- 251 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
HİBRİT EĞİTİM
HİBRİT EĞİTİM?
O kadar sistem denendik tam ’’istenilen’’ olmadı, şimdi de ’’hibrit eğitim’’ sistemine geçtik.
Ülkemizde son zamanlarda yapılan şu;
Devletin ağır aksak yürüyen sistemini önce eğip büküp yozlaştırıp içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. Ardından kendi sistemlerini sanki kusursuz eksiksizmiş gibi büyük gösteri ve şamatayla uygulamaya koyuyorlar. Zamanla her şey içinden çıkılmaz bir hal alıyor ama istedikleri doğrultuda yol almış oluyorlar. Her defasında emellerine bir adım daha yaklaşmış oluyorlar. Devletin sistemi çökmüş, toplum zarar görecekmiş umurlarında değil. Hedeflerinden hiç şaşmıyorlar.
Eğitim sistemi bozulmada en çok nasibini alanlardan.
Ülkemizde bırakın hükümeti her bakan değiştiğinde bile eğitim sistemi değişir.
Ama
Bakan sabah kalktığında birden;
’’Bu gün eğitim sistemini değiştireyim anasını satayım. Bu kez değişik bi şey olsun, şöyle hibritlisinden, ne güzel olur valla!’’ Diyemez yani. Emir yukardan gelmeli. Yukarısı ne derse o!
Bu ülke de ’’Bir bakan var bir de bakandan içeru.’’
Bu ülke de her şey sistemsizmiş gibi görünse de durum pek öyle değil. Her şey ince ince hesaplanmış, ölçülüp biçilmiş, hedef saptanmış hedefe varmak için sistemi bozmak gerekiyorsa bozuluyor, yıkmak gerekiyorsa yıkılıyor.
Bakanın asıl mesleği elektronik mühendisliği. Hibrit konusu ona yabancı değil gerçi. Ama bizim milli eğitim bakanlarının eğitimci olmasına gerek duyulmaz zaten. Her bakanlığa ’’erbabı’’ atanır milli eğitim bakanlığını ise kim denk gelirse.
’’Hibrit’’ nedir diye baktım. Arabaların hem benzinli hem elektrikli olanına denirmiş. Duruma göre.
Eğitim hibrit olur mu? Olur. Arabalar da oluyor eğitim de niye olmasın?
Biraz benzinli biraz elektrikli yani.
Hibrit eğitim çalışmazsa yokuş aşağı boşa alıp arkadan ittirip vurdurmaya gerek yok. Benzinli olmadı geç elektriğe. Bas basabildiğin kadar.
Yok, o kadar da değil. Eğitimde hibrit ’’karma eğitim’’ demekmiş.
Hem yüz yüze eğitim hem uzaktan eğitim.
Devam zorunluğu da yokmuş.
Tık deyince yüz yüze. Pıt deyince online!
Okula biraz git biraz gitme.
Accık oku accık okuma.
İstersen öğren istersen öğrenme.
Valla paşa gönlün bilir, canın nasıl isterse...
Ama
Bizim istediğimiz yere git.
Bizim istediğimizi öğren,
Bizim istediğimiz kadar oku.
Gerisini merak etme.
Diyanet İşleri ile ’’Değerler eğitimi’’ konusunda (protokol) sözleşme yapıldı nasılsa.
Ne alaka? Demeyin.
Hibrit eğitim-Değerler eğitimi ! Kafanız karışmasın.
Önce değerler eğitimini açıklamamız gerek.
Değerler eğitimi birleşmiş Milletler UNESCO tarafından uygulanan bir model. Çocukların gençlerin pozitif değerlerini keşfedip potansiyellerine göre ilerlemelerini sağlayan bir model.
Bu arada değerler eğitimi diyanetin sorumluluğuna devredildi. (Kimse ses çıkarmadı. Muhalefetten de tık yok. Herkes diyanet denilince sus pus oluyor.)
