- 107 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şiirde Sanatlar
1-Cemal aslan gibi cesur:
2-Aslan Cemal:
3-Cesur insana Aslan
Cemal tilki gibi kurnaz
Kurnaz kişiye : Tilki isteare yapılmıştır
İstiarenin Yanlız üç türü vardır
1-Kurban olam kurban olam
beşikte yatan kuzuya
Bebek kuzuya benzetilmiştir
a)Beşikte yatan kuzuya bebekte
kuzuya benzetilmiştir.
Bir derya kuzusu tuttum
Ağaçlar son baharda elbiselerini soyundu
Kendisine benzeyen yapraklar söylenilmemiştir
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Burada ak saçlar kara benzetilmiştir
Benzetilen saç söylenilmemiş
Yalızca kendisine benzetilen kar söylenilmiştir.
1-Tekerlekliler yola bir şeyler atıyor.
Bu cümlede tekerlekler insana benzetilmiş
Kendisine benzetilen söylenmemiştir
2-Ufukta günün boynu büküldü
Güneş insana benzetilmiş
3-Beni bir dağ da buldular
Kolum kanadım kırdılar
Dolaba layık gördüler
Derdim vardır inilerim
Dolap söylenmiş kendisine benzetilen insan söylenmemiştir.
4-Ali kükreyerek düşman üstüne yürüdü
Ali aslana benzetilmiş ve aslan söylenilmemiş
Artık demir alma günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol
Ölüm benzeyen gemiye benzetilmiş
Bir dizi benzerlik yönleri sıralanmış
Yanlız sessiz gemi anlatılarak şiir tamamlanmıştır
DEYİM AKTARMA:
1-Ayağını giy (Ayakkabını giymeniz istenir)
İç ve dış ilgisi kuruluyor
2-Ünlü raketler Avrupa’dan döndüler
(Ünlü tenisçiler Avrupa’dan döndüler demek isteniyor.)
3-Dalgalan sen de şafaklar ey nazlı hilal
Hilal bayrağa benzetilmiş parça bütün ilişkisi kurulmuş
BİR SÖZCÜĞÜN YADA SÖZÜN HEM GERÇEK HEM DE MECAZ ANLAMINI DÜŞÜNDÜREREK SÖYLEME:
-Asıl geçerli olan mecaz anlamıdır.
Ey benim sarı tamburam
-Sen ne için inilersin
-İçim oyuk derdim büyük
Ben onüçün inilerim
BİLMEZLİKTEN GELME SANATI:
1-Nereden çıktı bu cenaze ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar
Şairin bozulmuş bahçeler görmesi tabidir
Mecazi anlamı ise
Şairin bir çok kimse öldükten sonra yuvaların dağılmış olmasını görmesidir.
2-Şu karşıma göğüs geren taş bağırlı dağlar mısın?
Alinin yalanı ortaya çıkınca yüzü kızardı
(Gerçekten yüzü kızarmış hem de utanmış)
KONUŞTURMA SANATI:
Burada hem gerçek hem de mecazi anlam kullanılmıştır.
TAŞ BAĞIRLI SÖZÜ: Hem dağların bağrı taştan olduğundan gerçek anlamlıdır
Hem de ACIMASIZ anlamı içerdiğinden MECAZ anlamlıdır.
Sazım bana küstü senin yüzünden bulutlar göz yaşı döktüler
BÜLBÜL: Senin nazını çekmem diyordu güle.
Bülbül naz çekme özelliği ile kişileştirilmiş hem de insanlar gibi konuşturulmuştur.
GÜĞÜM bir gün testiye yola çıkalım dedi.
(Burada kişileştirme ve konuşma sanatı vardır.)
Yüce dağlar bir birine göz eder. Rüzğar ile mektuplaşır naz eder.
Kişileştirme var
Salındı bahçaya girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menekşe boyun eğdi
Gül kızardı hicabından
(Burada kişiselleştirme var.)
Konuşturma kişileştirme
Ağaçlar artık sırtlarından Kürklerini attılar
Henüz sabahları serince olduğundan omuzlarına sislerden bir atkı atıyorlar.
(Dağlar sırtında kürk olan bir insana benzetilmiş. Dağlar insan gibi düşünülmüştür.)
Artık dağlar sırtlarından kürklerini attılar derken dağlar sırtında kürk olan bin insana benzetilerek kişilik kazandırılmış yani
İnsan gibi düşünülmüştür.
