Arkadaş, sizin hoşlanmadığınız kimselerden hoşlanmayan bir insandır. --anonim
Halit Durucan
Halit Durucan
@halitdurucan

KUL HAKKI

28 Eylül 2024 Cumartesi
Yorum

KUL HAKKI

2

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

227

Okunma

KUL HAKKI

KUL HAKKI


KUL HAKKI

Müslüman bir toplumda yaşıyoruz ama dinimize göre nasıl bir insan olmamız gerektiğine hiç bakmıyoruz. Ezbere, geleneğe ve örflere dayalı bir dini yaşadığımızın farkında değiliz. Bunu anlamanın yolu çok basit. Yaşam biçimimizi Kuran ayetleriyle karşılaştırmayı başarırsak; ezbere, geleneklere ve örflere dayalı İslam anlayışından kurtulmamız gerektiğini ya da gerçek İslam’ı anlamış oluruz.

İslam dünyasının önemle üzerinde durduğu bir konudur kul hakkı. Zira Kuran, çeşitli ayetleriyle kullarını kul hakkı konusunda defalarca uyarmıştır. Ancak Müslümanlar, Kuran’dan uzak kaldığı için örflere ve geleneklere dayanarak kul hakkını anlamaya çalışmaktadır. Dolayısıyla her Müslüman, kul hakkı konusunda farklı düşüncelere sapmıştır. Kimine göre mubah, kimine göre günah! Dedikodu konusunu kul hakkı olarak görmeyen bir İslam anlayışı hüküm sürmektedir.

Müslümanların örfe, ezbere ve geleneğe dayalı İslam anlayışını bir tarafa bırakalım ve Yüce Allah’ın kitabına bir bakalım ve konuyu kaynağından anlayalım.

"Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir." Nisa Suresi; 10

"Öyleyse yetimin hakkını sakın yeme. " Duha Suresi 9. Ayet;
"Hayır, hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. " Fecr Suresi 17. Ayet;

“Ey inananlar, sakının fazla şüphe etmekten, şüphe yok ki bazı zan ve şüpheler suçtur ve ayıplarınızı, gizli işleri arayıp gözetmeyin ve bir kısmınız, bir kısmınızın gıyabında kötülüğünü de söylemesin; biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? Tiksindiniz, değil mi? Ve çekinin Allah’tan, şüphe yok ki Allah, tövbeleri kabul eder, rahimdir.” Hucurât Suresi 12. ayet

Din kardeşimizin dedikodusunu yapmak, iftira atmak, laf taşımak, lakap takmak, alay etmek, ağır şakalaşmak, kalp kırmak, üzmek ve sözünde durmamak gibi durumlarda mutlaka hak sahibi ile helalleşmek gerekir. İnsanları küçük görmek, ölçüye ve tartıya hile katmak, adaletli davranmamak, yalan söylemek, rahatsız edici biçimde yüksek sesle konuşmak, çevreyi kirletmek, gıybet etmek, trafikte kural ihlali yapmak gibi pek çok konu manevi kul hakkına gir-mektedir.

Kul hakkının ve şehitliğin önemini anlamamız için şu yaşanmışlık üzerine derin derin düşünmemiz gerekiyor. İbn-ül Kayyım’dan bir anekdot nakledelim: Hayber Savaşı sonrası, Hz. Muhammed şehitleri göstererek “bunlar cennet ehlidir, şu kişi hariç” dediğinde sahabelerin yüzleri sapsarı kesilmişti. Bunun üzerine Hz. Muhammed şöyle demiştir: “Arkadaşınızın cenaze namazını siz kıldırın. Çünkü o kamu mallarından bir miktarını aşırmıştır.” Bunun üzerine sa-habeler, ölen kişinin eşyalarına bakmışlar ve Yahudilere ait bir deri pabucu aşırdığını görmüşler. İşte o zaman sa-habeler işin aslını gözleriyle görmüşler. Görüldüğü üzere kul hakkı dediğimiz fiil, Yüce Allah’ın yasakladığı söz ve eylemlerin tamamıdır. İslam Dini, insan fıtratına uygun olarak indirilmiştir. İnsanların yaratılış kanununa uygun olmayan bir dini Yüce Allah zaten indirmez.

İnanan insanlar olarak, dinimizi doğru ve sağlam kaynaktan öğrenmek gibi bir ödevimiz vardır. Bu ödevlerimizi tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğimizde yaşadığımız ülkede huzura ve barışa erişmiş oluruz. İnsanlar, bu temel ilkeleri ihlal ettiği, Müslüman görünerek dünyalık elde etmeye çalıştığı, siyaset ve ticaret yaptığı için buhrandan buhrana sürüklenmektedir. Böyle bir toplumda her türlü suç normalleşmekte, insan hakları yok edilmektedir. Kokuşmuş toplumların başına ne felaketler geldiği Kuran’ın çeşitli ayetleriyle gözler önüne serilmiştir. Allah’ın muradına uygun yaşarsak, geçmişte azgınlaşmış toplumların uğradığı felaketlerden korunmuş oluruz.

Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak ümidiyle…



Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kul hakkı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kul hakkı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KUL HAKKI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
superbaba
superbaba, @superbaba
28.9.2024 17:34:16
Bazı hadirlerde gıybet konusunda peygamberimize "Başkası hakkında söylediğimiz bir şey doğru olsa da söylemeyecek miyiz?" diye sorduğunda peygamberimiz: "Doğru olsa bu gıybettir, doğru değilse de iftiradı" şeklinde bir açıklama getirmiştir. Yukardıdaki sözünü ettiğiniz ayetlerde gıybet de kul hakkına girdiği anlaşılmaktadır. Doğru olsa bile en ağır suç kabul edildiğine göre iftira artık nasıl ağır bir suçtur düşünmek gerek. Allah birleri karşısına kul hakkıyla gelmekten korusun...
neneh.
neneh., @neneh-
28.9.2024 08:44:36
10 puan verdi
Anlamlıydı.

Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak ümidiyle…

Sağlıcakla.Saygıyla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.