- 191 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
KARAGÜL ( Yeşil gözlü meleğim )
‘’ Bu akşam buluşalım mı? Seni çok özledim’’.
Telefondaki ses buluşalım diye cevap Verdi.
‘’ Epeydir görüşemiyoruz ben de seni çok özledim.’’
Genç adam akşam üzere saat yediye yaklaşırken pastanenin kapısından içeri girdi. İlk işi her zaman oturdukları masanın boş olup olmadığına baktı. Büyük bir rahatlama ile nefesini bıraktı. Masanın etrafında oturan kimse yoktu. Hemen boş Masaya yöneldi. Bir taraftan paltosunu üzerinden çıkartarak sandalyenin kenarına katladı ve koyarak her zaman ki yerine oturdu. Bir kaç dakikaya kalmaz yeşil gözlü meleği de kapıyı açarak içeri girecekti. Her zaman öyle olmuyor muydu?
Fazla beklemedi. Genç kız kapıyı açıp içeri girdi. Adam hemen oturduğu yerden kalkıp, yanına gelen kıza sarıldı. Öpüştüler. Genç kızın paltosunu çıkartmasına yardım etti. ‘’Benden önce gelmişsin?’’
‘’Bu sefer öyle oldu, bir kere de ben seni bekleyeyim dedim.’’ Genç kız,
‘’Çayları söyleyelim mi? Yanında pasta da olsun.’’
Genç adam yanlarına gelen garsona siparişleri verdi ve genç kıza dönerek,
‘’bende önün sıra geldim. Fazla bekletmedin yavrum.’’
Çaylar gelinceye kadar sağdan soldan konuştular. Daha çok Kız konuştu adam dinledi. Gerçek şu idi ki genç kız konuşurken adam mutluluktan bayılacak hale geliyordu. Kız iş yerinde başından geçenleri karikatürize ederek anlatmakta üzerine yoktu. Birer sigara yaktılar. Sigaralarını içerken kız her zamanki gibi somurtuyordu. Aslında kız adamın sigara içmesine karşıydı. Biliyordu ki adamın içine çektiği her nefesin kendisini bir adım daha ölüme yaklaştırıyordu.
Masadaki pastayı paylaştılar, çaylarını tadını çıkarta, çıkarta yudum, yudum içtiler.
Adam
’’Biliyorum çok kızıyorsun ama ben bu mereti içsem de, içmesem de fazla zamanım kalmadı bırak son zamanlarımı mutlu bir şekilde yaşayayım. Haa bak sana ne getirdim.
Adam elini ceketinin iç cebine sokarak kırmızı bir zarf çıkardı.
‘’ Bu zarf senin hayatım, içine bakmayacak mısın? ‘’
Genç kız elini uzatarak koyu kırmızı zarfı alırken adama soru soran gözlerle bakıyordu. Ama adam oralı bile olmadı. Genç kız zarfın kapağını aralayarak içine bakması ile beraber yüzünde geniş bir gülümseme belirdi.
‘’ Vay canına nihayet bana olan borcunu ödemeye karar verdin. Ama bu para eksik hani bunun vade farkı:’’
‘’Adam cevap verdi bir dahaki gelişinde hayatım şimdilik bununla idare ediver.’’
Çaylarını tazelediler gecenin ana konusu genç kızın ehliyet almak istemesiydi. Ciddi, ciddi araba almayı bile düşünüyordu. Genç kız birden hadi kalk gidiyoruz dedi
Adam,
‘’ Hayatım daha yeni oturduk. Bu kadar çabuk mu ayrılacağız?
‘’Hayır, senin eve gidelim televizyon seyrederken konuşuruz.’’
‘’Ama bugün Karagül yok.’’
‘’ Fark etmez seyredecek bir şey buluruz.’’ Adam
‘’ Hadi o zaman kalkalım. Ama sende de kalkarken dikkat et senin de benden farkın yok.’’
Pastaneden çıktılar adam genç kızın koluna girdi ancak böyle birbirlerine destek olarak yürüyebiliyorlardı. Normal şartlarda beş dakikalık yolu yirmi dakikada aldılar. Adamın tek odalı evine girdiklerinde derin bir nefes aldılar kız hemen divanda her zaman ki yerine oturdu. Adam televizyonu açmak için uzanınca Genç kız
‘’ Açma öyle seyredelim hayalimizdeki filmi.‘’
Öylece zamandan soyutlanarak oturdular. Kız adamın yanına gelerek başını omzuna yasladı ve sordu.
‘’ Ne düşünüyorsun? ‘’
Adam hiç düşünmeden cevap verdi,
‘’ Düşünmüyorum Mezarımı kazıyordum’’
Kız adama bakarken yeşil gözlerinden birer damla yaş yuvarlanıp yanağını ıslatırken cevap verdi ,
‘’ Orasını Allah bilir ne sen ne de ben böyle bir şeye karar verebiliriz. Hadi beni eve bırak.’’ Adam
‘’Bir daha ne zaman buluşacağız ‘’ Kız Yarın akşam Karagül var değil mi?’’
Mayıs/ 2016.
Tuğrul Ahmet Pekel