5
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
610
Okunma
Sayıları yirmi birdi. Aralarında tatlı tatlı sohbet ederlerken onlar girdi içeri. Sayıları sekizdi. İçlerinden birisi:
“Çağıralım mı onları da.”
“Çağırsan da gelmezler. Baksana şunlardaki havaya? İstersen bir dene. Çağır bakalım.”
“Buyurun gelin. Beraber sohbet edelim.” En baştaki:
“Biz ayrı oturacağız. Siz işinize bakın.”
“Ben gelmezler demedim mi? Boş verin. Onlar da öyle işte. Özel olduklarını biliyor, bize yukarıdan bakıyorlar.”
İçlerinden birisi dayanamadı:
“Arkadaşlar niye böyle yapıyorsunuz? Biz bir bütün değil miyiz? Bir görev verildiğinde birbirimizle yardımlaşarak verilen görevi yerine getirmiyor muyuz? Biz size muhtacız, siz de bize.”
En baştaki:
“Biz size değil, siz bize muhtaçsınız. Biz olmasak siz hiçsiniz. “
Tartışma büyüdü:
“ Asıl biz olmazsak siz sekiziniz de hiçsiniz. Hadi bakalım hepiniz bir araya gelin bir anlam olabiliyor musunuz?”
En baştaki:
“Sizin yirmi birinize ben tek başıma yeterim be.”
Yirmi bir kahkaha yükseldi. Bulutlara el verdi.
“Yet de görelim.”
Dinleyin o zaman:
Oturmuş dizi seyrediyorlar. En heyecanlı yerinde elektrikler kesiliyor. Şaşırıyorlar:
“Aaaaa…”
Demiyorlar mı?
Kapının zili çalıyor. Hiç beklemedikleri biri. Seviniyorlar:
“Aaaaa…”
Demiyorlar mı?
Evlerine faturalar geliyor. Fiyatlar ikiye katlanmış. Üzülüyorlar:
“Aaaaa…”
Demiyorlar mı?
Edebiyat Defterinde yazılar, şiirler yazıyorlar. Güzel yorumlar alıyor, hatta güne seçiliyorlar. Heyecanlanıyorlar:
“Aaaaa…”
Demiyorlar mı?
-A- daha birçok örnek verirken -!- girdi içeri. Fark etmediler. Bir köşeye sessizce oturdu. A’ yı dinledikten sonra O na dönerek:
“ Bu tartışmanın hiçbir anlamı yok. Kelimeleri oluştururken hepinize de ihtiyaç var. Ancak şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Senin yaptıklarını ben bir çizgi(l), bir nokta(.) ile yapıyorum. Hadi görevlerinizin başına daha yazılacak birçok yazılar, şiirler var.”
Bir alkış koptu. Gök gürültüsü sesinden utandı.
Kol kola neşeyle ayrıldılar oradan.