- 95 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DEFNE 2
Defne aşk yuvasında mutlulukları sevinçleri aşkı ile hayatın verdigi zaman taneciklerini aşkına katık etmekte gözlerden uzak sade sakin dingin günlerini azar azar yudum yudum tane tane yaşamakta dır defne mutludur huzurludur gerisi boştur artık defne evlidir babasından habersiz gizliden evlenmiştir birşeylerden şüphelenmiştir ama melegine konduramaz yakıştıramaz yok yok benim melegim hemi der geçer taaki müdür yardımcısı şuayip beyin telefon etmesine kadar daha öncede defalarca not göndermiştir ama ulaşmaz not babaya şuayip bey arar baba o gece uyuyamaz sabah erkenden kalkar defne kadraja girmiştir defne baba evinden çıkar bir sokak arkada başka bir eve gider yarım saat sonra oradan çıkıp okula gider defne görmez baba şuayip beyin yanında dır duydukları çok ağır dır kaldıramaz fenalaşır baba hocam daha onbeş yaşında defne on beş der sen ne yaptın kızım ne ne yaptın kendine böyle melegim gözümün nuru sen ne yaptın kendine defnem der aglar üzülür yanar çook yıpranır neden kızım neden yavrum der aglar acılarını artık kaldıramaz olur okulda duramaz sendeleye sendeleye kalkar yerinden duvara tutunarak çıkar okuldan ara sokaga gider dakikalarca hungür hüngür aglar yanar birtanecik kızına kalkıp gitmek ister işte o an kendinden geçer kıriz geçirir görenler alıp hastaneye götürür bu ikici kırızidir günlerce hastanede yatar ameliyat olur ama hiç belli etmez hiç kızına karşı başkadır ama artık daha da bir başkadır anne hep meraklarda sorar hep sorar ama baba bazı şeyleri anlamış görmüş hem yaşadıkları hem geçirdigi rahatsızlık artık babayı başka açıdan düşünmeye sevkeder kimseyi hele helede kızını can paresini melegini böyle bir vicdan azabıyla başbaşa bırakmak istemez defne artık hamiledir geri dönüşü olmayan bir yolda ve bütün gelecegini hiçe sayarak çıktıgı bu bolda birde vicdan azabıyla bırakmak istemez kendi kendine üzülür dertlenir ama bu dert babanın artık sonu olur defneyi gördükçe sarılıp kızım diyerek ağlamak ister yapamaz yapamayacagı o kadar çook şeyler olmuştur ki artık hayatında doktoru anlatmaya çalışır ama nafile anlatacak söyleyecek birşey kalmaz artık dili dönmez sessiz sessiz içten içe yanar artık bu acısına hasta kalbi dayanmaz ebediyete intikal eder babaa inna lillahi ve inna ileyhi raciun .
Defne anlamaya çalışır ama hiç açık vermedigini sanar ama babasının şuayip beyle konuştugunu ögrenir artık ipin ucu bulunmuştur babasının herşeyden haberdar oldugunu anlar okul istegide biter hamiledir 15 yaşında artık arkadaşlarından da saklayamayacagını anlar ve okul hayatını bitirme kararı alır ve hayatında yoksaydıgı bir gerçegi daha olur bu arada babasına yaşattıklarından kendini sorumlu tutarken bir pay da esata düşer esatlada işler artık iyi gitmez esat anlamaz anlayamaz kadın ruhundan hadın hissiyatından hassasiyetlerinden Bi haber dir esat da çocuktur ama hamilelik defneyi bunalıma sürükler defne yalnız defne ne yapacagını bilmez durumda aşk yuvasında mabedinde günlerce yalnız yapayalnız kimsesiz
Bir gözü kapıda bir gözü pencerede kalkıp biraz pencereden bakar park bile bom boş neden der neden işte sü bank bizimdi neden boş kocaman parkta neden kimse yok ayazda bekleyenler bekleme üşüme diye yakardıklarım yaz günü neden yok bu yalnızlık neden dir bilmez kaç gün oldu esattan bi haber yok aramaz sormaz neredesin ne haldesin demez mi insan sevdigi Nerede merak etmez mi oturur aglar bakar aglar düşünür aglar agla defne agla der kendi kendine hani sen kimdin neydin şimdi neden bu haldesin nedenler sıaralanır dertler kederler yüklenir bu küçücük yaşında hamile halinde