilirsin..
birlikte daha fazlasını yapabiliriz.
Sürekli soru çözerek konuyu daha iyi anlarsın.
kesin gelecek yılda o çok istediğin ön lisans öğrenimine başlarsın.
Özellikle gitmek istediğin bir şehir var mı ?
İlk olarak elbette ki Anadolu üniversitesini yazacağım hocam ama açıkta kalmamak için yirmi dört tercih hakkımın hepsini kullanacağım artık en kötüsüne hazırlıklıyım, bu yüzden belki sizinle doğuda buluşacağız.
Siz de zorunlu olarak doğuda görev yapıyordunuz sanırım.
Evet Eskişehir’e gelmeden önce doğuda çalışmıştım. Hava çok soğuktu ve gerçekten kar yağardı çünkü çocukluğumda yağan karla karışık yağmurun kar olduğunu sanırdım ama asla kardan adam yapmamıştım çünkü kar çocukluğumda neşe kaynağı iken zorunlu doğu hizmetimde bir eziyete dönmüştü.
Özellikle çatıda biriken kar erimeye başladığı zaman sobalı evimdeki tüm ısıyı emiyor soğuktan titremeye başlıyordum.
Bir ceset gibi soğuk tek odalı evimde çay içerek ısınmaya çalışıyordum.
Sonra bu evde donmak yerine öğretmenler lokalinde hem ısınıp hem de gazete okurdum ama asla oyun içinde olmayacağım.
İnsanlarla oyun oynamak için belirli bir samimiyet derecesinin olması gerektiğini düşünüyorum.
Doğu görevinden sonra yüksek lisans için geldiğim İnönü kasabası havacılık konusunda önemli bir konuma sahipti.
Bu ilçedeki hava akımı planör uçuşları için uygundu.
Havacılık da ıslak ve kesicidir, böyle günlerde her zaman gökyüzü hastalıklı bir renge sahiptir, zaten THY kampı kaçmak için yapılmıştır, planör kullanmak bütün sıkıntılardan kaçmaya yarar.
THY kampında büyük kapıdan içeri girerseniz her zaman güzel bahçe ve ıslak çimenler sizi karşılar.
İlk birkaç uçuştan sonra pilot yetenekli olduğunuzu söyler o zaman güven kazanırsınız , paraşütle atlayacak kadar cesur olursunuz.
İnönü lisesi olarak öğrencileri THY kampına götürdüğümüz günü hatırladım.
gezi eğlenceli başlamıştı İnönü dağlarının manzarasını izlerken elimde gazete kağıdına sarılmış soğuk bira kutusunu yudumluyordum.
THY kampında aldatıldım yada ben aldatıldığımı düşünmüştüm. Aslında çok ciddi bir ilişki değildi bizimkisi.
Onu İnönü lisesinde ilk gördüğümde çok itici olduğunu düşündüm. Her teneffüste sigara dumanı içinde boğulmuş esmer siyah kıvırcık saçlı bir kız inci gibi dişleri ile bana gülümsüyordu.
Öğretmenler odasında mecbur kalmadıkça onun yanına oturmadım çünkü çakmak kullanmıyordu daha doğrusu çakmak kullanmaya gerek kalmıyordu ben yeni takım elbisem kötü kokmasın diye ondan uzaklaştım.
Herkesin duyabileceği bir sesle
“ neden benden uzağa oturuyorsun?” dedi
Ne cevap vereceğimi bilemedim ama her zaman dürüst olmak en iyi seçenektir deyip dumandan hoşlanmadığımı bu nedenle uzağa oturduğumu söyledim.
Başını önüne eğip sessizce bana baktı. İnönü lisesinde tanıştığım ilk öğretmendi nedenini anlamadım ama garip bir şekilde sürekli yanımda olmak istiyordu. Ertesi gün okulda yalnız kalmak istemediğini çünkü okul müdürünün her fırsatta yanında bittiğini, laubali hareketler yapıp samimiyet kurmak istediğini söyledi.
