- 1206 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
5 Kuruş
BEŞ KURUŞ
Uzun zaman görmediğim bir arkadaşımı tam da büyük bir marketin önünden geçerken görünce, O’nunla Hasret gidermek istedim. Baki ile kucaklaştık. Yakındaki çay bahçesinde bir çay içimlik zamanı olup olmadığını sordum.
“Olmaz mı Ahmetçiğim, senle her zaman çay içmeye de zehir içmeye de giderim “diyerek bana gülümsedi.
Aklıma geldi “gel Baki, ben açım şuradan biraz büsküvi ve pasta kek alalımda çay bahçesinde atıştıralım. Açlığımızı da gidermiş oluruz” deyince Baki arkadaşımın mavi gözleri bir başka ışıldamaya başladı.
Beraber Markete daldık. O’na istediği şeyi alabileceğini söyledim. O da “ Ahmetçiğim davet sahibi sensin seçimleri sen yap” dedi. Her zaman böyle yapardı okuldayken de. Bu tutumunu çok severdim. Tabii her zaman böyle yapmaz, bazen de kendisi tercihlerini ortaya koyardı. Daha çok keyifli iken tercihi arkadaşına bırakırdı tercihlerini . Bu tutumundan dolayı O’nun o gün keyifli olduğunu anladım. Arkadaşımı anlamak ve O’nu sevindirmek ne güzel duyguydu böyle...m
Büküvi ve kekleri alıp kasaya doğru ilerledik. Ben kredi kartı kullanmazdım. Parayı uzattım. Kasiyer kız para üstnü verirken dikkat ettim 15 kuruşu az vermişti. Halbuki kasada bozuk vardı epey. Ben:
“Hanımefendi para üstünü noksan verdiniz?” dedim.
Kız bana terst ters bakarken ben :
“Hanımefendi, o 15 kuruş benim hakkım. Siz 5 kuruşu noksan verdiğimiz zaman hemen istiyorsunuz da ben 15 kuruşu neden istemeyeyeim. O 15 kuruş belki de sadaka olarak verdiğimizde bize çok manevi katkı sağlar” dedim.
Kız gülümseyerek 15 kuruşu verdi. Baki arkadaşımın da bana ters ters baktığını görümce gülümsedim. Bazen insnaları şaşırtmayı kendime hak olarak görürdüm. İnsnalar genelde şaşkın olduğu hallerde hayattan ders alırlardı. Amacımda zaten insnaları kırmak değil gülümseterek hayat ders vermekti. Hayat dersi insnalara neşeli iken daha etkili olurdu. Bu konuda yazsam roman olur ha... Öyle ya cömert olarak bilinen benim 15 kuruşu sorun yapması O’nun garibine gitmişti.
Marketten çıkarken Baki beyin sırtını sıvazlarken :
“Bakiciğim 5 kuruş beş kuruştur. Belki sen unuttun ama 5 kuruşların bizim hayatrımızda çok önemli yeri vardı , gel çay içerken anlatayım “dedim.
Çay bahçesi hemen marketin yanındaydı. Gölgelik bir yerdeki masaya kurulduk. Çaylarımızı söyledik. Çaylarmızı söyleyince Bakinin “ Hadi anlat “ dercesine bana baktığını görünce gülümsedim.
“İlkokulda öğretmenimiz Nurettin beyin 5 kuruş testini unuttun mu Baki? “dedim.
Baki’nin bana mel mel baktığını görünce =2nun unuttuğunu anladım. İzahat etmek lazımdı :
“Beşi beş kuruştan beş yumurta kaç kuruş eder Baki? ” deyince kahkahayı patlatıverdi. Hatırlamıştı nihayet.
Çaylar geldi. Birer yudum aldık. Büsküvitlerden birer tane yedik. Baki :
“ Ah Ahmetciğim, bu beş kuruş testini çok kişi geçememişti de , Öğretmenimiz ortaokula gitmezseniz sizi mezun ederim“demişti. Çok kişi buna “yirmibeş kuruş “ cevabını verirdi. “Bu soruyu anında cevaplamayanın ortaokula gitme hakkı olamaz” derdi haklı olarak. Bu testi arada bende çevreme yaparım ilk etapta 25 kuruş diyenler, biraz düşününce 5 kuruş derler.