anksiyete (kaygı bozukluğu), TSSB (travma sonrası stres bozukluğu), duygudurum bozukluğu, depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklar şu an kardeş olmuş kimsesizliginde defnenin defne dertlerni sitreslerin yalnızlıklarını kimsesizliklerinin doruğunda taht kurmuş yalnızlığını sindire sindire yaşamaktadır defne hani sevilmişti hani aşık olmuştu defne aşk yuvasında neden kimsesiz neden burada degil neden yanımda yok der ağlar sırdaşı dert ortağı günlügü yanıbaşındadır bi an kapı çalar irkilir defne sanki esat gelmiş gibi .!! Gelen
ABLASI AYÇA ablasıdır abla izmirde dir babasının cenazesine gelir zamanı kısıtlıdır ve defnenin durumuna tam da vakıf olmadıgından hamile oldugunu ögrenir ögrenmez kardeşine koşup gelir nerdesin neredesin bukadar zaman neden hiç aramadın sormadın ablam canım benim ben çok yalnızım abla iyiki geldin ablam der sarılır boynuna hem kendi aglar hem ayça ablası gelemedim kuzum canım kardeşim ama bak şimdi buradayım bak yanındayım hep yanında sen üzülme canım benim der.hani kardeşin sırdaşındım defne der sarılır boynuna canım kardeşim der ben ne yaptım neden yanında degildim kardeşim artık hep seninleyim yanındayım der ağlar günlerdir ağlamktan uykusuzluktan yüzü şişmiş gözleri kan dolmuş göz altları morarmış defnenin biraz sakinleşirler bir bardak su içirir defne sen hamilesin sen artık annesin kendini degil kendinden olanı düşünüp artık onun için yaşayacaksın sen on beş yaşındasın artık dayanmalı katlanmalısın defne sen annesin der anne defne nin kafasında şimşekler çakar esat esat derken yanarken yine bir yanliş daha yapar yaptıgını farkeder arayıp sormayan esatı aramasını beklemez yapayalnız yalnızlıklarında defne canın sag olsun canım der bilki ben yinede seni çok seviyorum aşk bu ise sensizlik sendense bunada varım esatım der ayça ablasına sarılır iyiki varsın iyiki benim kardeşimsin der defne ablacım beni doktora götür lütfen der artık baba yok esat yok su perisi defne birileri için kül kedisi oldu ise hala birileri için kutsal birileri için melek sultan olabilir ablam ben artık bebegim için yaşamalı bebegim için savaşmalıyım nasılsa bir gün esat gelir nasılsa birgün beni aşkımızı ve be bendeki bu kutsal emaneti birgün işte bir gün hatırlayacak ve işte o gün yine aşkına kavuşacak hadi abla der ayaga kalkar kıbleye döner allahım aşkımı artır allahım bu can bu bedende oldukca aşkımıda acılarımıda hasretimide artır allahım yaşadıgım her günü esat için esat olmasada esatla yaşamak için güç ver allahım allahım aşkımı artır AMİN der kolunu açar ayça ablası koluna girer ayakta durmakta güçlük yaşayan defne ayçanın yardımıyla hayata tutunur kapıyı açar karşı komşu sorar aaa defne ne oldu sana sukunetle anlatır sakin olacaktır yarım saat önce zile basıp nasılsın demeyen komşu şimdi hatır sorar kimin umrundadırki defnenin masıl olduğu neler yaşayıp neler çektiği herkez herkez eglence peşinde defne esat nerede seni bu halde bırakıp nere gitti neden gelmiyor küsmüsün ayrıldınmı sorular peş peşe gelmektedir sukunetle cevaplar bu ablanın gereksiz bütün merakını giderir sese alt kattaki çıkar aynı ve benzer sorular aa sen buaradamıydın der evet buradaydım ben siz de benim burada olduğumu bildiginiz halde şimdimi soruyorsunuz der aşagı iner kapıcı ikinci sorguda parka çıkar parktakiler soru yagmurunda son son soruya son cevabı evet gitti esat beni bu halde bırakıp gitti evet beklesem de gelmedi gelirmi bilmem ama ben bekleyecegim çocuğum ve sevgilim için bekleyecegim sevdim sevecegim o da elbet bir gün döner dönerse de canı sağ olsun dönmesede ben esatı sevdim ben esata aşık oldum bak işte buda esatın çocugu ben esatı beni sevsin diye sevmedim ben esatı sevip esata aşık oldum herkez kendine yakışanı yapar ablacım allah ıma çok şükür beni aşkıyla şereflendirdi ne mutlu bana herkez kendine yakışanı yapar teyzem hiç kimse yaşattiğinı yaşamadan göçmez teyzem der ağlaya ağlaya gitmeli doktora yaşamalı yaşatmalı yürür arkasına döner teyze hikayeler eskimişti yeni hikayeyi ben yazacağım teyze leylayı leyla şirini şirin aslıyı aslı yapan siz inşallah bir gün benide defne yapacak sen hiç üzülme teyze der