O günden sonra ayrılmaz ikili olmuştuk, öğle yemeğine birlikte gidip İnönü ilçesindeki tek lokanta olan Bizim Lokantada sıcak mercimek çorbalarımızı birlikte kaşıklıyorduk. Yemekten sonra o ilk iş ucuz tütünden sardığı sigarasını içerken ben de büyük porselen bardağımda çayımı yudumluyordum.
Akşam birlikte İnönü Seyahat isimli firmanın en az otuz yıllık otobüsünde yan yana oturup kent merkezine yolculuk ediyorduk.
Birlikte yediğimiz akşam yemeğinin ardından ya sinemada film izleyerek yada bir kafede oturup sohbet ederek zaman geçiriyorduk. Bu sıkı dostluk zaman içinde bir ay sürecek bir ilişkiye döndü.
İkinci ayımızın ilk günü okul çıkışında ilişkimizin bittiğini söylemişti. Benim ile bir gelecek kurmanın mümkün olmadığını yol yakınken ayrılmanın en doğru hareket olduğunu anlattı.
Ertesi gün THY kampında okul pikniği vardı, eğitim ve öğretim döneminin sonu yaklaşıyordu hava sıcaktı ve ben onu uzaktan gözlüyordum.
Çam ağacının altındaki bir bankta genç ve yakışıklı bir delikanlının kollarında gayet mutluydu.
İlişkimiz dün bittiğine göre bunu aldatma olarak nitelendirmek ne kadar doğru olur bilmiyordum ancak yıldırım aşkı değilse benimle birlikteyken bu genç ile ilişkinin temellerinin atılmış olması gerekiyordu.
İşte bu nedenle THY kampı benim için pek hoş hatıralara sahip olmayan bir yerdi ilk öğrenmek istediğim neden benden ayrıldığıydı ve hemen şimdi nasıl olduğunu bilmek istiyordum.
Aniden koşup yanlarına geldim ellerinde soğuk bira kutuları vardı . Beni karşısında görünce hemen aptallaştı belki de fazla içmişti aslında içkiye dayanıklı bir kız olduğunu söyleyemezdim. Hayal kurmaya başladım koşarak yanlarına gelip belimden silahı çıkarıp onlara ateş ediyordum.
Çam ağaçları çok çabuk kana bulandı ve üzerlerinde sevgi bağları okundu. İkisi de ölmüştü ama cesetleri o kadar sıkı sarılıydı ki onları ayırmak imkansızdı.
Birden katil olduğumu fark ettim ilk insan nasıl katil olduğunu hiç unutmamıştı ve ben de aynı nedenle insan öldürmüştüm.
kapıdan girer girmez genç sevgilileri görünce kıskançlık ve kaybetmenin verdiği acı beni eyleme geçirmişti.
O bir ay için bile olsa yaşamın nedeni olmuştu ve onunla birlikteyken kendinizi büyümüş, yakışıklı özgüvenli hissedebiliyordunuz.
Okul renkli pencereleri, buz gibi su akan çeşmesi ile bana daha tatlı gözüküyordu.
Bu ilişkinin arkasında dostluk ve sevgi diye bağıran romantik imgeleriyle aşk mesajları yazan ben başka biri olmuştum.
Küçük kağıt parçalarına aşk şiirleri yazıp renkli spreylerle süslenmiş simli zarfa koyup montunun yırtık cebine iliştirirdim.
Okulda mutfakta o kahvesini yudumlarken ben de çayımı içmiyordum.
Birden yanına gelip kıvırcık siyah saçlarından öptüm onu.
o zamanlar öğretmenler kapalı mekanlarda sigara içebiliyordu ve odada soldan sağa veya dümdüz gidip bulmak istediğiniz bir masa seçebiliyordunuz sonra tek başınıza gidiyorsunuz ve yanınızda arkadaş var ise kapıyı kapatıp kötü örnek olmamak adına kısa sürede sigaranızı içip odada duman içinde kalırdınız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.