6-İĞNELEME SÖZ DOKUNDURMA:
-Söyleyen sözün ya da kavramın gerçek ya da mecaz anlamı dışında tamamen tersini anlatma sanatıdır.
Bir başka deyişle
Birini küçük düşürmek
Onunla alay etmek yada iğnelemek için sözün ters söylenerek amacımızı belirtmedir. ÖRNEK:
Randevusuna gelen kişiye
Aman ne kadar erken geldiniz? Diyerek onu iğnelemiş oluruz
Bir kişinin tembelliğini anlatmak için de
Bu ne çalışkanlık! Saat onda kalkıyorsun dersek iğneleme yapmış oluruz.
Ben her gittiğim köye kız tavlıyordum.
Onun için 3 yıl hapiste yattın maşallah
Uygunluk sanatı
Bir sözcüğün ya da bir biriyle anlam ilişkisi bulunan sözcüklerin gerçek anlamlarıyla yapılan sanatlardir
-DİVAN EDEBİYATINDA Sıkça
-HALK EDEBİYATINDA DA: Seyrek baş vurulan bir söz sanatıdır.
Yine bahar geldi BÜLBÜL sesinden
Sada verip SESLENDİN Mİ yaylalar
Çevre yanın LALE SÜMBÜL bürümüş
Gelin olup SÜSLENDİN Mİ yaylalar
"Bülbül, sada, seslenme
Bahar, bülbül, lale, sümbül, gelin olma, süslenme,
Sözcükleri anlamca birbiriyle ilişkili olduğundan
(Uyum uygunluk sanatı yapılmıştır)
Deli eder insanı bu DÜNYA
Bu GECE bu YILDIZLAR bu koku
(Gece, yıldızlar, dünya ve ay anlamca bir birine yakın)
Bu tepeden tırnağa ÇİÇEK açmış ağaçlar
Büyük harflerle yazılan kelimeler anlamca bir birine yakın kullanılmıştır
2-ÇİFT GERÇEK ANLAMLl Sesteş SÖZCÜKLERİN birden çok anlamıyla kullanılmasına denir.
Gül yağını ELLER sürünür çatlasa bülbül
Eller: Organ adı
Eller: akraba olmayan uzaktan insanlar
anlamında kullanıldığı için çift gerçek anlamlı sanatı yapılmıştır.
ÇİFT GERÇEK ANLAMINDA
Kimi zaman sözcüğün yakın anlamı söylenip uzak anlamı da anlatılabilir.
Hava da yaprağa döndürdü RÜZĞAR beni(yel ve zaman)
Anlamında kullanılarak (ZAMAN) kavramı kastedilmiştir.
Bu kadar şetafet çünkü sen de var
Beyaz gerdanında bir de BEN gerek
Bu beyitteki "BEN" sözcüğü
hem "Deri üzerinde ki siyah noktacık iz" hem de söyleyen kişinin yerini tutan
"BEN ZAMİRİ" anlamına gelebilecek biçimde kullanıldığı için yapılmıştır
KİNAYEDEN AYRILAN YÖNÜ İSE: Anlamın mecazi olarak kullanılmasıdır. Yakın ve uzak anlamda gerçek anlamlıdır
Saçında toka olam gerdanında ben.C.Ç
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
1-Cemal aslan gibi cesur:
Tam benzetme
2-Teşbihi Beliğ güzel benzetme: Aslan cemal
3-Benzetilen veya sadece benzeyen verilirse istiare denir
Cesur insana Aslan
Kurnaz kişiye : Tilki istiare yapılmıştır
İstiarenin Yalnız üç türü vardır:
1-Kurban olam kurban olam
Bebek kuzuya benzetilmiştir
a)Beşikte yatan kuzuya bebekte kuzuya benzetilmiştir.
Bir derya kuzusu tuttum
Yanlız kendisine benzetilen kullanarak yapılan benzetmedir Ancak
söylenilmemiştir
Burada kuzu söylenerek açık istiare yapılmıştır
Ağaçlar son baharda elbiselerini soyundu
Kendisine benzeyen yapraklar söylenilmemiştir
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Burada ak saçlar kara benzetilmiştir
Benzetilen saç söylenilmemiş
Yalızca kendisine benzetilen kar söylenilmiştir.
1-Tekerlekliler yola bir şeyler atıyor.