ALLAHIM AŞKIMI ARTIR ALLAHIM AŞKIMI ARTIR AMİN der yürür defne ben aşıgım seviyorum defne esat der esat der yutkunur neden yanında degildiki ilk muayenesinde neden elini tutmuyordu neden neden içinden mırıldanır gözünden iki damla dökülür sivasın tozlu kaldırımlarına ayça kuzum artk ben varım dertkerin kederlerin bana mutlulukların sana canım kardeşim ablalar ne için var der defne iyiki varsın ablam der sarılır artık defne yalnız degildir sirer caddesi üzerinde saglık sitesi ikinci katta bulunan doktora gider bekleme salonunda oturur kalabalık salon herkez eşi ile orada defne bakar imrene imrene bakar bakar artık yokluktadır yok olmuştur esatı ne olur sende burada olsaydın keşke birlikte olsaydık der salaondakilerden birinin de adı defneymiş eşi sesleniyor sakin ol defnem kurban oldugum diye sesleniyor defne bir an kendine zannedip bi irkiliyor kopuyor işte o an allahım o anı kiseye yaşatma allahım defne esat esat yaktın bitirdin beni esatım bittim diyor doktor görüyor o an yanına geliyor teselli etmeye çalışıyor güçlü ol yavrum kendin için yavrun için bak çok saglıklı yavrun güçlü olmak zorundasın savaşmak zorundasın yavrum der sakinleştirir defne muayenesini olur ilaçlarını alır çok ca dinlen
kızım olurmu annenin ruh ali cocuguna yansır dikkat et mutlu huzurlu et kendini der esat olmadan mı hocam bak esat yok neden yok hocam ben ne yaptım nerede yanlış yaptım hocam der sonunda hocada ağlar çıkar evine gelir bin bir ümitle esat eve geldiyse defneyi göremediyse ya o da kendince bir gerçek bulur sa der eve gelir evde olmadığını bildigi gelmediğini anladıgı halde defalarca zile basar kapı duvar anahtarını çıkarır kapıyı açar ilk günü hatırlar esat kapıyı açıp anahtarı defneye uzatmıştı ya yine hatırlar yine aglar anahtarı öper bunu bana sen vermiştin bu anahtarı yarrriiiim bir anahtar kadar vefa gösteremedin mi bak verdigin anahtar burda sen neredesin esat ım der yorulmuş bitap düşmüş halde odasına gider esatın yastığına sarılır gömlegini üzerine örtü yapıp yatar defne ayça annesiyle konuşup durumu olup bitenleri anlatır annede yeni kaybetmiştir o da kaybı çok büyük anne koşar defneye özür dilerim yavrum der sarılır aglar anne az biraz kırgındır defneye gönül bu ya bi an düşünür kendi kendinden utanır o an tekrar sarılır yavrum der herkez kendine biçilen hayatı verildiği kadar yaşar üzülme kızım baban hastaydı seninle ne ilgisi var yavrum der öper kızını hadi kızım evimize gidelim der defne bir an bakar şaşkınlıkla annesine anne esat der hani kızım esat yüregini gösterir defne anne der hani kızım esat hani nerede nerede esat anne der kafasını gösterir burada der esat burada öyle bir yer ettiki kalp otagımda sılamı gurbetmi bilmem anne der kim bilir esat nerede nerelerde esat ne halde der hiç toz konduramaz esatım der of çekerek anne ben benim olan hiç birşeyi vallahi YARIM BIRAKMAYACAGIM der gitmez annesi kızını bırakamaz birlikte günler günleri haftalar haftaları kovalar anne kız ve torun bazan anne neşelendirmek için kız olursa benim adımı koyalım erkek olursa babanın adını der şaka yapmak ister hayır anne esat ne derse o ismi koyalım ben söz verdim