- 82 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Canım yanıyor kanım akıyor
Dallarım devriliyor
Güllerim devriliyor
Gençliğim savruluyor
Bir ayaz vurdu beni
Bildiğin gibi değil
Ali Kınık
İnsan şu hayattan bir tat bir lezzet almaya gelir bazen yanında derleşip sohbet edeceği bir dost bazende candan öte bir kardeş isterki derlerini döksün paylaşsın sevince kedere beraber ortak olsun ancak insanın kimi gün gelir aldıkları ile verdikleri birbirini tutmaz kimi gün anne ve babadan kimi gün eş dost kimi günde bacı ve kardeşten umduğunu bulamayan insan ne yazıkki bir hayal kırıklığı yaşar içimizdeki ümidin solması ne yazıkki insandaki bitişin ve tükenişin başlangıcıdır insanda tükeniş başlamışsa ondan geriye ne isim ne cisim insanın içi yanarken ondan geriye kalan sadece kuru bir bedendir yolunu kaybeden insan bir ağaç iken içindeki son ümit kırıntısının bitmesi ile kuru bir çalı çırpıya döner o kadar bitap düşmüştür bir rüzgar değse yaprağına o insandan geriye bir toz kalır
İnsanları yoran onu yolundan en çok eden belkide sevdiklerine yüklediği anlamsız ve manasız değer hayatta kaybettiklerimiz yaşadığımız acılar içimdeki gülümseme hissini zamanla yok eder düz yolda yürümek isteyen ne yazıkki sendeler içi yanan kavrulan insana en ağır gelende
yaşamaya devam etme mecburiyetidir insanı hayat yorar ama en çokta sevdikleri yorar eş dost ana baba bacı sadık dosttan umduğunu bulamayan insan elbet sendeler ve tökezler İnsanın belkide en iyi yol arkadaşı gene kendisidir çünkü her insan yalnızdır ve kişinin en büyük dostu gene kendisidir insanın yarasını ondan iyi kim bilebilirki iyileşmek istemeyen hastaya doktor ne yapabilirki her darbeden sonra güçlü bir kuvvetli bir nefesle tekrardan ayağa kalkma isteğimiz olmasa idi dertler şaha kalkınca o dert ile nasıl başa çıkıp hayata tekrardan başlayabilirdik yaramızı nasıl sarardık
Evet her insan içinde dört mevsimi yaşar kimi zaman solar tükenir yeise düşer sonbahar ve güz gibi yaprak döker değişen tükenen insandan geriye bir ah ve serzeniş kalır insanın içinde ne kopan fırtınalar ezalar cefalar vardır kimden kaldı suç kimindi bunu sormak yerine belkide en iyisi soldurana veda etmektir
Gün geldiğinde herkes birbirine veda edecektir ve yeri gelince herkes bir hoşçakal demesini bilmelidir Vedalar bir alev gibi insanı sarınca ateşi söndürmek isterken ne kadar yorulsakta gün gelir herkes birbirinden ayrılmak zorunda kalır
Ayrılıklar ise bazen bir mezarlıkta başlar bazende gönüllerde başlar
Dünyanın en karanlık yeri insanın içinin kararmasıdır hayatta insanın içini karartan en büyük etken sevdiklerinin değer verdiği insanların onu yalnızlaştırmasıdır bugün ne yazıkki evlatlar öf bile dememesi gereken anne ve babalarını sokağa atar hale geldi anne çocuğunu kapıyorsa bacı ve abiler kardeşler arasındaki uzaklık onları birbirine düşman ediyorsa böyle bir insanda umuttan yana ne kalır insan tutunacak dal ararda bulamazsa insanın içi mağara halini alıp un ufak olmazmı tüm iyi duygular yosun tutmazmı oysaki şu dünyada insana tutunacak dal olarak saçının bir kez okşanması ve iki tatlı söz dosttan gelecek bir çift selam yeterdi insanın ne hayalleri vardı oysaki vefasızlar dalımızı kırdılar kökü yerinden söktüler
İnsanda öyle bir his ve kalp gözü olmalı ki değer vereceği inanıp güveneceği yol arkadaşını iyi seçebilmeli değer verdiklerinizle değil size değer verenlerle paylaştıklarınızla size paylaşan insanlarla yola çıkınki genç yaşta saçınız beyazlamasın saçınıza ak düşürenler ve sizi erkenden yaşlandıran insanlar var ise o insana ömür vermek insanı çürütür
İnsan gün gelince her hikâyeyi bitirmesini bilmeli en zor veda ise en sevilene yapılır iç kanatır iç yıpratır söz yarası bazen kurşun yarasından daha beter olur bazı sözler vardırki top mermisinden ağır olur
