Merakım
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Son zamanlarda bir şey farkettim; İnsanlar başkası için veya bir başka nedenden dolayı değil, sadece kendi nefisleri için, kendi menfaatleri doğrultusunda yorum yapıyor herkese. Geçen annemle konuştum, öylesine havadan sudan sohbet ediyorduk. Konu şimdiki düğünlere geldi. Yani şimdi yapılan düğünler ile eskiden yapılan düğünler nasıldı? İkisini karşılaştırıyorduk güya:
- Şimdiki gençlerde hiç sabır kalmamış, tahammül yok, kahır çekme yok, boşanmak çok kolay. "Evlenmek nasılsa boşanmak da o kadar kolaydır" diyor hepsi. Hep bir gerginlik, doyumsuzluk.
Haklıydı. Bazı insanlarda gerçekten vardı bu. Sabır, tahammül ve yaşama çabası hiç kalmamış, sürekli bir lükslük peşinde. Fakat bu çok önceden de vardı, onun öncesinde de vardı, şimdi de var, hep de var olacak.
- (Bana bakarak) Kusura bakmayın da siz de bunun içine giriyorsunuz. Bunlar daha iyi, siz daha da beter, daha da doyumsuz olacaksınız!
Hayatımda nişan bile yapmak istememiş insanım. On beş yıllık ömrümde elime el değmemiş insanım, neyin doyumsuzluğu oluyor bu? Peki neden insanlar benim önümde benim geleceğime karar veriyor? Gayb Allah’a mahsus değil mi, geleceği Allah bilmez mi? Haşa! ondan başka da ilah yoktur bu dünyada.
Bütün bu kuşaklar bir önceki kuşaktan aynı muâmeleyi gördü. "Doyumsuzsunuz,şükürsüzsünüz, sabırsızsınız" Ergenlik çağındaki gençlere "Ergen ergen hareketler yapma, saygısız, ergensin sen ondan böyle olur, biz sizin zamanınızda böyle miydik?.. " Ve çok daha fazlası ifadeler kullanıldı. Şükürsüzlük kavramı bir çocuğa veya bir kuşağa ait değildir. Eğer bir ebeveyn/ebeveynler evladını düzgün yetiştirmemişse topluma uygunsuz olur. Anne baba çocuğun aynasıdır. Onlar çocuğa nasıl bakarsa çocuk da aynı bakar, aynısı olur.
Dikkatli bakarsak günümüzde bir türlü doymayan, hiçbir şeyden mutlu olmayan, yalancı, menfaatçi insanlar var. Yada görgü öğrenmemiş, ahlak öğrenmemiş, terbiye öğrenmemiş, saygı, sevgi görmemiş,aynı şekilde göstermeyen insanlar görüyoruz. Bu insanlar yalnızca işi düşünce yanımıza gelen, ilişkilerini menfaatleri doğrultusunda yönlendirirler. Gülüşleri bile yapmacıktır bu insanların. Sadakat yok, gurur yoktur bu insanlarda.
Ve evet tahmin ettiğimiz üzere bu insanlar anne ve babamızın çağından da gelmekte.
Kötülüğün yaşı yoktur, herkes kötü olabilir. İyiliğin de yaşı yoktur, herkes iyileşebilir. Önemli olan insanın kendini iyi bir şekilde geliştirebilmesinde. Bir başkasını değil, sadece kendi. Dediğim gibi, anne baba çocuğun aynasıdır. Kötü olan çocuk değil, ebeveyndir.
Buradaki amacım bir saygısızlık veya ispiyonculuk değil. Ya da bir şeyleri kanıtlamak, birilerinin önüne sunmak da değil. Merak ettiğim; Biz Z kuşağı gözünüze neden bu kadar batıyoruz?..
