- 96 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇAY BAHÇESİNDEN NOTLAR-27
Günlerden Çarşamba, yine çay Bahçesinde her zaman oturduğum masamda demli çayımı içerken, yazımı yazmaya başladım. Önce biraz havadan bahsedeyim. Sabah sabah bir yağmura yakalandım, öyle böyle değil. Son birkaç yıldır böyle yağan bir yağmur görmedim. Aman Allah’ım, nasıl yağmur? Sırılsıklam oldum. Ama şikayetçi miyim? Hayır her şeyde bir hayır vardır. Birkaç işim vardı, önce Arzu Hanımı ziyaret ettim. Beş altı aydır görmüyordum kendisini. Hasret giderdik. Sıra berbere geldi. Kendimi adamıma teslim ettim. Saç sakal uçtu gitti. Sırada gazetelerim var. Onları da bir güzel tadını çıkara çıkara okudum. Şimdi arkadaşım Yakup’u bekliyorum. Ondandan sonrası Allah kerim. Karamel yavrum, seni unuttuğumu sanma. İnşallah önümüzdeki pazar seni de ziyaret edeceğim. İnan bana her gün adını anıyorum. Bir de Melek’le Sarmanım var. Onlara bakarken hep seni görüyorum. Ha bir de Elsa’mız var (aileye yeni katılan köpeğimiz). Böylece bahçe çetesi tamamlanmış oldu. Beni soracak olursan? Eh işte kimseye muhtaç olmadan yaşayıp gidiyorum.
Bu arada Songül Hanım ve arkadaşı ile de sohbet etme şansını da yakalamış oldum. Bu günlük bu kadar deyip noktayı koyacağım.
Karamel’im, bir dahaki gelişimde mutlaka yanına uğrayacağım. Hoş kal hoşça kal güzel kızım.
28*09*2024*Çarşamba.
Tuğrul Ahmet Pekel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.