Bu cümlede tekerlekler insana benzetilmiş
Kendisine benzetilen söylenmemiştir
Bu nedenle kapalı istiaredir
2-Ufukta günün boynu büküldü
Güneş insana benzetilmiş
Yani kendisine benzetilen söylenmemiştir
3-Beni bir dağ da buldular
Kolum kanadım kırdılar
Dolaba layık gördüler
Derdim vardır inilerim
Dolap söylenmiş kendisine benzetilen insan söylenmemiştir.
4-Ali kükreyerek düşman üstüne yürüdü
Ali aslana benzetilmiş ve aslan söylenilmemiş
Artık demir alma günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol
Ölüm benzeyen gemiye benzetilmiş
Bir dizi benzerlik yönleri sıralanmış
Yanlız sessiz gemi anlatılak şiir tamamlanmıştır
DEYİM AKTARMA:
1-Ayağını giy (Ayakkabını giymeniz istenir)
İç ve dış ilgisi kuruluyor
2-Ünlü raketler Avrupa’dan döndüler
(Ünlü tenisçiler Avrupa’dan döndüler demek isteniyor.)
3-Dalgalan sen de şafaklar ey nazlı hilal
Hilal bayrağa benzetilmiş parça bütün ilişkisi kurulmuş
BİR SÖZCÜĞÜN YADA SÖZÜN HEM GERÇEK HEM DE MECAZ ANLAMINI DÜŞÜNDÜREREK SÖYLEME:
-Asıl geçerli olan mecaz anlamıdır.
Ey benim sarı tamburam
-Sen ne için inilersin
-İçim oyuk derdim büyük
Ben onüçün inilerim
BİLMEZLİKTEN GELME SANATI:
1-Nereden çıktı bu cenaze ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar
Şairin bozulmuş bahçeler görmesi tabidir
Mecazi anlamı ise
Şairin bir çok kimse öldükten sonra yuvaların dağılmış olmasını görmesidir.
2-Şu karşıma göğüs geren taş bağırlı dağlar mısın?
Burada hem gerçek hem de mecazi anlam kullanılmıştır.
Alinin yalanı ortaya çıkınca yüzü kızardı
(Gerçekten yüzü kızarmış hem de utanmış)
TAŞ BAĞIRLI SÖZÜ: Hem dağların bağrı taştan olduğundan gerçek anlamlıdır
Hem de ACIMASIZ anlamı içerdiğinden MECAZ anlamlıdır.
KONUŞTURMA SANATI:
Sazım bana küstü senin yüzünden bulutlar göz yaşı döktüler
BÜLBÜL: Senin nazını çekmem diyordu güle.
Bülbül naz çekme özelliği ile kişileştirilmiş hem de insanlar gibi konuşturulmuştur.
GÜĞÜM bir gün testiye yola çıkalım dedi.
(Burada kişileştirme ve konuşma sanatı vardır.)
Yüce dağlar bir birine göz eder. Rüzğar ile mektuplaşır naz eder.
Kişileştirme Teşhis yapılmıştır.
İçmiş gibi geceyi bir yudumda. Göğün mağruş bakışlı bulutları
Salındı bahçaya girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menekşe boyun eğdi
Gül kızardı hicabından
(Burada kişiselleştirme var.)
Konuşturma kişileştirme
Ağaçlar artık sırtlarından Kürklerini attılar
Fakat
Henüz sabahları serince olduğundan omuzlarına sislerden bir atkı atıyorlar.
(Dağlar sırtında kürk olan bir insana benzetilmiş. Dağlar insan gibi düşünülmüştür.)
Artık dağlar sırtlarından kürklerini attılar derken dağlar sırtında kürk olan bin insana benzetilerek kişilik kazandırılmış yani
İnsan gibi düşünülmüştür.
6-İĞNELEME SÖZ DOKUNDURMA:
-Söyleyen sözün ya da kavramın gerçek ya da mecaz anlamı dışında tamamen tersini anlatma sanatıdır.
Bir başka deyişle
Birini küçük düşürmek
Onunla alay etmek yada iğnelemek için sözün ters söylenerek amacımızı belirtmedir. ÖRNEK:
Randevusuna gelen kişiye
Aman ne kadar erken geldiniz? Diyerek onu iğnelemiş oluruz
Bir kişinin tembelliğini anlatmak için de
Bu ne çalışkanlık! Saat onda kalkıyorsun dersek iğneleme yapmış oluruz.
Ben her gittiğim köye kız tavlıyordum.
