- 263 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
TEMİZ ELLER OPERASYONU
TEMİZ ELLER OPERASYONU
Her toplumda suç birer vakıadır. Devletler, halkının huzur ve güvenini sağlamak için işlenen suçlara karşılık gelecek şekilde yasal düzenlemeler yaparlar. Geçen süreç içerisinde insanların suç eğilimleri değişiklik gösterebilir. Bu durumda devletler, yasalarında bir takım değişiklikler yapmak zorunda kalırlar.
Çağımız farklı bir döngünün içine girmiştir. Suçlar lokal olmaktan çıkmış, uluslararası boyut kazanmıştır. Bir takım mafyatik yapılar; kullanışlı, hayattan herhangi bir beklentisi olmayan ve suç işlemeye meyilli insanları küçük menfaatler karşılığında kirli işlerinde taşeron olarak kullanırlar. Bu global suç örgütleri, elverişli ülkelerde konumlanırlar ve faaliyetlerini buradan yönetirler. Global suç örgütlerinin ağırlıklı olarak faaliyet alanları; göçmen, silah, suikast, uyuşturucu, kadın, kara para aklama, ihale, çocuk ve organ ticaretidir.
Lokal/yerel mafyatik yapılar, adına faaliyet gösterdiği merkezlerden talimat alırlar ve uygularlar. Bu faaliyetlerin süregeldiği ülkelerde, çocuklar esrarengiz şekilde kaybolmakta, dijital sistemler üzerinden çok sayıda insanlar dolandırılmakta ve mağdur edilmektedir. Mafya elemanları, şehirlerin ortasında suikastla adam öldürmektedir. Küresel ölçekte uyuşturucu trafiği amansız bir şekilde devam etmekte, binlerce genç uyuşturucu bağımlısı yapılmakta; aileler paramparça olmaktadır. Ülkelerde can ve mal emniyeti ortadan kalkmaktadır.
Saymakla bitiremeyeceğimiz suçların bu kadar azgın hale gelmesinin elbette bir sebebi olmalı. Yaşadığımız süreç içerisinde hem yurt dışındaki mafyatik yapıları kimlerin himaye ettiğini, hem de ülkemizde mafyatik yapıların siyasetle içli-dışlı olduğunu görüyoruz. O kadar ki, mafya liderleri bir takım siyasetçilerle boy boy poz vermekte, düğünlerde, derneklerde birlikte görüntü verebilmektedir. Hatta bazı mafya liderleri seçim mitinglerinde propaganda bile yapmıştı!
Gerek lokal, gerek global bağlantıları olan bu tür suç örgütlerinin kökünü kazımak için evvela ülke yöneticilerinin konuyu ciddiyetle ele almaları gerekir. İç işleri bakanlığı ve dış işleri bakanlığı ülkenin tüm istihbarat imkânlarını seferber etmelidir. Günümüz şartlarında artık insanların nefes aldığı yer tespit edilebilmektedir. Suçluları enselemek çok kolaylaşmıştır. Durum böyle iken soruyoruz ister istemez! Devletler bu kadar güçlü ise neden mafyalar artıyor? Dünyada suçlar neden artıyor? Bu sorunun cevabı; bir kısım siyasi kimlikli şahıslar, mafyalar üzerinden nemalanıyorlar! Mafyalar, bu sebeple ellerini-kollarını sallaya sallaya eylemlerini hayata geçirebiliyorlar.
İlginç olan şudur ki; yakalanan suçlulara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veriliyor ancak kısa bir süre sonra serbest bırakılıyor! Suçluların adli sicil raporları ortaya dökülüyor ve görüyoruz ki suç işleyen kişiler, onlarca suç işlemiş! Hırsızlar, ihale mafyaları, dolandırıcılar, mafya ayakçıları ve liderleri, kara para aklayanlar, ihaleye fesat karıştıranlar, kadın ve çocuk tacirleri, çocuk istismarcıları ve uyuşturucu baronları ve ayakçıları iyi hal yasasından faydalanıp, tahliye oluyorlar! İyi hal yasasından faydalanan örgütlü suç makinaları deyim yerindeyse “nerede kalmıştık?” diyerek insanların can ve mal güvenliğini tehdit ederek ülkemizde kaos yaratmaya devam ediyorlar!
