Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
Hayrettin TÜRKOĞLU
Hayrettin TÜRKOĞLU
@hayrettinturkoglu

Sosyal Medyanın Gerçek Yüzü

25 Ağustos 2024 Pazar
Yorum

Sosyal Medyanın Gerçek Yüzü

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

154

Okunma

Sosyal Medyanın Gerçek Yüzü

Günümüz dünyasında sosyal medya, sadece iletişim aracı olmaktan çıkıp, adeta insanların kendi hayatlarını sergiledikleri bir sahneye dönüşmüş durumda. Instagram, Facebook, TikTok gibi platformlar, bireylerin en özel anlarını paylaştığı, adeta bir vitrin haline geldi. Yemekler, kahveler, tatiller, günlük aktiviteler—her şey paylaşılabilir ve paylaşılıyor. Ancak, bu paylaşımlar çoğu zaman gerçeği yansıtmak yerine, sanal bir mutluluk tablosu çiziyor. Peki, bu durumun insanlar üzerinde yarattığı ruhsal etkiler ne? Ve gerçekte, bu gösterişli hayatların ardında ne yatıyor?

Sosyal medyanın getirdiği bu gösterişli dünya, bireyler arasında ciddi bir kıyaslama kültürünü de beraberinde getirdi. Bir kişi, sürekli olarak başkalarının "mükemmel" yaşamlarını izlediğinde, kendi hayatını yetersiz görmeye başlıyor. Her gün çeşitli filtreler ve efektlerle süslenmiş, en iyi anların özenle seçilip paylaşıldığı bu görüntüler, birçok insanda tatminsizlik ve hatta depresyon yaratıyor. İnsanlar, başkalarının hayatlarını kıskanırken, kendi yaşamlarından memnuniyetsizlik duymaya başlıyorlar. Bu durum, bireyin ruh sağlığı üzerinde derin izler bırakıyor.

Sosyal medya platformlarında paylaşılan bu "mükemmel" anların arkasında ise genellikle daha karanlık bir gerçeklik yatıyor. Gülümseyen yüzlerin ardında saklanan yalnızlık, lüks mekanların arkasındaki tatminsizlik, sürekli poz veren kişilerin gizlemeye çalıştıkları boşluklar… Bu sahte görüntüler, hem paylaşan hem de izleyen kişilerde bir yanılsama yaratıyor. Gerçek hayatta yaşanmayan mutluluklar, sanal dünyada süslü bir masal gibi sunuluyor.

Bu tür paylaşımlar, aynı zamanda sosyal medya bağımlılığını da körüklüyor. Beğeni ve yorum sayıları, insanların kendilerini değerli hissetmelerinin bir ölçüsü haline geliyor. Bu bağımlılık, insanların gerçek dünyadan kopmalarına ve sanal bir evrende kaybolmalarına yol açıyor. Sosyal medyada geçirilen zamanın artması, bireylerin gerçek hayattaki ilişkilerini ve aktivitelerini ihmal etmelerine neden oluyor. Bu da sosyal izolasyonu, yalnızlığı ve nihayetinde derin bir tatminsizliği beraberinde getiriyor.

Özellikle genç nesiller, bu sanal dünyada büyüyerek, gerçek mutluluğun ne olduğunu bilemeden yetişiyorlar. Kendilerini sürekli başkalarıyla kıyaslayan, yeterince iyi olmadıklarına inanan bireyler, sosyal medya aracılığıyla kendilerine dayatılan mükemmellik standartlarına ulaşmak için çabalarken, aslında kendi gerçekliklerinden uzaklaşıyorlar. Bu da ruhsal sağlığın bozulmasına, özsaygının zedelenmesine ve bireylerin gerçek hayatta tatminsizlik yaşamasına neden oluyor.

Sonuç olarak, sosyal medya, hayatlarımızda büyük bir yer kaplarken, bizlere sunulan görüntülerin çoğu zaman gerçekliği yansıtmadığını unutmamalıyız. Bu platformlar, insanların en güzel anlarını paylaşmaları için tasarlanmış olabilir, ancak bu paylaşımlar, gerçek hayatın sadece küçük bir kesitini temsil eder. Sosyal medyada gördüğümüz hayatlar, genellikle abartılmış ve süslenmiş, gerçeği yansıtmayan birer gösteriden ibarettir.

Bu nedenle, sosyal medya kullanımımızı gözden geçirmeli ve bu platformları nasıl kullandığımızı sorgulamalıyız. Gerçek mutluluğu, dijital ekranlardan değil, sevdiklerimizle geçirdiğimiz anlarda, doğayla iç içe olduğumuzda ve basit ama anlamlı anlarda bulmalıyız. Sosyal medya, sadece bir araçtır; önemli olan, onun bizi nasıl etkilediğini ve gerçek yaşamdan ne kadar uzaklaştırdığını fark edebilmektir. Hayatın gerçek güzellikleri, gösterişten uzak, sade ve samimi anlarda saklıdır. Bu gerçeği unutmadan, sosyal medyayı bilinçli bir şekilde kullanmak, hem ruh sağlığımızı korumak hem de yaşam kalitemizi arttırmak için önemlidir.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sosyal medyanın gerçek yüzü Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sosyal medyanın gerçek yüzü yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sosyal Medyanın Gerçek Yüzü yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.