Onun için 3 yıl hapiste yattın maşallah
ANLAMLA İLGİLİ SANATLAR:
Bir sözcüğün ya da bir biriyle anlam ilişkisi bulunan sözcüklerin gerçek anlamlarıyla yapılan sanatlardir
-DİVAN EDEBİYATINDA Sıkça
-HALK EDEBİYATINDA DA: Seyrek baş vurulan bir söz sanatıdır.
Yine bahar geldi BÜLBÜL sesinden
SADA verip SESLENDİN Mİ yaylalar
Çevre yanın LALE SÜMBÜL bürümüş
Gelin olup SÜSLENDİN Mİ yaylalar
Bu dörtlükte kullanılan "Bülbül, sada, seslenme
Bahar, bülbül, lale, sümbül, gelin olma, süslenme,
Sözcükleri anlamca birbiriyle ilişkili olduğundan
(Uyum uygunluk sanatı yapılmıştır)
Deli eder insanı bu DÜNYA
Bu GECE bu YILDIZLAR bu koku
(Gece, yıldızlar, dünya ve ay anlamca bir birine yakın)
Bu tepeden tırnağa ÇİÇEK açmış ağaçlar
Büyük harflerle yazılan kelimeler anlamca bir birine yakın kurularak TENASÜP sanatı yapılmıştır.
2-ÇİFT GERÇEK ANLAMLI:
Bir sözcüğün bir beyitte, bir cümlede
BİRDEN ÇOK GERÇEK ANLAMI SEZDİRECEK BİÇİMDE ve yakın anlamdan çok UZAK ANLAMI KASTEDİLEREK kullanılmasıdır.
BİR BAŞKA DEYİŞLE Sesteş SÖZCÜKLERİN birden çok anlamıyla kullanılmasına denir.
Gül yağını ELLER sürünür çatlasa bülbül
Eller: Organ adı
Eller: akraba olmayan uzaktan insanlar
anlamında kullanıldığı için çift gerçek anlamlı sanatı yapılmıştır.
ÇİFT GERÇEK ANLAMINDA
Kimi zaman sözcüğün yakın anlamı söylenip uzak anlamı da anlatılabilir.
Hava da yaprağa döndürdü RÜZĞAR beni(yel ve zaman)
Anlamında kullanılarak (ZAMAN) kavramı kastedilmiştir.
1-xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Bu kadar şetafet çünkü sen de var
Beyaz gerdanında bir de BEN gerek
Ak gerdanında benler öldürdü beni.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Bu beyitteki "BEN" sözcüğü
hem "Deri üzerinde ki siyah noktacık iz" hem de söyleyen kişinin yerini tutan
"BEN ZAMİRİ" anlamına gelebilecek biçimde kullanıldığı için yapılmıştır
KİNAYEDEN AYRILAN YÖNÜ İSE: Anlamın mecazi olarak kullanılmasıdır. Yakın ve uzak anlamda gerçek anlamlıdır
Saçında toka olam gerdanında ben.C.Ç
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Kelp: Köpek->Sözlük anlamı
Kelp: Edebiyatta Rakip anlamındadır
Bana Tahir efendi kelp(Köpek) demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim zira
İtikadımca kelp "TAHİRDİR"
Kelp: Köpek Tahir efendi gerçek anlam
Burada "Tahir" sözcüğü tevriyelidir
Hem "Tahir Efendi" hem de "Tahir" sözcüğü "Temiz anlamında" kullanılmıştır.
ŞAİR: Asıl Tahir Efendiyi kast etmiştir
3-BİLMEZLİKTEN GELME SANATI:
Bilinen bir gerçeği bir nükteye, dayanarak bilmiyormuş gibi söyleme sanatıdır.
(Espiri, ince anlamlı şaka, söz)
Ey Şuh! Nedima ile bir seyrin işittik
Tenhaca varıp Göksuya ,işret(Yiyip içme) var içinde . Şair NEDİM
Göksu da sevgilisiyle yiyip içtiğini, eğlendiğini bildiği halde bilmiyormuş gibi görünerek sanatı yapmaktadır.
Gök yüzünün başka bir rengi de varmış
Geç fark ettim taşın sert olduğunu
Su insanı boğar, ateş yakarmış
Her geçen günün bir dert olduğunu
Her geçen günün bir dert olduğunu
İnsan bu yaşa gelince anlarmış
C. Sıtkı TARANCI
Bu dizelerde
Taşın sert olduğunu,
Ateşin yakacağını ve suyun boğacağını bildiği halde
Şairin bunların anlaşılması için
"Bu Yaş"(otuz Beş) Yaşını şart koşması
Bildiği halde bilmezlikten gelmesidir.
