- 227 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İstismarcı güruhun oyununa gelmeyelim.
İstismarcı güruhun oyununa gelmeyelim.
Diyarbakır; Yine Türkiye ve hatta dünyada infial yaratan bir hadiseyle karşı karşıya kaldı. Konu Medyaya ilk düştüğü anda nedense büyük bir tepki verdim. Konunun dönüp dolaşıp dinimize sataşmaya dönüşeceğini düşündüm. Şu anda görüyorum ki, yanılmamışım. Hem dini açıdan, hemde Türk-Kürt açısından safsatalar üretmeye başladılar. Terör örgütünün ve onun içerideki kravatlı yandaşlarının bu konuyu o yana çevirmeye çalıştıklarını görüyorum. Narin kızımızın ölümü-öldürülmesi acaba terör örgütü büyük bir olaydan gözleri başka yana çevirmek için mi bu oyunu sergiliyorlar? Ben böyle düşünüyorum.
Çok acı olanda ne biliyor musunuz? “PKK terör örgütüdür” diyemeyen, teröristleri fonlayan, onlara iş gücü alanı açan ve yaptıkları provokasyonlara çanak tutan bir güruhun olmasıdır. PKK hem çocuk ve bebek katilidir hem de çocukları ve kadınları istismar eden, zorla dağa kaçıran ve küçücük yaştaki masumların eline silah verip kendi ülkesine karşı bileyen bir engerek yılanıdır. Nasıl ki PKK kanla besleniyorsa ve Sünnî Müslümanları katlediyorsa kanlarını içiyorlarsa, İsrail’in sözde ordusu içinde de yine PKK’lı teröristler var ve bebek kanı içmektedir.
Acımasızca katledilen Narin Güran yavrumuz üzerinden de yine algı oyunları göreviyle sahne aldılar. Bir evlâdımızın katledilmesi üzerinden siyasi nefretlerini sokağa yayma çabaları ayyuka çıktı. Sadece bu kadar da değil, onlarla kol kola gezenler ve her fırsatta evvelâ İslâm’a ve Devletimize iftira atanlar, bu elim olayı da aynı menfi maksatlarına alet etmeye çalışmaktadırlar.
Eğer dikkat ettiyseniz üzerinde çok çalışılmış. Kolluk kuvvetlerimizi hep yanlış yönlere götüren ifadelerle güzel kızımızın cenazesinin ne kadar geç bulunursa o kadar gündemi de uzatacaklarını dahi hesap etmişler. Aileyi sanki bu konu üzerinde kamp eğitimine almışlar, üzerinde aylarca çalışmışlar. Görülen o ki bu görüşüm afaki değil gibi görünüyor.
PKK’nın sürekli gündemde tutmaya çalıştığı anarşi için, ergonomik bir zemin olarak görülmüş olmalı ki hiç vakit kaybetmeden sokağa bir taşikardi tesiri bırakmak için kolları sıvadılar. Bazı kanalların konuyu sürekli İslam’a yönlendirmeleri, ısrarla o yana çekmeye çalışmaları da bunu gösteriyor. İlk etapta HÜDAPAR’A yüklemeye çalıştılar, bir arada Adıyaman’a yüklemeye çalıştılar. İfadelere bakılırsa devletimizi ve kolluk kuvvetlerimizi yetersiz ve yanlı göstermeye çalışmaları, olayı ısrarla Kur’an kursu detayına bağlayıp bütün Kur’an kurslarını hedefe koymaya çalışmaları da oldu. Konuyu dağıtmadan tekrar edecek olursak. Sanki bir senaryo yazılmış ve sahnede oynanıyor gibi bir hava var.
Eli kana bulanmış olan teröristler, masum kanı görmeden duramıyorlar. Biliyoruz ki, onların gıdası kandır, kan içerek besleniyorlar. İsrailli Teröristler İsrail’de 20 binden fazla çocuğun kanını içti yine de doymadı. Bilmeyenler için burada tekrar edelim; İsrail ordusunun içinde çok sayıda PKK’lı terörist savaşıyor. PKK’nın eline su dökebilecek başka bir örgüt varsa, o da yine ABD-İsrail ortak yapımı bir uzantı üründür; en fazla var olan programlardan sisteme sızan birer eklentidir. Gezi olaylarını istismar eden kim ise, Narin olayını da istismar eden o dur. Tıpkı gezideki gibi halkı sokağa dökme çabası var. Bence bu terör nümayişlerine devlet müsaade etmemeli.
DEM ’in ve onunla demlenenlerin PKK tarafından katledilen çocuklar için tek bir sızıya sahip olmamaları ve hatta kaçırılan, zorla eline silah tutuşturulan, örgüt tarafından istismar edilen çocukların ve kadınların hakkını savunmak üzere bir cılız cümlecik bile kurmamaları, Narin Güran cinayeti üzerinden sahte bir hassasiyete bürünüp, bunu da yine Devlet’i karalama ve toplum içinde kaotik bir süreci tetikleme gayesine evirdiler.
Aslında bütün bu örüntüler Orta Doğu’yu yangın yerine çevirmeye yeminli büyükbaşların ve onların bölgedeki terör oluşumlarının aslî hedefine hizmetten başka bir şey değildir. Bence Orta Doğu ülkelerini İslâm’dan ayrıştırmak aslî hedeftir. Ardından da toplum içinde kontrastlar peydah etmek ve her olay üzerinden düşman kitleler dizayn etmek, bu yolla ülkelerin istikrarını ve refahını alaşağı etmek de ardıl projeler arasındadır.
Bilhassa gözünü Gazze’den sonra Mescid-i Aksa’ya dikmiş terörist İsrail’in Anadolu’ya kadar işgal plânının arayüzü tam da bu iç dinamiklerin sarsılmasına, birliğin sekteye uğratılmasına ve milletlerin özgül ağırlık yitimine göre kodlanmıştır.
Yeri gelmişken yine altını çizmeli ki, terör örgütlerinin destekçileri kendine Meclis’te yer bulabilmek adına nasıl sürekli isim ve muhteva değişikliğine gidiyorsa, terör gruplarının da yazılımı aynı düstur üzere tasarlanmıştır. Yüzlerce annenin evladı, PKK’ ın elinde şu an, DEM’liler hangi birisi hakkında çıkıp bir şey söyledi, bırakın DEM’ i, CHP bile bir kelime edemedi.
Devletine bağlı, milletle aynı değer yargılarına sahip bu güzel insanların masum yavruları küçücük yaşta örgüt tarafından kaçırılıyor ve hem psikolojik baskılar hem tehditler hem de çeşitli zorbalıklar yoluyla Türkiye’ye düşman bireyler olarak yetiştirilmesi sağlanıyor. CHP, binlerce çocuğa bu haksız, hukuksuz, adaletsiz ve vahşi muameleye en ufak bir dik duruş bile geliştiremiyor. Dün Eskişehir de bir sürü motorlu ekip Narin kızımızla ilgili gece yürüyüşü düzenlemişler. İzlediyseniz olayı, bir haksızlığa karşı başkaldırış değil de devlete biz varız dercesine bir durumları vardı. Kendi evinin içini yönetemeyen aciz, kişiliksiz ilişkisiz, idaresiz yamuk kişiler, Narin bebemizin üzerinden ders vermeye kalkıyorlar. Unutmayalım: Eğer bu ülke bin yıllık müşterek inançlarını, müşterek değerlerini, müşterek tarihini yitirirse, bu topraklardaki birliğini, dirliğini ve kardeşliğini de yitirir. Buda bize derinden yaralar ve bizi çok üzer. İstismarcı güruhun oyununa gelmeyelim.