YORUMLAR
Dediğiniz şeylere katılıyorum evliliklerin kısa sürmesinin sebebi evlenmekten çok nasıl hava atarım derdinde olduğu için insanlar şimdi daha tanışmadan ev,araba eşya sorulduğu için ister istemez evlilikten çok eşya almaya dönüyor ve şuanda bir kız , ile evlenmek istediği zaman bir insanın önce istemeye gidildiği zaman altın varmı kemer varmı fln vsy şeyler ön plana çıkartırılarak halk dilinde yani düğün veya evlilik olarak nitelendirdiğimiz örf (âdet) ten çok sözüm meclisten dışarı mal pazarlama gibi duruyor ve o yüzden evlilik te eşyanın ömrü kadar oluyor . Bana göre benjm görüşüm bu yönde
Dediğiniz şeylere katılıyorum evliliklerin kısa sürmesinin sebebi evlenmekten çok nasıl hava atarım derdinde olduğu için insanlar şimdi daha tanışmadan ev,araba eşya sorulduğu için ister istemez evlilikten çok eşya almaya dönüyor ve şuanda bir kız , ile evlenmek istediği zaman bir insanın önce istemeye gidildiği zaman altın varmı kemer varmı fln vsy şeyler ön plana çıkartırılarak halk dilinde yani düğün veya evlilik olarak nitelendirdiğimiz örf (âdet) ten çok sözüm meclisten dışarı mal pazarlama gibi duruyor ve o yüzden evlilik te eşyanın ömrü kadar oluyor . Bana göre benjm görüşüm bu yönde
Dediğiniz şeylere katılıyorum evliliklerin kısa sürmesinin sebebi evlenmekten çok nasıl hava atarım derdinde olduğu için insanlar şimdi daha tanışmadan ev,araba eşya sorulduğu için ister istemez evlilikten çok eşya almaya dönüyor ve şuanda bir kız , ile evlenmek istediği zaman bir insanın önce istemeye gidildiği zaman altın varmı kemer varmı fln vsy şeyler ön plana çıkartırılarak halk dilinde yani düğün veya evlilik olarak nitelendirdiğimiz örf (âdet) ten çok sözüm meclisten dışarı mal pazarlama gibi duruyor ve o yüzden evlilik te eşyanın ömrü kadar oluyor . Bana göre benjm görüşüm bu yönde
Dediğiniz şeylere katılıyorum evliliklerin kısa sürmesinin sebebi evlenmekten çok nasıl hava atarım derdinde olduğu için insanlar şimdi daha tanışmadan ev,araba eşya sorulduğu için ister istemez evlilikten çok eşya almaya dönüyor ve şuanda bir kız , ile evlenmek istediği zaman bir insanın önce istemeye gidildiği zaman altın varmı kemer varmı fln vsy şeyler ön plana çıkartırılarak halk dilinde yani düğün veya evlilik olarak nitelendirdiğimiz örf (âdet) ten çok sözüm meclisten dışarı mal pazarlama gibi duruyor ve o yüzden evlilik te eşyanın ömrü kadar oluyor . Bana göre benjm görüşüm bu yönde
Dediğiniz şeylere katılıyorum evliliklerin kısa sürmesinin sebebi evlenmekten çok nasıl hava atarım derdinde olduğu için insanlar şimdi daha tanışmadan ev,araba eşya sorulduğu için ister istemez evlilikten çok eşya almaya dönüyor ve şuanda bir kız , ile evlenmek istediği zaman bir insanın önce istemeye gidildiği zaman altın varmı kemer varmı fln vsy şeyler ön plana çıkartırılarak halk dilinde yani düğün veya evlilik olarak nitelendirdiğimiz örf (âdet) ten çok sözüm meclisten dışarı mal pazarlama gibi duruyor ve o yüzden evlilik te eşyanın ömrü kadar oluyor . Bana göre benjm görüşüm bu yönde
Rüya Uzun
Değerli yorumunuz için teşekkürler, saygılarımla..
Rüya Uzun
Değerli yorumunuz için teşekkürler, saygılarımla..
Z kuşağından biz eski kuşakların örnek alacağımız çok şeyi var aslında.Görmeden baktığımız için fark edemiyoruz.Birincisi bizim geride bıraktığımız gençliği önlerinde.İyi bir rehberle çağdaş uygarlık yolunda ilerleyebilirler.Yeter ki gölge etmeyelim ve cesaret aşılayalım.Bizim zamanımızda çektiğimiz eksiklikleri onlardan uzaklaştıralım.Zekalarına ket vurmayalım.Hep başarıdan başarıya koşacaklarından eminim.Öyleler de zaten.Ayaklarını her adımda kip bassın yeter.Geri adım yok..Sağlıcakla.Saygıyla.
Bu arada kutluyorum haklı başarınızı.Böyle sorgulayan muhteşem bir yazıyı imzalayan Z kuşağına sonuna kadar güvenimiz tam.Yolları açık olsun.
neneh. tarafından 20.8.2024 11:01:29 zamanında düzenlenmiştir.
Rüya Uzun
---
Hayat muazzam bir akış içerisindedir. İster bu hayatın içinde olun, ister dışında, zaman sizi bir şekilde büyütür. Büyürken, yaşadığınız çevre sizi şekillendirir; hem iyi yönde hem de kötü yönde. Sonrasında, o çok kıymetli aileniz bir paragrafın giriş bölümünü tamamlamanız için inanılmaz bir şekilde çalışır. Sonra gelişme bölümü başlar. Burada bütün bir geçmiş sizi gelecek için hazırlar. Geleneklerden, göreneklerden ve dininizden başlayan bu bölüm, aslında sizi sizden öteye götürmek için zamanla ittifak eder. Bu ittifak, 1. Dünya Savaşı'na benzer. İyi ve kötünün mücadelesi gibidir. Siz bu savaşta hangi tarafta olursanız olun, asla kazanamayacaksınız. Bu, doğanın kanununda açıkça bellidir.
Siz, biz ve onlar; aslında hepimiz, her zaman doyumsuzlukla ölürüz. Eskiyi yaşayan orada kalmış, yeniye bulaşan ise bir öncekinin doyumsuzluğuna vurduğu ket değil; bastırılmış her şeyi gizlemeye yarayan bir çabadan başka bir şey değildir.
Sonuç kısmını kapalı tutuyorum. Onun ne olacağına karar verecek kişi, kişiliğini bir tartıda ya dengeler ya da dengesizliğine bir savunma yazmakla meşgul olurken hayata veda eder…
Söylenecek o kadar çok şey var ki…
---