Öğrenciler diyanetin programlarına katılacak, değerler eğitiminin programı işleyişi diyanet işlerinin sorumluluğunda. Ne öğretilip ne öğretilmeyecek diyanet karar verip uygulayacak.
Örneğin eğer ders saatleri diyanetin programı ile çakışıyorsa okuldaki dersler diyanetin programına ’’uydurulacak’’ Örneğin ders saatleri namaz saatlerine iftar saatlerine göre düzenlenebilecek.
Öğrenciyi diyanetin hafızları imamları-görevlileri- gözlemleyecek çocuğun potansiyelini keşfedecek!
Çocuk umreye mi götürüldü, okuldan ’’muaf!’’
Çocuğun laboratuvar da deney yapmasına gerek yok.(Okullarda laboratuvar kaldıysa) değerler eğitimi ışığında umredeyken Arabistan çöllerinde H2O nun iki hidrojen bir oksijen atomunun bileşimi olduğunu şıp diye kavrar nasılsa.
Bu arada deve sidiği içmenin şifa olduğunu deneyimlemiş olur.
Matematik mi? Sorun değil. Ver eline seccadeyi saysın saçaklarını abaküs niyetine. Üstüne basmasın yeter.
Diyanetin değerler eğitimini almış bir öğrenci üniversiteye geldiğinde artık hibrit eğitime de hazırdır.
Hibrit eğitim de, ’’karma karışık eğitim’’ miş! ’’Geleneksel eğitim metodunun çevrim içi (online) eğitim materyalleri ile harmanlanması imiş!’’
Online nedir?
Uzaktan!
Çevrim içi (online) uzaktan bilgisayar ’’akıllı’’ telefon, (duman, ıslık, kuş dili) gibi yardımcı materyallerle harmanlanmış eğitim imiş. Eğitim Bakanı açıklayıp bu sistemden duyduğu memnuniyeti televizyonlarda belirtti. , O iyi dedikten sonra...
Şaka gibi.
Bakın dünyanın uygar gelişmiş ülkelerine.
Hükümetler gelir gider tüm devlet sistemi devam eder. Hem de yüzyıllardır. Aynı eğitim sistemi kim gelirse gelsin (sağcı-solcu-ortacı) sisteme dokunmaz. Değiştirmek aklına bile gelmez.
Sitem kalıcıdır.
Sistem süreklidir.
Örneğin Almanya’da okullar altı hafta tatildedir. Çocuk tatil süresince dinlenir, eğlenir, ailesi ile birlikte olur. Çocuğa kesinlikle tatilde kiliselerin karanlık kuytuluklarında din öğretilmez. Her türlü eğitim eğitim kurumlarının denetimindedir.
O ülkelerde çocukların öğrenmek isteyenine ait olduğu din-mezhep devletin eğitim kurumlarında öğretilir. O ülkelerin kiliseleri devletin eğitim sistemine karışmaz. Karışamaz.
Almanya da okul ders saatleri ’’dışında’’ her mezhep kendi dini eğitimini kendi görevlilerince verir.
Din eğitimi sadece okulda verilir.
Genelde sabahtan öğleye kadar olan okul eğitiminin ardından isteyen velinin çocuğu din dersine katılır. Çocuğun karnesindeki not ortalamasına yansımaz.
Eğitim sistemini dinselleştirmek kimsenin aklına bile gelmez. Çünkü onlar dinin devlet sistemine-eğitime karışmasının bedelini yüzyıllar önce ödemişler. Bir daha geriye dönüş akıllarının ucundan geçmez.
Biz de eğitim din kurumlarının boyunduruğu altına sokulmak istenmektedir.
Yok değerler eğitimiydi, yok hibrit eğitimdi, amaç yönetenlerin kendi siyasal sistemlerini genç beyinlere aşılamak.
Bizdeki sistem demokrasi ile yönetilen devletlerde değil otokrasi ile yönetilen islami devlet yönetimlerinde görülür.
Bu sistem ile mi Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyeti yakalayıp geçeceğiz?
Yazık olacak bu ülkenin yarınlarına.