- 234 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
TARİHSELCİLİK BAĞLAMINDA KUR’AN-I KERİM Sünni İslam'a Yönelik Saldırlar
Sünni İslam’a Yönelik Saldırlar
TARİHSELCİLİK BAĞLAMINDA KUR’AN-I KERİM
İslam’ı tahrif etmek, onu diğer muharref dinler gibi değiştirmek, tagayyür etmek, ilahi olanı beşerileştirmek, bu son dini de putperestleştirererk tarihin karanlık sayfalarına atmak isteyen bir şeytani akım günümüzde aktif halde. Kendisine alim sıfatı yakıştıran Prof. etiketi ekleyerek meydana çıkan, iletişim araçlarını kullanarak kitlelere ulaşmaya çalışan bazı ahmak ya da maksatlı kişiler tarafından beslenen bu akım saf İslam inancını tehdit etmektedir.
Dinin hassas alanında oldukça cüretkarane dolaşmakta, meydanı boş buldukları için rahatça at oynatmaktadırlar. Fetö’nun açtığı yoldan ilerleyerek kendilerine tabi kıldıkları zavallıları etkileyerek söylemlerini yaygınlaştırmaya çalışmaktadırlar.
Bu söylemler tekrar ede ede kitleleri etkilemekte, özellikle genç kesimde saf dini inançlara karşı bir kuşku, bir tereddüt uyandırmakta ve onların içten içe faaliyet gösteren misyonerlerin oyunlarına kurban olmalarına sebep olmakta, hatta deizme, giderek ateizme kaymalarına neden olmaktadır.
Bu tür söylemler özellikle İmam Hatip neslinde büyük tahribatlar yapmakta, onların namazsız, ibadetsiz Protestan İslamlığı yaşamalarına neden olmaktadır. Özellikle ilahiyatlarda neşv-ü nema bulan bu fikirler geleceğimizi tehdit etmekte, ehl-i sünnet inancının yozlaşmasına zemin hazırlamaktadır.
İslam’ın içerisinden İslam akidesine vurulan bu darbe İslam’ı değil ama günümüz müslümanını etkisi altına almakta, protestan bir İslam’ın yayılmasına neden olmaktadır.
Camilerde yayılan sandalyede ibadet bu protestanlığın bir görüntüsüdür. Bir de buna kısa pantolonla ibadet eklenmeye başlamıştır ki setr-i avret farzını ortadan kaldırmaya yönelik bu uygulama tahribatın şu anki uç noktasını oluşturmaktadır.
Daha nereye kadar varacağı belli olmayan bu akımı önleyici tedbirler alınmakta oldukça geç kalınmakta, geciken tedbirler işlevsiz hale gelmektedir. Bunu sandalyede namaz olayında açıkça müşahede etmekteyiz. Camilerin içi iyice sandalye dolduktan sonra açıklama yapan Diyanet’in etkili olmadığı açıkça görülmektedir.
Her geçen gün saf İslam inancına yapılan saldırılar karşılıksız kalmakta, asıl etken olması gereken Diyanet suskun kalmakta, ya da kısık sesle yapılan açıklama etkili olamamaktadır.
Meydanı boş bulan 5. kol hareketi Sünni itikadı bozmak için elinden geleni yapmakta, ülkemiz üzerinde planladıkları büyük oyunu yürürlüğe koymaktadır.
Diyanet teşkilatının acizliği, dini korumadaki beceriksizliği geleceğimizi tehdit etmekte, nesillerin yozlaşmasına sebep olmakta, gerek tesettür, gerekse İslami yaşam alanında yozlaşmalar yaşanmaktadır.
Misyoner faaliyetlerinin arttığı, apartman kiliselerin hüday-i nabit gibi çoğaldığını görmezden gelen Diyanet acaba ne plan yapmakta, ne gibi önlemler almayı düşünmektedir.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 23.8.2018
YORUMLAR
Aziz dostum İsmail Karaosmanoğlu arkadaşım
Uzun yıllar öncesine dayanan arkadaşlığımız ve dostluğumuz vesilesiyle
Yazdıklarınıza katılmamak mümkün değil ama ÇÖZÜM önerileriniz ve çok daha önemlisi şahsınız ve içinde bulunduğunuz grubun bu konudaki çözüm çalışmaları nelerdir ve var mıdır acaba
Tevafuken nadir karşılaşmalarımız haricinde görüşemeyecek miyiz acaba
Selamlarımla
aslında din denilen olguyla uzak yakın ilgim yokken
Mustafa Öztürk hayranı oldum, ve zira malum yapay zeka bunca gündemdeyken deve bilmem ne...
ve çocuk ve gençler!
onlar Atatürk ve gerçek aydınlığını keşfettiler akıl ve bilim ışığında
ve demem odur ki usta Cumhuriyet kendi sağlamasını yaptı aslında
karanlığın karşısında.
eyvallah.
Mehmet İmran Sevinç
Sizce
Din denilen olgu olsun
Mustafa Öztürk hayranlığınız daim olsun
Karanlığın karşısında
Siz ve sizin gibi düşünenler kendi düşünceleriniz dışındakilerini özellikle de İSLAM dinini orta çağ karanlığı olarak görmeniz gayet doğal
Kamâl paşa ve gerçek aydınlar ??? akıl ve bilim ışığında (hangi akıl ve hangi bilim ışığı) gerçek aydınlığı (hangi gerçek aydınlık) seçtiler
17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilen evlenme kanunuyla mı karanlıkları geçtiniz
Konya kadar yüzölçümü olan 26 kantondan oluşan İsviçre'nin bir kantonundan tercüme edilip kabul edilen evlenme kanunuyla mı karanlıkları geçtiniz
Ki 1980 yılına kadar İsviçre devlet eliyle pazarlarda anne ve babası sarhoş ya da hapis cezası almış ya da şu veya bu sebeple anne ve babasız kalan çocukları çiftliklerde çalıştırılmak üzere satan bir şerefsiz devlet isviçre
En önemlisi de bu çocukların hepsi ÇIPLAK AYAKLA çalıştırılmış
Bilmiyor olabilirsin ya da bilmememzlikten gelebilirsin
HEİDİ sessiz çığlıklarla ağlıyor biliyor musun ya da duyuyor musun
Bilmene ve duymana da gerek yok ne de olsa karanlıktan aydınlığa geçmişsiniz ya
Yolunuz ve bahtınız açık olsun çağdaş modern ve aydınlık dünyanızda
Işıklar (şeytanlar) yoldaşınız olsun efendim
Bir çift sözüm de sana aziz dostum İsmail Karaosmanoğlu
Dikkatle okuyorum yazılarını ve de yazılarına yapılan yorum yazıları
Yoksa değişti mi diyorum benim arkadaşlık yatığım ve tanıdığım İsmail Karaosmanoğlu
Her neyse
cem3453
aslında yorumu anlamadığınız kadar,
size ne demek de hakkım elbet
ve aslında şaşırmadım da
konu salt İsviçre olsaydı örneğin
bunca " acı" geçerdi muhtemel !