İnsan psikolojisinde alışmakta vardır, alıştırılmakta vardır. Bir ülkede insanlar, ne kadar gayriinsani olursa olsun her gün aynı vahşeti, rezilliği, kepazeliği, çocuk istismarını ve katliamını göre göre sanki kanıksar olmuştur! Bu bir ülkenin içten içe çürümesi anlamına gelmektedir. Böyle bir ülkenin güçlü bir gelecek inşa etmesi kesinlikle mümkün değildir. Ülkemiz, bu rezillikten kendini mutlaka kurtarmalı, parmakla gösterilen saygın, modern ve kalkınmış bir ülke olmalıdır.
Çözüm; suçları sabit olanların gözünün yaşına bakılmadan yasaların hükmü gereğince cezalandırılmalıdır. Şu “iyi hal” saçmalığından bir an evvel vazgeçilmelidir. Yasalarımız mutlak surette caydırıcı olmalıdır. Şu an hantal bir yapıya sahip olan adli süreç hızlandırılmalıdır. Yargı, bağımsız olmalıdır. Yargı; “vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışmayan” ehliyetli ve liyakatli savcı ve hâkimlerden oluşmalıdır. Yargıya kesinlikle siyasetin gölgesi düşmemelidir. Ülkemizin huzura kavuşabilmesi için “nereden buldun?” yasası da mutlaka çıkarılıp, uygulanmalı; haksız kazanç sahiplerinin kim olduğuna bakılmaksızın en ağır şekilde cezalandırılmalı; kılıfına uydurularak elde ettiği tüm mal birikimlerine devletin el koyması ve hazineye aktarması gerekmektedir. Ayrıca şunu da eklemekte fayda var; Türk gençliğini mafyalara özendirici uzun yıllar süren tüm gayriahlaki mafya ve benzeri diziler yasaklanmalıdır. Zira Türk gençliği, böyle dizileri seyrederek kendilerinin de mafya babası olabileceğine inanmaktadır. Bunun örneklerini sıklıkla görmekteyiz. Şunu da belirtmekte fayda var; hükümetin, Türk gençliğinin önüne yeni ufuklar koymalı, eğitmeli ve geleceğe hazırlamalıdır.
Ülkemiz, bu çürümüşlükten arınabilmesi için 1990 yılında İtalya’da olduğu gibi “temiz eller” operasyonunu başlatmalıdır. Mafyaların global bağlantıları tespit edilip, kesilmeli; ülkemizde faaliyet gösterme niyetinde olan boranlar, Türkiye’de faaliyet göstermenin kendileri için feci sonuçlar doğuracağını görüp, anlamalıdır. Ülkemiz, bu tür kirli ve sapkın lokal veya global yapıların üssü olmaktan bir an evvel kurtarılmalıdır.
Ülkemiz içten içe çürüyor, farkında mıyız acaba?
YORUMLAR
Halit Durucan
21. Yüzyılın başlamasıyla iletişim çok farklı bir mecraya dönüştü. Olumlu tarafları olduğu gibi bir çok olumsuz yönüde var bunun. Televizyonlar ve dizileri günümüz toplumlarını icten içe kemiren yok ediciler gibi adeta. Bu iş ta seneler önce Kurtlar vadisi saçmalıkları ile başladı o bir milattı sonrasında onun benzeri bir dolu dizi çekildi ve hala da çekiliyor çocuklarımızın körpe beyinleri adeta teslim alınıyor. Önlem almazsak cok daha kötü günler bizi bekliyor olacak. Tabi bu mafyavari yapılanmaların önüne geçmek için emniyet birimlerimizede büyük görevler düşmektedir bunuda unutmamalı. Toplumsal mutabakat lazım buyuk bir katılımla... Manidardı kutlarım yürekten