daha beter olur sevdikleriniz can yakıyorsa insanın bir damla gözyaşı kahır ve üzüntü nice kale gibi insanlar vardır ki hayattan sevdiklerinden bekleyipte umut ettiklerinden öyle darbeler yemiştir ki o yıkılmaz denilen kale tuzla buz olmuştur
Öyle insanlar vardırki sizi elden ayaktan eder daldan budaktan eder ve o yıkılmaz
kaleler çöker insanın içinde oysaki yılgınlık bezginlik değil umutlar birikmeli güzellikler dalga dalga dalgalanıp bayrak bayrak açmalı insan isyan ve sitem şarkıları değil güne gülümseme ile başlamalıki ömrümüz kanamasın sahi hiçbir insan için gözyaşına değer mi
Oysa gençtik asiydik hayata ve haksızlığa öfkeliydik nerede bir düşkün zorda kalan varsa utanırdık belkide koruyup kollanan
Ayağa kalkınca ilk darbeyi bize vurdu
kolladıklarımız ayağa kalkınca ilk darbeyi bize vurdu insanın umudunu solduran onu bu kadar Yıldıran belkide anlam ve mana arayışında çok fazla değer verip her şeyde bir anlam verme isteği insana güvenme ilk durakta iner kalbe yüklenme çöker
Şimdi ise ilk durakta inenler sizi üzüp yıpratanlar kapınıza gelmiş gözlerinde bir çift yaş elde bir beyaz mendil barışma ve af ümidi sizi üzenle yıpratıp yoranlar ile yeniden yola çıkılabilirmi iki damla yaş insana yaşananları unutabilir mi yoran insan tekrar hayatımıza girebilirimi 20 yıl önce bıraktığınız insanı tekrar aynı durakta bulabilirmisiniz peki evet yıllar sonra tekrar insanları hayatımıza alsak bile ne o ne sen artık eskisi gibi olabilirsin çünkü büküldük eğildik kırıldık yıprandık bir daha aynı yorgunluğu yaşamaya güç kaldı ne de o insana inancımız dilimizde dosta verilecek selam yerine sadece bir ah kaldı birde kuru bir sitem şimdi inanılır mı hiç bırakıp gidenin tatlı sözüne göz yaşına insanda şüphe varsa o yola bir daha girermi ne yazık ki yaşanılanlardan bir ıslak göz kaldı bahçe tarumar siz ise viran oldunuz inanılır mı bir kez daha yıllar yollar mesafeler sizin verdiklerinizi haketmeyenler utansın
Şimdi oturup başkasını değil kendimi yargılama ve kendime kızmanın tam zamanıdır çünkü İnandık güvendik yola çıktık ne dosttan ne eş ahbaptan payımıza vefa düştük sevdikçe saydıkça vurulan bırakılan biz olduk bunun suçlusu insana yüklediğimiz anlam ve mana oldu şimdi kalp kırılınca can yandıktan sonra hangi su söndürebilir can yangınını kalp ateşini mutluluk ve tebessüme güç mü kaldı ben yanarken görmeyen gözün bana ne faydası olur faydası yararı olmayan ne anlam ve mana taşır canım kanarken merhem ve ilaç olmayan bir kez olsun dertleşmek nedir bilmeyeni hayatıma sokuyorsam kendim ettim kendim buldum işte yanan insanların hali size ders olsun ibret olsun yaranızı kanatanı hayatınızı sokmak yerine ona selam bile vermeyin mutluluk kitaplarda defterlerde kaldı zorumuza giden var Bizi üzenler var
Allahım hayata haketmeyeni almama sen müsade etme ki bizi bizden etmesinler eksiltmesinler ellere dillere düşüpte adımız maskaraya çıkmasın insanlar üstümüze gülmesin adımız temiz kalsın senden ümit isterim sen vefasız kullarını karşımıza çıkarma ki şu sokaklarda bir pula satılmayalım hayat yorar kullar yorar
Sen bize yaşama sevinci ver ki ölümü arzulayacak hallere düşmüyelim sen yüzümüzü güldürecek ümit verecek kullarını hayatımızdan eksik etme içimizin yangınını söndüren o yangının içine kendini atan dertdaş haldaş dostlarla bizi nimetlendir elbette bizi kıran dallarımızı deviren güllerimizi savuran gençlikten edip yaşlandıran kulların içimizi kurutur bizi ayazda dondurur kulun kula ettikleri senin musibetlerin zorluk ve belâlarındır sen her zorluktan sonra bin kolaylık verirsin öyle duygular ihsan etki içimde 4 mevsim i yaşayayım şiir gibi roman gibi bir yaşam ile nimetlendir beni bize kalpleri tamir etme fırsatı ver ki eş dost aile kardeşte bizim gönlümüzü tamir etsin insanları sayarken bizde saygı ve hürmet görelim en iyisini sen bilirsin Rabbim
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.