-En uzun cümlem sanadır-

En güzel keyfim sensin ki, sana baktıkça acıkıyor muyum, doyuyor muyum belli değil de tuttukça tutasım gelirken ince belinden ve ben iyice tiryakin olarak içtikçe ince belli kadehten şarap niyetine dudaklarını, vurdukça şişenin dibine dibine, bi de yakıyorum ki keyif cigarasını, oh ne âlâ, hiç sorma, baktıkça gözlerine sarhoş olurken sabah,akşam efkârından memlekette ne kadar küfür edilecek adam varsa tam yeridir deyip bastıkça kalayı ve koydukça boşalan kadehe dudaklarının rengindeki şarabı, anamdan yeni doğmuş gibi bi rahatlıyorum ki hiç sorma, o kadar uzun yol giderken, dağ tepe aşarken, ulan en güzel rüyam, cazibe merkezim, bayramımın şekeri, ramazan imsakiyem, bunu da antiparantez araya sıkıştırırken nerden aklına geldi dersen bence sen de haklısın lakin duvarda asılı kalmış ki iyice yedirdin bana sulu köfte misali kafayı ve zannımca çok haklısın bayağı bir saçmaladığımın farkına vardığımın hemen akabinde toparlarken direksiyon hakimiyetini, hayatımdaki en uzun cümleyi sana yazdığımı yeni yeni anlamışken vakit bayağı ilerlemiş, sus kimseye çaktırma sakın, cümlem hâlâ bitmedi farkındaysan bende daha ne cevherler varmış ki neyse biz girelim iddiaya istersen bir milyon öpücüğüne, kazanan öpsün önümüzdeki en yakın bayrama kadar oldu mu canım benim, işte buyur, kaybedeni de yok, çok zekiyim canım benim derken saniyesinde can gelirken nefesime ve sen bu durumda çok şanslısın ki benim gibi çılgın bir adama rastladığın için çok da yorarken seni, hiç bu kadar uzun saçmalık dinlememiştin ve sayemde bir ilk olarak tarihe geçmenin onurunu ve gururunu doyasıya yaşamış da olunca birlikte seni de dahil ederek aklıma çok parlak bir fikir gelmeden uçurum çiçeğim kurumadan ver bana ellerini de seni şöyle tatlı tatlı, bir güzel öperken nefesim kesilmese bari dedikten sonra kim kazandı kız iddiayı demeyeceğim, çünkü bu iddianın mağlubu yok, çok öptüm canım benim, kendine çok iyi bak.

Vecdi Murat SOYDAN