GÜZEL ŞEYLER DÜŞÜNDÜRMESİ NEDENİNE BAĞLAMA
Güzel Şeyler düşünelim diye
Yemyeşil olmuş ağaçlar.
Ağaçların yeşil oluşu doğal bir olaydır ancak bu dizelerde şair, ağaçların yeşil oluşunu insanlara güzel şeyler düşündürmesi için bağlamıştır.
Işık: Yol gösteren bilgilendiren kişi.
Kelp: Köpek->Sözlük anlamı
Kelp: Edebiyatta Rakip anlamındadır
Bana Tahir efendi kelp(Köpek) demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim zira
İtikadımca kelp "TAHİRDİR"
Kelp: Köpek Tahir efendi gerçek anlam
Burada "Tahir" sözcüğü tevriyelidir
Hem "Tahir Efendi" hem de "Tahir" sözcüğü "Temiz anlamında" kullanılmıştır.
ŞAİR: Asıl Tahir Efendiyi kast etmiştir
3-BİLMEZLİKTEN GELME SANATI:
Bilinen bir gerçeği bir nükteye, dayanarak bilmiyormuş gibi söyleme sanatıdır.
(Espiri, ince anlamlı şaka, söz)
Ey Şuh! Nedima ile bir seyrin işittik
Tenhaca varıp Göksuya ,işret(Yiyip içme) var içinde . Şair NEDİM
Göksu da sevgilisiyle yiyip içtiğini, eğlendiğini bildiği halde bilmiyormuş gibi görünerek sanatı yapmaktadır.
Gök yüzünün başka bir rengi de varmış
Geç fark ettim taşın sert olduğunu
Su insanı boğar, ateş yakarmış
Her geçen günün bir dert olduğunu
Her geçen günün bir dert olduğunu
İnsan bu yaşa gelince anlarmış
C. Sıtkı TARANCI
Bu dizelerde
Taşın sert olduğunu,
Ateşin yakacağını ve suyun boğacağını bildiği halde
Şairin bunların anlaşılması için
"Bu Yaş"(otuz Beş) Yaşını şart koşması
Bildiği halde bilmezlikten gelmesidir.
GÜZEL ŞEYLER DÜŞÜNDÜRMESİ NEDENİNE BAĞLAMA
Güzel Şeyler düşünelim diye
Yemyeşil olmuş ağaçlar.
Ağaçların yeşil oluşu doğal bir olaydır ancak bu dizelerde şair, ağaçların yeşil oluşunu insanlara güzel şeyler
için bağlamıştır.
GÜZEL BİR SEBEBE BAĞLAMA SANATI:
-Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden
-Bir çok seneler geçti dönen yok seferinden
Ölenlerin dünyaya dönmeyişini yerlerinden memnun olmalarına bağlıyor
Bahar mevsiminde suların bulanık akması:
Bahar mevsiminde suların bulanık akması normaldir.
Ancak şair:
Suların bulanık akmasını sevgilinin aşkıyla döktüğü kanlı göz yaşlarının sulara karışıp onları bulandırması nedeniyle.
Güzel bir nedfene bağlama sanatı yapılmıştır.
Salındı bahçaya girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menekşe boyun eğdi
Gül kızardı hicabından
Güllerin kırmızı olması bir doğa olayıdır. Ancak şair sevgilinin güzelliği karşısında güllerin utancından kıpkırmızı olduğuna bağlıyor.
Saksında ruhumun bütün yarısı var
Derdimle soluyor açılan gonca
Bu dizelerde,
Goncanın solması doğal bir olay.
Reyhanın süslenmesi yardan haber gelmesine bağlanmıştır olduğu halde
Şair bunu goncanın yaslı olduğu ve dert çekmesi nedenine bağlıyor. Bununla da güzel bir sebebe bağlı yapmış olur.
Ey Sevgili! Sen bu elden gideli
Yaprak döktü ağaçlar, coştu gök yüzü.
Bu dizelerde şair, ağaçların yapraklarını dökmesi doğal olduğu halde. Bunun nedenini sevgilisinin gitmesine bağlayarak güzel sebebe bağlama sanatı yapmıştır.
