Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
aydınbenli
aydınbenli
@aydinbenli

NARSİST BİREYLERDEN UZAK DURUN

1 Ekim 2024 Salı
Yorum

NARSİST BİREYLERDEN UZAK DURUN

1

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

206

Okunma

NARSİST BİREYLERDEN UZAK DURUN



Narsistlik;. Narsisizm kelimesinin kökeni Yunan mitolojisinde ki ‘Narkissos’ adlı bir avcıdan günümüze yerleşmiş bir kavramdır. Burada adı geçen Narkissos, su içmek için indiği nehirde kendi yansımasını görür ve sudaki görüntüsüne aşık olur. Yemeden, içmeden kesilen avcı, günlerini nehrin başında kendi görüntüsüne bakarak geçirir. Efsaneye göre bu şekilde kendini tüketip ölür ve bedeni nehirdeki bir nergis çiçeğine dönüşür.
Narsisizm, toplumdaki bazı bireylerin yükseltilmiş özgüven ile kendilerini sürekli diğer insanlardan üstün görmesiyle ortaya çıkan bir kişilik bozukluğudur. Diğer insanlara göre kendilerini üstün görürler. Ancak bu özelliklere sahip olan tüm insanlarda kişilik bozukluğu olmayabilir. Narsistik kişilik bozukluğu taşıyan bireylerin çoğunluğu yükseltilmiş özgüven ve kendilerine besledikleri çarpıtılmış hayranlık ile yaşamlarını sürdürür. Bu insanlar çevrelerinden de aynı şekilde hissettikleri bu duyguların çoğaltılmasını beklerler. Çoğunlukla benmerkezci kişilik özellikleri ile beraber empati yoksunluğu, kişiliği fazlasıyla büyütme, başarıya ve güce bağımlı davranışlarla kendilerini belli ederler.
• Kendilerini eleştirilerin üstünde görürler.
• Manipüle edici davranışlar sergilerler.
• Kişileri kendi kazanımları için kullanırlar.
• Kendisiyle aynı statüye sahip insanlarla arkadaşlık kurmak isterler. Fakat bu gerçekleştiğinde bile önde olma dürtüsü ile çevresiyle yarış halinde olurlar.
• Kendi yetenek ve başarılarını abartıp, üstün görürler.
• Sürekli haklı çıkacağı ortamları yaratıp onaylanmak isterler.
• Sürekli övgü bekler ve bunun için baskı ortamı kurarlar.
• Diğer insanları kendinden daha yeteneksiz, daha başarısız, daha az zeki ve daha az güzel bulurlar.
• İnsanların kendine hizmet etme durumunda olduklarını varsayarlar.
• Kendisini toplumun parçası olarak görse de bu toplumun içerisinde özel muameleyi hak ettiğini düşünüp, o toplumun en üstündeki kişi olduğunu iddia ederler.
• Başkaları üzerinden var olurlar.
• Genellikle bu bozukluğun temelinde çocuklukta yaşanılan değersizlik ve sevgisizlik gibi kavramlar vardır.
• Ne kadar dışarıya özgüven sahibi gözükseler de içlerindeki kendine güven kavramı kırılgandır ve bunu göstermek en büyük korkularıdır.

Narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerin, ideallerinde oluşturdukları, kendi şişirilmiş ihtişamlı imajına aşık olduklarını söylemek daha doğrudur. Böylelikle, özgüvensizliklerinden uzaklaşmalarını sağlar. Öte yandan ihtişam sanrılarını besleyebilmek çok fazla çaba gerektirir - ve işte o zaman olumsuz tutumları ve davranışları ortaya çıkar.
Narsistik kişilik bozukluğu, ben merkezci ve kibirli bir düşünce ve davranış yapısını, diğer insanlara karşı düşüncesiz davranışları, empati eksikliğini ve de hayranlar edinmeye aşırı ihtiyaç duyma hallerini içerir. Çevrelerindeki insanlar sıklıkla, NKB’li kişileri ukala, manipülatif, bencil, buyurgan ve talepkâr olarak betimlerler. Narsist kişinin bu düşünce ve davranış biçimleri, iş, arkadaşlık, aile ve aşk ilişkilerinde, yani kısaca yaşamlarının her alanında kendini gösterir. Narsistik kişilik bozukluğu olan kişi, kendine bile sorun yaratan davranışlarını değiştirme konusunda aşırı direnç gösterir. Suçu başkalarında bulma eğilimindedir. Dahası, en ufak eleştirileri, algı farklarını veya anlaşmazlıkları, kişisel saldırılar olarak gördükleri için son derece büyük tepki verirler. Çevresindeki insanlara, bir narsistin şiddetli öfkesine ve soğukluğuna maruz kalmaktansa, taleplerini yerine getirmek daha kolay gelir.
Onlara göre pişmanlık bir zayıflık göstergesidir. Ancak nadiren de olsa hayatlarının bazı dönemlerinde pişmanlık yaşarlar. Pişmanlık yaşadıkları fark edildiğinde ise genelde kendilerini dışa kapatırlar.
Narsist kişilik bozukluğu olanlarla ilişki içinde olanların en çok sorduğu sorudur. Bu tip insanlar bazı dönemlerde sevgisini abartırken, bazen de sevdiğini söylediği insanı deyim yerindeyse yerin dibine sokabilir. Özellikle ilişkinin başında sevgi doluyken, zamanla ilişkinin seyrini değiştirerek acımasız ve kibirli bir insan oluverirler.
Narsistik kişilik bozukluğu olanların iyileşmesi uzun bir terapi sürecine bağlıdır. Ancak kişilik bozukluğu nedeniyle ortaya çıkan kaygı bozukluğu ve depresyon için ilaçlar verilmektedir. İlaçlar sayesinde kişilik bozukluğunun diğer sorunlara bağlı olarak büyümesi engellenebilmektedir.
Bu hafta da köşemde etrafımızda bolca olan narsistleri tanımanız için narsistliği araştırıp köşeme taşıdım. Narsistlerden uzak durun yoksa size çok çekrirler. Allah’a ısmarladık, hoşça kalın…

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Narsist bireylerden uzak durun Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Narsist bireylerden uzak durun yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
NARSİST BİREYLERDEN UZAK DURUN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
CaNMaYBuL
CaNMaYBuL, @canmaybul
1.10.2024 19:21:31


“her insanın içinde, kendine dönüp bakma arzusu saklıdır. bu arzu, tıpkı dingin bir göletin yüzeyinde beliren yansıma gibidir. bazen yansıyan suret, kusursuz ve hayranlık uyandıran bir güzellik olarak belirir; bazen ise bulanık ve çarpık bir görüntü olarak karşımıza çıkar. ve işte o an, insanın ruhunu sarıp sarmalayan o içsel fırtına başlar. kendine bakma cesareti, bazen derin bir yolculuğa çıkma ihtiyacını doğurur; bazen de kaçınılmaz bir çöküşün habercisidir. bu, narsisizmin değil; insan olmanın, varoluşun bir cilvesidir”


ve aslında ben de iyi bir narsistimmm… ve böyle olmayı seviyorum….
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.