ilk çocuğun ismini esat koyacak hemde iki ismi olacak der güler eglenirler ama anne istemeden de olsa aklından çıkmayan esatı hatırlatır üzülür esattan hiç ses yok esat hiç aramaz sormaz pazartesi günleri parka gelir sabah erkenden gelir bankta on on beş dakika oturur çekip gider bilmez defne her pazartesi her sabah gelip orada oldugunu bilir sabahın seherinde perdenin arkasında uzaktan uzaga seyreder esatı uzaktan da olsa görür esatını ama esatın bundan haberi yok neden aceba benim bu mahkumiyetim neden beni kendinden mahrum bırakıyor ben ne yaptım ki der yanar defne neden bu ayrılık bilinmez güzel bir söz var ki tam da esat a söylenir HER KADIN HAYATININ BİR DÖNEMİ BUDİST TİR diye duymuştum esat tam tam bir öküz dür ama defne ne yapsın bir an bir öküz sevmiştir yapacak bişey yok günler geçer geçip gider bir ümidi vardır doğum günüm doğum günümde gelir ben hiç olmazsa bu günde bu günü bahane eder gelir der bu umuda sarılır gelir der inanır bir olmaza daha inanır inandırır kendini defne 20 mayıs doğum günüdür 16 yaşına girecek dört aylık hamiledir defne yirmisini bekler kendince hazırlık yapar elleri ile havuçlu tarçınlı yapar esat buna bayılır kek kalıbında yapar özenir özene bezene yapar esatın kesme kırıstal bardaklarını çıkarır porselen demlikte karanfilli çayını yapar 20 mayıs pazar günü dür herşey hazır esatı bekler defne gelmez hatırlamamıştır yine defnenin doğum gününü defne bir yıkım daha yaşar neden ya neden bu kin bu inat neden der gider günlügüne anlatır butün hislerini dugularını yarın pazartesi 21 mayıs 1999 pazartesi uyumaz camda bekler esatı sabah namazını kılar gelir parka kafa yerde oltalar acar camı esat der asat anlar defne benim geldigimi biliyormuş der dünün doğum günü olduğunu bilmez bile defnenin esat sesi ile irkilir bir heyecan kaplar içini hızlı adımlarla camın altına koşar ne diyecek diye defne havuçlu tarçınlıyı kalıbıya çıkarır camdan al bunuda def ol git lan başımdan birdaha seni gözüm görmesin lan der hışımla kapatır pencereyi çeker perdeyi kırılmıştır anlar artık defne bir öküzü sevmiştir artık acıları hasretleri katmerlenir yinede allahım aşkımı artır der esat gelir gider dolaşır her gün oralarda ama bakmaz defne çıkmaz pencereye ara ara selin gelir selinle annesiyle görüşür ayça abla izmirden hergün arar sorar en büyük destekcisi en büyük dert ortagıdır ablası her fırsatta gelmek ister ama şartlar işte kendini doğacak çocuguna adar iyi en iyi bir anne nasıl olunur ögrenmeye çalışır esatı görmese elini tutmasada esata olan duygularını hergün her an esatla sohbet eder gibi günlügüne yaza yaza günler haftalar geçer bebek büyür hareketleri zorlanır oturamaz kalkamaz bir bardak suya bile hasret kalır zaman zaman sivas artık serinlemeye başlar
Ayça her kontrolünde yanında dır ama her fırsatı degerlendirir kardeşinin yanında olmak için teselli etmek için ha abla ha anne ne farkeder ki bütün ablalar kardeşine annelik ederki ayçada defneyi çok seviyordur annesini buluyordur defnede defne artık annedir defem annem der 😍sarılır öper hep defnesini kontrol için gelir ve artık doğuma kadar birlikteyiz kardeşim der sabah olur randevu saati gelir tarih 30 ağustos 1999 yılı son kontrol dür bundan sonrası doğum yine pazartesi günüdür
