UNUTULUR
UNUTULUR
Güneş batar, ay doğar geceye inat.
Karanlığın ardından yeni bir gün kurulur,
Sen ne kadar seversen sev ölüme inat.
Sevenler, kral dahi olsa unutulur.
Çok yoruldum gerçekten, biraz ben yordum kendimi biraz da dost bildiklerim yordular.
Karmaşık duygular içindeyim, artık yaşamaktan da yoruldum. Doğumla başlayıp, kara toprağa girene kadar geçen zamana ömür deniyor ya, ben bu ömrü sürmekten de yoruldum. İnsan ölümden korkar ya, ölüm beni korkutmuyor artık.
Yaşamak ölümden beter der bazıları, işte tam da o noktadayım. Yaşamak korkutuyor beni, umut kalmadı, heyecan kalmadı, dost yaren kalmadı, bir bir savrulup gittiler rüzgar misali. Tekrar geri gelir mi? Onada umudum kalmadı.
Bazen hayal kırıklıkların hançer gibi saplanır yüreğine.
Susarsın...
Bazen her şey için artık çok geçtir.
Susarsın...
Bazen hiç kimseye, hiçbir yere ait olmadığını anlarsın,
Susarsın...
Bazen de gerçekten konuşmaya gücün kalmaz, kelimelerin tükenir.
Susarsın.
İşte o zaman susmanın da, içine atmanın da konuşmak kadar ihtiyaç olduğunu anlarsın.
Geldik gideceğiz, gidiyoruz işte. Tıpkı Cahit Sıtkı’nın; haydi Abbas vakit tamam, akşam diyordun, işte oldu akşam.
Haydi Abbas kur çilingir soframızı.
Getir Beşiktaş’tan ilk sevgiliyi,
Yaşamak istiyorum, yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
Yaşanır mı tekrar?
Yaşamak için ömrümü verirdim. Aynı geçmiş ve yaşanmışlıklar. Aynı mekanlar, aynı kişiler ve en önemlisi aynı sevgili.
Bence bir ömre bedel.
Babür Ali Yaşar
Eğitimci/Araştırmacı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.