Kuş
Kaçabilir miydik? Başarabilir miydik?
Hep olacakmış gibi görünmüştü. Sorun kanatlarımın, henüz, olmayışındaydı. Çok istersen, dedi annem; eğer gerçekten istersen dileğin gerçekleşir. Bundan başka bir şey dilemedim, çok istedim sadece , bir çift kanat. Olacaktı. Olabilirdi. Neden olmasın?
Gri, flu üstelik ürkütücü bir hastane odası- ihtimal ikinci dünya savaşı yıllarından kalma- gri duvarlar yerde açık bir bavul, biraz berisinde devrilmiş bir sandalye ve bir bavul dolusu eski beysbol topu. Az ilerde bir karyola altında büzülmüş çırılçıplak genç bir adam. Karyolanın hemen önünde dizleri üzerine çökmüş, yüzü mü daha yaralı yoksa ruhu mu karmaşasında bir asker.
Ağlıyor.
Yalvarıyor.
Önemli mi?
Biz filmleri severiz. Yarası yaramıza dokunan, acıtan, ekşi ter kokulu hikâyeleri severiz. Canı yanan kahramanlara acırız en çok kendimizi ezerken bir filmin boktan bir karesinde.
Belki yanılıyorum 2. dünyaq savaşından çok sonra bir zamanı dilim dilim eden henüz dumanlar uçuşurken Vietnam’da bir yer olabilir.
Bir helikopter enkazı ve yaralı askerler. Derken kuşlar havalanıyor sonra bir bomba ve kocaman bir yangın. Çığlık çığlığa bir asker ve yüzlerce ölü askerle aynı anda onlarca kuş...
Sonrasında…
Sonrasında, yok olmasını dilediğimiz, bir sonra, bile olmuyor ne yazık ki!
Anlamsız gülümsemeyle yüzünün yarısını ülkesine yabancı, dilini bilmediği bir yeryüzü parçasında bırakmış bir asker.
Seni hiç bırakmayacağım dostum, desem inanır mıydın? İnanmazdın belki ama bırakmayacağım. Dışarıdakiler kim? Ha onlar, hiçbiri tanıdık değil.
Siktir edin o kuramları, iki akıl hastası buldunuz istediğiniz gibi çevirin, evirip çevirin. Topaç. Topaç gibi.
Bizim en iyi yanlarımızı aldılar ve bize bıraktıkları şeylere bak. Aklımızı aldılar en çok düşlerimizi. kahraman olacaksınız, demişlerdi, bak aynaya ben kahramandan çok …
Siktir et oğlum, bizden bir bok olmazdı. Şu hale bak. Aynada gördüğüm ben değilim. Sen hiç bakma bu salak surat da sen değilsin.
Fena çuvalladık
Biliyor musun, aslında hiç cesur değildim. Öyle çok korkuyordum ki ‘’Ama yanan deri kokusu almıştım. Korkunç bir kokuydu, öyle tatlı ve tanıdıktı ki benim derimdi’’
Aman Allah’ım!
Her şeyin dışında kalabiliriz. Onları dışlarız, dışkılar gibi bırakırız onları.
İyileşiriz, ikimiz de bunu deneyelim.
Kuş oldun sen.
Ben de kıçımdan aldıkları deriyi yüzüme yamadıklarından beri bambaşka biri. Yok biri !
Ne yani kahrını çekmeyeceğim ben de !
Sen gibi.
Kuş gibi uçabiliriz, sahi.
YORUMLAR
Jüli d.
Bizim oralarda sürekli sorun çıkarana:" Bir hırlı durmuyor." Derler. Bu deyim insanoğluna çok yakışıyor. Hep sorun hep kavga hep savas.
Bir hırlı durmuyor.
Selamlar
n'aptın cancağızım, niye çarptın suratımızın ortasına acı üstüne acı gerçeğimizi?
kuşlar da uçmuyor artık, şaka değil gerçekten uçmuyorlar. bütün yolu yaya geçidine çevirmişler gibi az stop edip yol vermedim onlara...bir kuş niye uçmaz ya! kuş uçmaz kervan geçmez bi saatte kuş gördüm diye sevinim ben, o da uçmasın! olacak şey mi? oluyor işte, oluyormuş. "gel!" diyorum "direksiyona sen geç, kanatlarını bana ver!" salına salına yürüyor bazen bi güvercin, bazen bi karga ya da saksağan önümden...
sonra gidiyorum döner kavşakta bi kedi ile bi fareye rastlıyorum, patileriyle evire çevire giderlerken arabanın ışığıyla suspus durup bana öyle bakıyorlar şaşkın şaşkın..."napıyosunuz siz?" diyorum "de hadi gidin meşgul etmeyin beni!"
bir de tavşanlar, sincaplar var. son anda yola atlayıp yüreğimi ağzıma getiriyorlar.
bugün bi fare çöp kutusundan fırladı, ayaklarımızın altından geçti gitti. Emine "ay ayy!" dedi, ben de sürü psikolojisinin kontenjanından faydalanıp Emine'nin ünlemlerini çoğaltarak ikiye katladım, ne olduğunu bile anlamadan, fare korktu 'miyav!' dedi...der tabi, havlayan kedi bile var ve bizim gibi ödlekler de varken...
Sonja iki aydır davetsiz bir fareyi evinde ağırladı, geçenlerde sordum "gitti mi misafirin?" "evet, aldığı kilolarla kendi de bıktı bizden, çıktı gitti bi gün terasın kapısından, şimdi ev bomboş!" dedi.
Farelerin kaçacak bi deliği, gidecek bi evi de yok artık...
Bizim eve kırk yılın başında bi kuş girdi. O da sıça sıça gitti..şaka değil gerçekten, b.okuyla bize ne anlatmak istiyordu bilmiyorum.
Harbi, cesur, güzel yazıydı Jüli, uykusuz işe gitcam senin yüzünden ama buna değer.
Sevgiler, selamlar cancağızım.
Jüli d.
Arka bahçemde kediler ve martılar birlikte besleniyor.
Trafikte zor tabi kolaylıklar diliyorum sevgili Güle
Bazı kuşlar kanatları da olsa kendi cehennemi içinde kanat çırpar.
Güzel paylaşımlar için teşekkürler,
Jüli d.
O döngüden çıkamayan ve döne döne yokluğa uçan
Selam ve sevgiler Enûma