Müzeyyen(Süslenme) oldu reyahin(Reyhanlar) benzedi bağı çemen.
Meğerki haber geldi yarden bu gece
Bu dizelerde sevgiliden haber geldiği için fesleğen çiçekleri süslendi
Bahçenin çimenleri bezendi demek istiyor.
Oysa sevgili bahçeye gelse de gelmese de çiçekler açacaktır.
5-TEZAT: Zıtlık , karşıtlık
Anlamı güçlendirmek için karşıt kavramların özellikleri bir arada kullanılır. Zıt kavramlardan birinin gerçek, diğerinin ise mecaz anlamında kullanılmaktadır.
Neden böyle DÜŞMAN görünürsünüz
Yıllar yılı DOST bildiğim aynalar. Şair bu dizelerde "Dost" ve "Düşman" karşıt sözlerini bir arada kullanarak anlamı daha da güçlendirmiş. Böylece "Tezat" sanatı yapılmıştır.
AĞLARIM hatıra geldikçe GÜLÜŞTÜKLERİMİZ
Bu dizede "Ağlamak" ve "Gülmek" karşıt sözleriyle TEZAT SANATI YAPILMIŞTIR
Güvenme varlığına(Zenginliğine)
Düşersin DARLIĞA(Fakirliğe)
ÇIN ÇIN ötüyor sessizlik
Bu dizede de "Sessizlik" ve"Çın çın ötmek" karşıt sözleriyle TEZAT SANATI YAPILMIŞTIR
6-AÇMA VE YAYMA SANATI:
Bir kaç şeyi söyledikten sonra onlarla ilgili kavramlar bir cümle veya manzume de sıra gözeterek anlatma sanatıdır.
Kısacası:
Dizelerde ya da, yazı da bir tür söz smetrisi yapmaktadır.
BAHÇIVAN, güller ekmiş
Dikeniyle BAHÇEYE Burada bahçıvan 2. Dizede ki bahçe ile ilgili gül sözcüğünde 2. Dizede ki diken ile ilgilidir. Dolayısıyla AÇMA VE YAYMA SANATI YAPILMIŞTIR.
7-TELMİH(Çağrışım, anıştırma): Herkesçe bilinen geçmişteki bir olayı,
Efsanevi
Çağrıştırma
Anımsatma
Sanatıdır
Bu sözün çağrıştırma anıştırma olduğunu anlayabilmek için, Çağrıştırılan olay, durum ve kişi hakkında bilgiye sahip olmalıyız
Vefasız ASLIYA YOL gösteren bu
KEREMİN sazına cevap veren bu
Kuruyan gözlere yaş gösteren bu
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi
Bu dörtlükte şiir "ASLI ve KEREM" sözleriyle ünlü "KEREM VE ASLI" adlı aşk hikayesini çağrıştırıyor.
Seretti hava üzere denir taht-ı Süleyman
Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde
BU BEYİTTEDE:
"Tahtı Süleyman"
sözü ile gösteriş ve ünlü Süleyman peygamberi çağrıştırıyor
Gök yüzünde "İSA" ile
Tur dağında "Musa" ile
Elinde ki asa ile
Çağırayım Mevlam seni
Yunus Emre bu dörtlüğünde Hz.İsanın göğe çıkış inancını Hz.İsanın asa ile gösterdiği mucizeleri çağrışım, anıştırma yapılıyor.
Ey dost senin yoluna
Canım vereyim Mevla
Aşkını komayayım
Od’a gireyim Mevla
Bu dizelerde "od"a gireyim sözü ile
Hz.İbrahim Peygamberin
Ateşe atılma olayı anlatılıyor
8-MÜBALA YANİ ABARTMA SANATI:
Bir varlığı, olayı ya da düşünceyi olduğundan çok ya da küçük gösterme sanatıdır. Mübala yani abartma sanatı günlük yaşamda sıkça baş vurulan bir anlatım sanatıdır.(Yoludur)
Mizah yani gülmece yazarları insanların kusurlarını belli bir abartma ölçüsüyle ortaya koyarlar.
Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz
Kaygusuz Abdalın bu dörtlüğünde sekiz kişinin ateş yakmasına karşın kazın pişmeyişi abartma sanatıdır. Abartmalı bir şekilde anlatılarak mübala yani abartma sanatı yapılmıştır.
Ak gerdanında benler öldürdü beni
Bu benlerin şairi öldürmesi abartıdır.
