İç ses
SEVME BENİ/ John Wilbye
Sevme beni göze güzel gözüken görkemim için,
Sevindiren gözüm ya da yüzüm için,
Ne de dışardan görünen hiçbir şeyim için:
Hayır, bir kalp için de değil değişmeyen! Çünkü bunlar bozulabilir ve hastalanabilir: Ayrılırsak biz ikimiz.
Sakla, gerçek bir kadın gözünü, onun için,
Ve beni hâla sev, neden olduğunu bilmeden! Sebebin böylece yine aynı kalır
Hep benim üzerime düşmek için.
Peh!
dalganın ninilerle yalnızlığın kucağına bıraktığı kumsun şimdi. alışmıştın onun gelgitlerine deli dolu hallerine.
uçsuz bucaksız ve kupkuru. herkes öteki gibi duruyor.
gidecek gözlerle aynada aksin.
bilindik nakaratlar portmantoya asılı yalnızlık. kıyısından bakıvermek hayata. karışmadan. dokunmadan.
bir derenin denize yolculuğu seninki düşe kalka. dilinde kekremsi metalik bir tat.
biteviye yorgun ıssız günler gibi yenmiş tırnaklar üstümde kırçıl hırka hep seni. pelesenk.
kadraja sığmayan şey. bir nihavent şarkı,en sevdiğimiz. şimdi sen her halükarda orada asil mütevazı duruşunla gülümsersin. sanki bir ressamsın da ... ne yani yağmur nasıl da bırakmadı ve her şey senin istediğin gibi sanki üzgünüm. savaş. belki sen de isterdin coşkulu sevmeyi. okşamayı belki. sen de diyebilirdin seni seviyorum. bir ömür boyu değil. bir ömür boyu için bir sürü şey söylenebilir. asla söz vermezsin. çünkü sen fanisin. bir gün tak diye. ölürsün yani. gülmeyi bırak, nasılsa görürsün. yani az sonra. az sonra. az sonra. az sonra diye diye tükettiğimiz her şey. nefesimiz bakışındaki gurur, merak, korku... biliyorum sen seni gördün, ben de beni gördüm işte bu hikayemiz. biz birbirimizi gördük.yi ki gördük...
kimi zaman bir otobüs ya da tren. bir uzak şehir. bir yolculuk. okuyamayı düşlediğim üçbinüçyüzotuzüç kitap. hayat plan yaparken ıska geçtiklerimiz. bir merhabasını beklediklerimiz. bütün bunların arasındaki zaman aşımına takılanların sessiz çığlığı değil midir, hayat?
ne uzun ne biçimsiz cümle. halbuki diye başlayan umut ve beklenti dolu bir gelecek umuyoruz yangın yeri bu dünyada.
peh ! peh! peh!
YORUMLAR
Pehh pehh
ölmek için en güzel neden yaşamak değil midir? yaşamak, içinde neşet eden her duygunun zehrini içimize akıtırken, ölüm; o zehrin kudretli şifasıdır belki de. hicran dediğin, bir gidişin ruhumuzda açtığı derin bir izdir; himaye ise o yaranın, sonsuz bir sızıya dönüşerek kalbimizde yankılanan hafif bir iniltisidir. ruhun sürgün yaşamakta; beden ise o sürgünün her anını mezar taşlarına kaydetmektedir. zaten dert dediğimiz de bu değil mi; yaşamakla ölüm arasında, ince bir çizgide savrulup durmak?
ömür, ihtirasın rüzgârında savrulurken, ne gökyüzüne ne yeryüzüne yakındır. sararan yüzüne düşen her gölge, hem kibrine hem kalbine bir hüzün tohumu eker. ruhunla konuşmayı unutmuşsan, dilin seni nereye götürebilir? eğer dilin yetmezse, dön kendine, düşün; çünkü kalbinin en derin köşelerinde yankılanan cevap, suskunluğun içinde gizli değil midir?
tan ağarmakta şimdi. tanrı’ya dönen her şey, yeniden tanrı’yı bulmakta. kalbini dolduran tiksinti, meleklerin kanatlarında birer insan, birer cana dönüşmekte. ileride bekleyen yolcu, ruhunu arındırmakta. ve ey tanrı! beni var eden ben, yine seninle nasıl ol
Pehh pehh
2014’te yine bu sitede yazdığım bşr yazıyla size eşlik edeyim dedim.
İç sesler çoğu zaman ağrılı ve sancılıdır. İçimize kıyırıp kıyırıp, kanatmayı severiz. Geçenlerde dinlediğim bi şarkı sözünün az bi şey evrilmiş şekliyle bir duvarda karşılaştım. Diyordu ki:
"iyileşmem vermem yaramı, bende bir tek o kaldı."
Bazı yazılar, şiirler de bizim iç sesimizin de dışa vurumu gibi...okuyunca rahatlıyorsun, biri sanki senin yarandaki o tortuyu kaldırıp, kirli kanını kanatmış, kalbine oksijen vermiş.
Teşekkürler cancağızım.
Sevgiyle...
Jüli d.
Sevgiler
Ana karekter'e "Delinin biri" diye yazılmış.
Güldüm deliler gibi. Ne çok deli var, ne çok deliyiz, dedim içimden!
Her birimiz kendi monologunu okur. Sabah başlar okumaya, akşama kadar. Bir tek o olsa!. Gece asıl maraton başlar. Baş yastığa değer değmez yoğunlaşır iç seslerin direncli kavgası. Alınır, verilir, hep bir yerlere gidilir, gelinir.. Sonu gelmeyen planlar yapılır çoğu kez. Sözler verilir; çünkü iç sesimizle hemhalizdir ve daha zekiyizdir. Seveceklerimiz olur bir adım ötede, sevenlerimiz olur bizi hararetle bekleyen ve hayaller... büyür büyür tonlarca...
Neyse...
Paradoksal olan, boşverelim en iyisi, düşlemeye son verelim, dendiğinde de anlamsızlaşıverir yaşam. İşte, böyle bir dilemmanın kancasına takılı yaşar gideriz...
Payıma düşendi heybeme koydum, gidiyorum, sevgili Efemera.
Sevgiler olsun sesine, sedana.
Tüya tarafından 21.8.2024 21:24:40 zamanında düzenlenmiştir.
Jüli d.
Iyi ki uğrasın oralarda benim gibi birilerinin varlığını bilmek iyi. Çok iyi.
Sevgi ve selam sesine yankı olsun.