- 187 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beðeni
ÖZGÜR ÖÐRETMEN
ÖZGÜR ÖÐRETMEN-1
Okullarda yöneticilik yaptýðým yýllarda beni en çok rahatsýz eden konulardan biri sýnýf öðretmenleri ile ilgi þikayetlerdi.
Özellikle kentlerin gecekondu mahallelerinde daha fazla yaþanýrdý.
Hak ettiði kadýnca yaþamdan yoksun, evinde söz hakký bile olmayan eðitimsiz ev kadýnlarý daha çok þikayete gelirdi. Kiþilik bulduðunu sanýrdý herhalde, eðitimden anladýðýndan deðil.
-Müdür bey, bizim 4- B sýnýfýnýn öðretmeni var ya!
-Eee ne olmuþ 4-B sýnýfýnýn öðretmenine?
( Konuya giriþten anlardým öðretmeni þikayet edecek.)
(En çok da ödev konusunda gelirlerdi.)
-Çocuklara az (çok) ödev veriyor.
Sorardým veliye,
-Sen hangi eðitim fakültesini bitirdin?
-Ben ilk okul mezunuyum hocam!
-Ýyi de güzel kardeþim, o öðretmen senin okuduðun ilkokulun üstüne orta okul, lise, eðitim fakültesini bitirmiþ. Öðretmenlik formasyonu almýþ, her yýl denetimden geçiyor. O iþinin uzmaný. Sen hangi bilginle deneyiminle öðretmeni eleþtirme hakkýný kendinde buluyorsun? O önerini veli toplantýsýnda dile getir. O sana nedeninin anlatýr.
Þimdi artýk veliler öðretmeni müdüre þikayet etmiyorlar.
Devlet eðitim sistemini düzeltmek için;
Okullarý imam hatipleþtirip eðitim öðretim programlarýný (müfredat) dinselleþtirip eðitim konusunda da hassas vatandaþlar için ’’Öðretmen þikayet hattý’’ kurdu.
ALO 147
Bu dünya insanlýk tarihinde görülmemiþ bir buluþtu.
Bu buluþ sayesinde eðitim öðretim sorunlarý kökten çözülmüþ oldu!
Býrakýnýz veliyi, çocuk-öðrenci- asýlýyor telefona,
-Bizim örtmen var ya, çok ödev veriyoo!
-Tamam evladým, yarýn bakanlýk olarak müfettiþ göndeririz.
Gerçi artýk velilerin öðretmen dövme özgürlüðü var. Müdüre git, ALO 147 ye telefon et, müfettiþ iste uðraþmýyorlar. Kýsa yolu tercih ediyorlar. Öðretmeni dövüp gereken uyarýyý yapýyorlar.
Nasýlsa suçlu olsalar bile suçun cezasý yok.
Bu ülke öyle özgür bir ülke ki öðretmeni bile istediðinde dövebilirsin. (Hatta can sýkýntýn geçmediyse git bir de üstüne doktor döv.)
Dünyaný hiç bir uygar ülkesinde böyle bir eðitim modeli yok.
Geliþmemiþ ülkelerde bile öðretmenlik meslek onuru bizdeki kadar ayaklar altýna alýnmýþ deðil.
Öðretmen ancak bu kadar aþaðýlanabilir.
Öðretmen özgür deðil.
Öðretmeni özgür olmayan toplumlara hangi model uygularsanýz uygulayýn, hangi sistemi getirirseniz getirin baþarý elde edemezsiniz.
Tüm dünya ülkelerinde öðretmen sýnýfýnda vicdaný ile baþ baþadýr.
Biz de öðretmen korkularýyla baþ baþadýr.
Öðretmenin o kadar çok ’’amir’’i vardýr ki.
Okulun müdürü,
Müfettiþ,
Ýlçe Milli Eðitim Müdürü,
Kaymakam,
Ýl Milli Eðitim Müdürü,
Vali,
Bakanlýktaki tüm genel müdürler,
Tüm daire baþkanlarý,
Müsteþar, müsteþar yardýmcýlarý,
Bakan yardýmcýlarý,
Bakan,
Diðer bakanlar,
Dib ali,
Dibalinin eþi,
Saraydaki tüm ’’zevat’’
Cumhurbaþkanýnýn sayýn zevceleri, kerimeleri,
Cumhurbaþkanýnýn Bilal’i
Cumhurbaþkaný.