kontrol için gittigi doktor doğumu sorar sezeryan der defne hoca eylülde der hoca 39 uncu hafat dolmuş en idal zamandır hoca için sekiz eylülder hayır hocam sekiz degil altı olsun hocam der heyecanla defne doktor güler aman kızım neden allah aşkına neden der defne anlatmaya başlar hocam altı eylül pazartei sekiz eylül çarşanba pazartesi olmalı hocam der hocam ben size hiç pazartesinden başka gün hiç geldim mi der hep pazartesileri geldim hocam size çünki sizi tercih etmekteki tek faktörüm sizin pazartesileri üniversite de degil burada olmanızdı hoca güler olsun kızım olsun tamam der altı eylül pazartesi sezeryan olacak çocugun doğum günü pazartesi olacak der defne buraya geldiğin ilk günü hatırlıyorum da maşallah kızım sana rabbim saglıkla kucagına almayı nasip etsin sen hangi gün hangi saat istersen kızım der defne mutludur defne huzurludur dogum yaklaşmış defne heyecanlıdır doğumda gelirmi aceba der gelme lan gelme der gelme istemiyorum der defol git başımdan der güler o günde yanımda olurmu yok ya beni neden yalnız bıraksın ki der yine boş bir ümide kendini inandırır bakalım ne hediye alacak der neler ne hayaller kurmuşlardır ama kanepede oturup sevdiginin gögsüne yaslandıgında kedi gibi kıvrınıp başını esatın çenesinin altına koyup ne hayaller ne pilanlar yapmışlardı bazan sorar kendi kendine defne sen budist misin kızım sen mazoşist misin der der gülümser bu kadar acıya bagımlılık neden sen su perisi sin defne der esat defnem demiştir mitolojiden anlatmıştır ah esat ah seni seviyorum lan öküz öküzde olsan benimsin ama hep burada burad yaşayacaksın yaşatacağım seni lan der gülümser defne artık gün saymakta sezeryan günü yaklaşmıştır hocasını çok sever güvenir korkularından endişelerinden hiç eser kalmaz defne bavulunu hazırlar hazırlıklarını tamamlar bebegin cinsiyeti belli degildir ögrenmek istememiştir hoca bütün yapması gerekenleri anlatır defneye sezeryan öncesi 6 saat öncesinde yeme içme yok kızım pazartesi sezeryan yapacagım der yatışı cuma gününden yapılır izinli olarak ayçayla çıkarlar hoca aynı tenbihleri ayçayada yapar pazartesi ayça ablası ile gelirler cumhuriyet üniversitesi kadın doğum a yatar defne hoca son testleri yapar ve defnenin yanına gelir kızım degerlerin bunlar olması gerekenler risklerini anlatır kabul edersen şimdi yoksa ben iki gün daha beklemeyi tavsiye ederim ne dersin der hocam ama pazartesi der ağlar defne el mahkum risk alamaz ve kabul etmek zorunda kalır
NST sonucunda 40 mm Hg üzeri ve 20 dakika süreyle en az 3 düzenli sancının olması doğum başlamak üzere olduğu anlamına gelebilmektedir
Dogum 8 eylül 1999 tarihine çarşamba gününe ertelenmek zorunda kalır defne çok üzgündür esat gelmemiş tir ayça esatı tanıyor zaman zaman defne hakkında bilgiler yönlendirmeler de ve telkinlerde bulunuyordur defnenin ablası ise esatında ablasıydı ayça annenin odada oldugu bi anda çaktırmadan dışarı çıkar esatı arayacak esata çok sinirlenmiştir hastane kulübesinden esatın evini arar esata ulaşamaz esatın arkadaşını arar arkadaşı da iki gündür hastanede oldugunu söyler ben biraz önce geldim kafede parkta dolaşıyordu der ayça sinirlenir arkadaşına siz malmısınız der çabuk gel onu bul yukarı getir çabuk der telefonu kapatır o sinirle aşagı iner kafeye bakar yok banklara bakar yok bir agacın arkasında bulur esatı esat iki dizinin ğzerinde çömelmiş başını ellerinin arasına almış dua edip ağlıyor dünyadan bi haber yaklaşır ayça tereddütle yanına hafiften dokunur kafayı kaldırır esat bakarki ayça ablaaa der sarılır boynuna ağlarlar ayça esat sen malmısın sen öküzmüsün karın yukarda seni bekliyor kuzum sen burda ne yapıyorsun lan sen sen ne yapmaya çalışıyorsun ne olsun istiyorsun sen lan esat mal mal bahaneler üretir abla gelsem beni kovar gelsem şöyle olur böyle olur kendi kendine kurallar koyar boş boş lan kovarsa kovsun lan sen gelsen kapının önünde dursan defne kokunu alır senin kokun varlıgın ne kadar güç verir sen burda hemi ben sizden bişey anlamıyorum hatayı sen yapıyor af dilemeyi defneden bekliyorsun