Ölüm indirme de gökler, ölü püskürtmede yer
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, bardak, el ayak
Boşanır sırtlara, vadilere sağnak sağnak!
Bu dizelerde anlatılanlar abartıdır. Burada da abartı sanatı vardır.
Ak gerdanında benler öldürdü beni.
Bu dizede de
Benlerin şairi öldürmesi bir abartıdır
Bir ah çeksem dağı taşı eritir
Bir şeyi olduğundan daha güçlü büyük ya da küçük gösterme sanatıdır
Bir ah çeksem dağı taşı eritir
Mübala sanatıdır.
Gözüm yaşı değirmeni yürütür
İki dizede de mübala sanatı vardır.
9-TEKRİR yani tekrar yineleme sanatı: Söze güç kazandırmak için belli sözcüklerin düz yazıda ya da şiirde yineleme sanatıdır
VUR; AŞKIN VE HAKKIN ZAFERİ İÇİN
VUR, SENDEN BAK DÜNYA BUNU İSTİYOR
Bu dizelerde "VUR" sözcükleri yinelenerek "VURMAK" eylemi anlamca güçlendirilmiş böylece tekrir sanatı yapılmıştır.
Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır.
Dedim daha var mı dedi ki yok yok
Bu dizelerde "Dedim Dedi" sözcükleriyle tekrir sanatı yapılmıştır.
Kaldırımlar ıstırap çekenlerin annesi
Kaldırımlar içimde yaşayan bir insandır
Kaldırımlar duyurur sükun içinde seni
Kaldırımlar içimde uzayan bir lisandır
SESLENME SANATI:
Söze söyleyişle coşku katmak için ünlem görevli sözcükleri sıkça kullanmaktır.
İlk bakışta tekrir(tekrar) sanatına benziyor.
İşlevsel olarak tamamen farklıdır.
YANİ SESLENME SANATINDA:
Yanlız ünlem ve seslenme sözcükleri kullanılır.
TEKRİR DE İSE:
Her sözcük kullanılabilir:
Sen ey Karslılar, Antepliler, Erzurumlular, Maraşlılar
Dördünden bir ikisi şehit düşen kardaşlar
Ey zeybekler, Seymenler, dadaşlar diyarı hey!
11-SORU SANATI:
Duygu ve düşüncelerin daha etkili olabilmesi için
Soru biçiminde anlatımdan yararlanma sanatıdır.
Amaç Soru sormak değil okuyucunun dikkatini devamlı kılmaktır.
Beni candan usandırdı cefadan yar usanmaz mı
Felekler yandı ahımdan muradım şemi yanmaz mı?
Benimde mi düşüncelerim olacaktı
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım
Sessiz sedasız mı olacaktı böyle?
12-CAYMA DÖNME VAZGEÇME
Önceden söylenen sözden cayma yada vaz geçme. Bir biriyle çelişir görülen düşünceleri ileri sürmektir.
CAYMA, DÖNME, VAZGEÇME SANATINA
Önceki söylemlerden vaz geçmek
Şiirle uğraşanlar çoğalıp şair azaldı
Yok öyle değil şairin ancak adı kaldı
anlamı yoktur. Tersine önceki söylenenleri geliştirme amacı vardır.
(Şiirle uğraşanlar)
Erbabı teşaür çoğalıp şair azaldı
Yok öyle değil şairin ancak adı kaldı(Erbabı teşaür şiirle uğraşanlar)
Ferda senin, dedim beni alkışladın
Senin değil ferda sana emanettir(Vedia)
13-BEKLENMEZLİK SANATI:
Bir olayı, bir düşünceyi beklenmedik bir biçimde sonuçlandırarak okuyucusunu şaşırtmayı amaçlayan bir sanattır.
Dişin mi ağrıyor?
Çek kurtul
Başın mı ağrıyor?
Bir çeyreğe iki aspirin
Verem misin?
Üzülme onunda çaresi var
Ölür gidersin!
14-SÖZÜ YARIDA KESME SANATI
Anlamın daha etkili olması için sözü kesme sanatından yararlanılır.
Gün, öylesine güzeldi ki!
Öylesine güzel ki dünya
yaşadıkça
Akşam öyle güzel ki!
Öylesine güzel ki akşam da ay
Ayda kadın...
15-YALIN ANLATIM SANATI:
İlk bakışta kolay gibi görünen ama benzeri söylenmeye çalıştığı zaman ne kadar güç olduğu anlaşılan sanata YALIN ANLATIM SANATI DENİR.