Ýl müftüleri,
Ýlçe Müftüleri,
Tarikat önderleri!
Okul kapýsý önünde sýrf heyecanlý! haber yapmak(sansasyon) için pireyi deve yapan konuþma özürlü televizyon muhabirleri.
Yandaþ -muhbir- sendikalar,
Önemli ’’amir’’ veliler!
Daha önemlisi çocuklar!
Çünkü artýk velilerin ellerinde sopa, çocuklarýn ellerinde alo 147 ye açýlmak üzere hazýr telefonlar var.
Bu ülke de Binali bile öðretmenin amiridir.
Önündeki yazýlý kaðýttan bile ÝSTÝKLAL MARÞINI yanlýþ okuyan Binali.
BÝNALÝ arkasýnda bir sürü adam! ’’zart’’ diye sýnýfýn kapýsýný açar, geçer tahtanýn baþýna ’’tarihi!’’ bir ’’veciz söz!’’ yazar.
Gerçi yazdýklarý bu güne deðin Fenike (Yunan) alfabesi mi, Kiril alfabesi mi, Latin alfabesi mi henüz çözülememiþtir ama olsun. Çocuklar, veliler ve bu necip millet görmüþtür ki Binali bile öðretmenin amiridir. Ýstediði an istediði okulda istediði sýnýfa ’’zart’’ diye girebilir.
Yeri geldi, mangalda kül býrakmayan Osmanlý torunlarý!
Meseldir,
Kýsaca anlatayým.
Fatih yaramaz bir çocuktur. Hocasý Ak Þemsettin ne yaptýysa baþ edemez. baba II Murat’a anlatýr. Ve birlikte bir plan yaparlar.
Bir gün ders sýrasýnda Padiþah II Murat destursuz sýnýfa dalar. Ak Þemsettin ’’Sen kim oluyorsun da ders yapýlýrken içeri dalýyorsun’’ deyip (anlaþtýklarý üzere) ’’Þak!’’ padiþaha tokadý patlatýr. II Murat özür diler sýnýftan çýkar, elbette küçük Mehmet’in nutku tutulur. Ve o yaramaz çocuk padiþah baba ve öðretmeninin ortak bulduðu çözüm ile eðitimini aksatmaz FATÝH olur. Öðretmene verilen deðer budur. O Mehmet ki Fatih olduðunda bile atýný Ak Þemsettin’in atýnýn önünde sürmeyecek kadar öðretmene deðer verir.
Ders yapýlan sýnýfa ATATÜRK izinsiz girmezmiþ, Ýzin alýp girince öðretmen kürsüsünde oturmazmýþ. Sýnýfýn en arka köþesinde ayakta dersi dinlermiþ. Derse dahil olmak istediðinde öðretmenden izin alýrmýþ!
Geçti o günler!
Çað atladýk çað.
Evet çað atladýk da,
Fatih’in kapattýðý çaðýn bile gerisine atladýk.
YORUMLAR
Bir saygý var bir de korku.Korkunun olduðu yerde saygý barýnmaz.Ama, saygýnýn olduðu yerde sevilenin kýrýlacaðýndan korkulur.Öðrenci insandýr.Öðretmen de insandýr.Doktor da insandýr.Seçilmisleri de insanlardan sectiðimiz zaman insanca, muamele göreceðimiz muhakkak.Ýnsanlýktan uzak olanlar için de türlü çözüm yollarý olmalý.Dayak þart deðil.Dayanaksýz bir þey yapýlmamalý.
Ne bütün öðrenciler Fatih ne de bütün hocalar Ak Þemsettin..
Atatürk yüzyýlýn Baþ Öðretmeni.Onun gibi kimse olamaz zaten .Örnek alsa yeter
Duyarlý yüreði selamlýyor duyarsýzlarý da duyarlý olmaya davet ediyoruz.Saðlýcakla.Saygýyla.
neneh. tarafýndan 14.9.2024 15:47:12 zamanýnda düzenlenmiþtir.