- 79 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hasan Emmi
Bugün sana gelirken Hasan dayıyı gördüm, hanımın mezarının başında.
Dolamıştı kaçağı pis pis çekiyordu baba.
Dayanamadım yanına gittim.
Selamunaleyküm
Vealeykümselam dostumun oğlu dedi.
Nedisin Hasan emmi?
Nedem oğul
Gördüğün gibi.
Ayıya kaval çaldıranlardan kaçıp buraya geldim
Hanımla dertleşip ferahlamak için dedi.
İyi etmişsin Hasan emmi
Severdi nene seni
Sende onu.
Neye yarar ki oğul
Bırakıp ta gitti beni.
Muhtaç olmuşum oğul geline
O eski günlerimden eser kalmamış.
Torunu toprağı ele verdirip
Söndürüp evimin lambasını
Çekip te gitti Halis’im dedi
Duyunca gözlerim doldu.
Gözleri sararmış benzi solmuştu yiğit adamın.
Damarlarından kanı çekilmiş
Yüzü de kırış kırış olmuştu.
Zaten sıdkın olan canım iyice sıkılmış zıvanadan çıkmıştı dil!
İçimden çekiyordum onu bu hallere koyanlara, bir yandan da belli etmemeye çalışıyordum Hasan emmiye kızgınlığımı.
Yıllarca çalışmıştı garibim
Gece gündüz demeden alarak canını…
Şimdi emek boş olmuş, o eski günlerinden eser kalmamıştı.
Anlayacağın çiçekleri saksıda kurumuştu baba!
Sıraya koymuş çocukları,
Her hafta birisinde kalıyormuş.
Hayırlı bir ölüm gelse de kurtulsam Halis’im.
Nasılda yalvarmıştım köyden gelirken
Gitmeyelim Hayriye, gitmeyelim şehre diye…
Dinlemedi rahmetlik.
Oğul uşak şeherde iken ne işimiz var bizim bu dağlarda deyip aldı geldi beni buralara.
Almadan Muradımız…
O gitti kurtuldu
Ben kaldım ortada babo heyran!
Yıldım usandım
Artık çekemiyorum
Geri döneceğim onu da beceremiyorum.
Yaş geçti oğul
Kesildi heryerden belim dedi.
Üzülme Hasan emmi!
Eyyübü yarada
Yunusu dertte
Yusuf’u kuyuda çürütmeyen Allah seni de kurtarır elbet.
Tez kurtara oğul
Uzatmaya inşallah!
Kim getirdi seni buraya?
Yalnız geldim ufak ufak yayan…
Örenli Ali’de gelecekti ekti beni, gelmedi dedi.
Bunu duyunca gülmeye başladım.
Anlatmama gerek yok sanırım
Bilirsin Örenlinin filmlerini.
Tabağasını isteyip bir tütünde ben doladım.
Ah ulan şimdi Zaza Halıt olacaktı dedi.
Ne yani,
O yoksa ben varım Hasan emmi
Yoksa beğenmiyor musun beni?
Allah senden razı olsun.
Senide severim ama onun yeri başkaydı Halis’im.
Şimşek nezaman kimin üzerine çakacak bilirdi o.
Sen bilmezsin…
Varto’da!
Kalan bilir, birde çeken oğul, yaramın nasıl döndüğünü çıbana
Kurduğum bağların nasıl döndüğünü virana da ben!
Herşeyin bir zamanı var Hasan emmi…
Sen artık ihtiyarladın,
Gel bin arabaya babamı görüp gidelim.
Hay hay dedi.
Sana doğru gelirken
İndirmişler duvardan odun kırarken balta ile çekilmiş olan gençlik resmimi dedi.
Sordum:
Neden indirdin diye gelinden…
Keyfimden değil elbette
Çocuklara kötü örnek oluyorsun diye indirdim dedi!
Bide yemek yerken kötü örnek oluyormuşum
Ağzımı şapırdatarak yediğim için!
Bunları duyunca kalkıp çıkacaktım evinden bastonumla Ahmet’e kıymadım
Dağılmasın yuvası diye…
Kulağım yoldadır gözlerim yol çeker oğul!
Ben ki aslandan yaman olan Hasan çakal kapısına muhtaç olmuş
Çağa çoluğunda oyuncağı!
Duyunca bunları yalandan telefonumu çıkarıp hemen geliyorum dedim, sana gelip bu kafayla senide huzursuz etmemek için...
Aldım dükkâna gittim Hasan emmiyi
Çay kahve sohbet birazda derdini dinlemek için.
O anlattı ben kendimi buldum.
Sonra, bir karış mezarın biran evvel nasip olması için dua ettim.
Birde kötü evladın temel dadını koyanın eli kırıla diye beddua!
İki karış mezarın bile para ile satıldığı bu yalan dünyada Hasan emmi gibileri para için satanlara yazıklar olsun.
Babasını ele kurban edene de!
Mesele uzun dostlar;
Yazmaya kalksam garibimin derdini satırlar yetmez.
Onun için burada kesiyor
İki satırlık adam olmayan adam gibi adamları sen düşürme Allah’ım diye yüce yaradana yalvarıyorum, elimden başka birşey gelmeden!
Saygı ve sevgilerimle.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.