Ete kemiğe büründüm
Yunus diye göründüm
Beni bende demen
Ben ben de değilim
Bir ben vardır ben de benden içeri
16-TERS DÖNDÜRME SANATI:
(Yaşamak) için (yemeli)
(Yemek) için (Yaşamamalı)
İzmir’in (Denizi kız, kızı deniz)
Sokakları hem kız hem deniz kokar.
Şiirdeki cümle ya da söz sırasının bir öncekinin tersi olarak düzenlenip tekrarlama sanatıdır.
SÖZLE İLGİLİ SANATLAR:
1-CİNAS SANATI:
Sesleri aynı, anlamları farklı sözleri bir arada kullanma sanatıdır. Yani (sesteş) sözcüklerin
Ayrı ayrı anlamlarda kullanılmasıdır.
-Al beni ele beni
-Kül edip (ele) beni
-Seveceksen kendin sev
-Sevdirme (ele) beni
"Beni kül edip elekte ele" ve
"Beni ele(Başkasına) sevdirme" diyerek ele sözcüğünü iki ayrı anlamda kullanarak cinas yapılmıştır.
Her nefeste eyledik yüz bin günah
Bir günaha etmedik hiç bir gün ah
Bu beyitte "Günah ve gün ah" sözcükleri cinaslıdır.
Hey oynayan yavrular
Ağaçta kuş yavrular
Ellerin derdi biter
Benim derdim yavrular
Bu dörtlükte YAVRULAR sözcüğü
1.Dizede gerçekten yavru
2.Dizede kuşun yavrulaması
4.Dizede Derdin çoğalması anlamında kullanılarak CİNAS sanatı yapılmamıştır
Kalem böyle çalınmıştır yazıma
Yazım kışım uymaz, kışım yazıma
Bu iki dizedeki söz sanatı CİNAS yani sesteştir.
2-SES VE HECE YİNELEMESİ(ALİTERESYON)
Düz yazı da ya da manzumede
Bazı ses ya da hecelerin tekrarıyla ses güzelliği yaratmadır.
Kargayı kuzgun kovardı kondurmazdı
Bu cümlede "K" sesinin tekrarlarıyla bir ses güzelliği meydana getirilmiştir.
Karşı yatan karlı kara dağlar kararıp ta otu bitmez
Bu cümle de(Kar kelimesinin) yinelenmesiyle ses ve hece yinelemesi yapılmıştır.
Aziz Dost!
Günler günleri, aylar ayları, yıllar yılları kovaladı
3-İÇ UYAK
Düz yazı cümleleri içinde ya da sonlarında yapılan uyaklara iç uyak denir.
Divan edebiyatının süslü düz yazı örneklerinde iç uyaklara bolca rastlanır.
Alimsin, ilmine "Gayet" yok
Kadirsin kudretine "Nihayet" yok
(Sinan Paşa)
Bu cümlelerde "GAYET" ve "NİHAYET" sözcükleri iç uyak "YOK" sözcükleri de rediftir.
Öyle olacak dünya kişiye hoşdar olur
Uçtan uca gülü gülzar olur
At ölür meydan kalır
Yiğit ölür şan kalır
4-ÖRNEKLEME:
Deyim ya da ata sözü konuya uygun düşer.
Şiir ya da DÜZ YAZIDA konuya uygun düşen
"ATA SÖZLERİNİN KULLANILMASIDIR"
Böylece düşüncenin "Daha da inandırıcı olması sağlanır.
ÖRNEKLEME SANATI KONUYA UYGUN DÜŞEN DEYİM VE ata sözleriyle yapılır.
DÜNYADA ahirete gidip gelmemek
Olması iktiza eder ölmemek
Balık baştan kokar bunu bilmemek
Seyrani gafilin ahmaklığından
Bu dörtlükte 3.Dizede Balık baştan kokar Atasözü dörtlüğe uygun biçimde söylenmiş ve örnekleme sanatı yapılmıştır.
GEREKME
GAFİL: Habersiz ve hazırlıksız olduğu, beklenmediği bir sırada bastırıp istenmediği bir duruma düşmek
GAFİL AVLANMAK:
Habersiz ve hazırlıksız bir durumdayken bir olayla karşılaşmak, beklemediği bir anda güç bir duruma düşürülmek
Işık: Yol gösteren bilgilendiren kişi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.