- 124 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RÜZGÂRIN SAVURDUĞU MEKTUPLAR (8)
Ne mi düşünüyorum? Senin düşündüğünü. Yani kendimi. Tabi ki hayır! Her şeyi sıralardım da bir tek "Seni!" diyemezdim aleme reklam olmamak için. Tabi ki bir kez daha hayır! El alemden bana ne? İşin gerçeği şu ki belleğime sığamayacak kadar büyüksün. Ya kalbime? Kalbim el kadar yahu, oraya nasıl sığacaksın ki? Sen diyorum düşünceler üstüsün. Uzay üssü gibi bir şey oldu bu benzetme de. Şimdi mantıkmış, felsefeymiş, falanmış filanmış konularına sokma beni. Kitaplar yazarım bu hususta da, onun da zamanı var. Farklı şeyler söylemem lazım, milletten bir farkım olsun değil mi?
"Kalbime girdin." diyen yalan söyler. İtiraf etmeliyim ki hiç bir zaman kalbime girmedin. Müsaade etmem zaten. Benden kalbine girmemi de bekleme. Olmaz öyle şey! İşin düştüğünde gir, işin bittiğinde çık! Postane gişesi mi bu?
Adına sevgi diyoruz biz. O sevgi sadece hissedilir, kalpte yaşatılır, öyle böyle değil, çokça da kafa yorar düşünmesi. Herkes aynı ölçüde sevilmez. Sevilir diyen de yalan söyler, eşyanın tabiatına aykırı bir durum. Herkes kelimesi genel bir ifade olduğuna göre, seçilmişler içinde layık görülen özel bir kelime değil midir ki sevmek duygusu. Tabi herkesle de olmaz o işler. Herkesten bir farkı olmalı insanın. Ki, seviyorsa ve seviliyorsa daha derli toplu bir anlam kazanır sevgi.
Anlayamıyorum, bazı insanlar ne de çabuk kanıyorlar "seni seviyorum" cümlesine. Belki muhatabında mide bulandıran gizli bir niyet vardır da iş bitinceye kadar söylemiyordur gerçekleri. Cidden çok mu kolay birinin kalbine girmek ve sevmek? Hadi girdik diyelim o zaman ortalık can pazarına döner, kesimhanedeki hayvanlara benzerdik, sakatatları ayrı, etleri ayrı paketlenen. Kalplerimiz yerlerinde kalsın, ne bıçak değsin, ne de parçalansın.
Girme kalbime. Sen böyle çok daha güzelsin ve elbette değerlisin.
Vecdi Murat SOYDAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.