İkimizde kahkahayı koyuverdik. İlkokul anıları ne güzel anılardı. Öğretmenimize rahmetler diledik.
“Bakiciğim , ekonmide 5 kuruşlar bile önemli, Cumhuriyetimiz biliyorsun 5 kuruşları hesap ede ede kuruldu. Bu 5 kuruşlar çocukken bizelere damlaya damlaya kumbaramızda saklaya saklaya , çoğalta çoğalta elbise, defter kalem olurdu hatırlasana. O markette dikkat et 15 kuruş, 50 kuruşları para üstü vermeyen market birikse nerede ise bir ayda bir iki çalışanının maaşı olacak. O yüzden bende 15 kuruş bile olsa alacağım onlardan hakkımı. Bunda utanılacak bir şey de yok. Onlar 5 kuruşunu isterse bizim de 50 kuruşumuzu isteme hakkımız dünden var” dedim.
Baki muzipçe gülümsedi.
Çayları içtik, büsküvitleri yedik biraz. Temiz havayı içimize çekerek bir ninni gibi yaprakların rüzgarda sallanırken hışır mışır ses çıkaran yapraklarını dinledi. Bazen temiz hava, yaprak hışırtısı bize çok şey söyler. Şükretmemizi, temiz havada yaşıyor olmamızın zenginliğini söylerler fısır fısır... Bunları düşündüm.
“Bakiciğim sana tasarruf dersi verecek değilim. Sen ki kskoca mali müşavirsin. Daha iyi bilirsin Benimkisi bilinçli farkındalık oluşturmak espri ile karışık. Yoksa kimseye iktisat dersi verecek değilim, İkitsat profösörü dahi olsam.. Zaten bu dersi alan aldı, satan sattı hayatta...” dedim.
Esprili yönümü bilen Baki bey gülümsedi sıcacık. Sımsıcacaık. Çaylar gibi O’nun gülümsemesi de içimi ısıttı.
Aklıma gelmişti anlattım :
“Bir defasında gazetede bir haber okumuştum. Bir Üniversitede mutamet yurtdışında okuyan asistanların maaşından 1’er tl keserek, müthiş bir para biriktirmiş. Fark ettikleri zaman ağır ceza almış işinden olmuştu. Yıllar önce olan bir olay. Yani 1 tl ler birike birike servet oluyor. “Damlaya damlaya göl olur, damlacıktan sel olur” atasözünü derslerimde hep anlatırım öğrencilerime Baki kardeşim. Bu 5 kuruşları önemsemek cimrilik değil hakkın yerini bulması işidir” dedim.
Çaylar bitince zaman dolmuştu. Bir randevuma yetişmek zorundaydım. Çay bahçesinin kasasına yöneldik. Hesabı öderken orada bulunan kumbara dikkatimi çekti. Bir hasta çocuğun yardım kampanyası. Çay parası üstünü ve markette aldığım paranın üstünü de beraber o kumbaraya atarken Bakiye baktım. Gülümsedim. Çay bahçesinden çıkarken:
“Bakiciğim, marketteki para üstü 15 kuruş, çay paralarının üstü 25 kuruş.Bunlar birike birike hasta çocuklara veya yardıma uhtaç olanlara ulaştırılsa muazzam bir yardımlaşma olur. 15 kuruşu da zengin market sahiplarine, 25 kurulş da zengin esnafa bırakmayacağız ki, hastalar tedavi parası bulsun. Bunu “damlaya damlaya göl olur, damlacıktan sel olur” atasözünü çocuklarımıza öğreterek sağlayacağız.
Çay bahçesinden çıkarken baktım Baki de gülümsüyor. Hem bir dost ile uzun zaman sonra karşılaşmanın hem acıkan karınlarımızı doyurmanın, hem temiz havada hava almanın hem de bilinen bir sosyal ve ekonomik gerçekleri hatırlamanın , hem de birilerine ufak ama önemli dersler vermenin sevinci ile Baki başka yöne ben de başka yöne huzurlu ve mutlu ayrıldık... 5 kuruşunuza sahip çıkın...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.