git özrünü dile affettirmek için ne istiyorsa onu yap ki bir bahaneye bir savunmaya bile ihtiyacın yok seni orda yanında görebilmesi bütün acılarını dindirecek unutacaktır sen ne kadar sevildigini göremeyecek kadar kör sün defneyi anlayamıyor ve yanlış yorumluyorsun düş önüme der alır yukarı odaya götürür kapıda esatı gözleri kıp kırmızı ağlamaklı gören defne yatakta doğrulur açar kollarını geldin mi gönlümün efendisi geldin mi sonunda gel kokusuna hasret olduğum yarim der sarılır dünyalar defnenin olur hiç birşey esatın düşündüğü gibi olmaz ayça defne neredeydi bu biliyormusun der aşagıda agaçların orada ağlıyordu iki gündür buradaymış der defne neden neden neden yanımda degilsin der ben hep buradayım melegim defnem der sen şimdi buradasın esatım şimdi burada beni yalnız bırakma en son seni görücem gözümü açında da sen karşımda dimdik burada görmek istiyorum der defne ama gel şimdi bitane öpeyim der esata esat utanır ayça esaat der utanarak defnesine gider esat ne çok özlemişim seni esatım der hemşire gelir artık zaman gelmiştir defneyi hazırlar ameliyat haneye götürürler defne bi an durdurur esat sakın aglayıp üzülme ben senin hediyeni getirmeye gidiyorum inş sen benim hediyemi unutmamışın der defne gelmeden önce bebek gelir epidural ile uyuşturularak yapılmıştır ameliyat defne kendindedir kısmi olarak bebek gelir önce ayça anne esata bebegi göstermek ister bakmaz hayır anne hayır abla defneden önce göremem ya birlikte görelim ya defne önce görsün der defne gelir sedyeyle errafına bakar esat orada gel der sarılır esatına benden önce görmedin dimi der hayır tabiki hediyem der esat gülümser hadi esat hediye almadığını söyle seni 16 . Kattan atayım aşagı der esat kendin den emin bir edayla elini ceketin cebine atar üç adet gül çıkarır bu bebegimiz pazartesi doğacak diye almıştım bu salı günü için bunuda bu gün almıştım der üç adet gülü gülüne hediye eder abla der ayça ablasına döner abla biraz önce verdigi paketi getirir alır ayçadan ve defneye uzatır paketi esat defne paketi açar gözleri dolar ağlar bir pakete bir esata bakar duygulanır yunan tanrıça seti almıştır esat takarmısın aşkım der esata uzatır esat ilk önce defne yapragı kolyeyi çıkarır işte bu
Kolye, aşkımızın başlangıcının romantik bir sembolüdür, zaman içinde büyüyen aşkımızın ilk izlerini taşır. aşkımızın sembolü olarak özel bir anlam taşıyacak . Bir çiftin birbirine olan bağlılığını simgeler ve bu bağlılığın zamanla nasıl derinleştiğini anlatır.kolyeler der Takar kolyesini defnenin ve tacını çıkarırı defnem sen de benim başımın taacısın der küpelerini çıkarır her söylediğin söz kulaklarıma küpe oldu der ve yüzügünü takar hiç bişey söyleyemez konuşamaz yutkunur esat defne döner ayçaya bakar getir çocugu der gibi ayça çocugu getirir babasının kucagına verir çocugu şaşırmış ne yapacagını bilmez bakar baka kalır esat bebegine bu da benim sana hediyem der defne esat duygularına hakim olamaz ağlar duygulanır esat defne oglun sevgilim adını sen koy der defne esat bir isim söyler anne itiraz eder esat mücahit olsun bari der anne yine itiraz eder defne olsun anne tamam baba olan esat ismini koymak esatın hakkı ve benimde esata sözüm var esat koyacak ismi der anne kabullenmek zorunda kalır esat besmele çeker bebegin sağ kulagına ezanı okur üç defa mücahit der sol kulagına kamet getirir mücahit der üç defa ama şimdi ismi herkez CAHİT diye bilir cahit diye hitap ederler ayça çocugu alır esat oğlun çok aç emmesi lazım der esat dışarı çıkar iki gün ailecek hastanede hep birlikte mutluluklar la dolu günleri huzur içinde geçer.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.