- 109 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
BİR SOYKIRIMIN ANATOMİSİ
BİR KATLİAMIN ANATOMİSİ
İnsan Kasabı Kristof Kolomb:
Kızılderililer kimdir? Nereden gelmişler ve nerede yaşıyorlar. Kızılderililer neden soykırıma uğradı. Kızılderililerin inançları ve kültürleri nasıldı? Tüm bu soruların ana kaynağı Kızılderililerin her dönem merak ediliyor olmasıdır. Kızılderililer hakkında çok sayıda filmler yapılmış ve ilgiyle izlenmiştir. Barışçı bir kavim olan Kızılderilileri ve kendilerine uygulanan soykırımın detaylarını göreceğiz.
Şimdi ana hatlarıyla Kızılderilileri tanıyalım:
Kızılderili tanımlaması genellikle Amerika’da yaşayan yerliler için kullanılır. Sibirya kökenli Eskimo-Aleut halkları dışında kalan bütün Amerikan yerlileri için kullanılan ortak ve birleştirici bir addır.
Yaşadığı ülkeler; Eskimolar dahil, ABD’de 2,5 milyon Kızıl derili yaşamaktadır. Arjantin’de 600.000, Brezilya’da 700, 000, Elsalvador’da 70.000, Fransız Guyanası’nda 19,000, Venezual-la’da 524,000 ve Şili’de 692,000‟dir.
Tesadüfi keşifler, yanılgılar ve Kristof Kolomb:
Dünyaca Ünlü Denizci Kristof Kolomb, tüm hazırlığını yaptıktan sonra Hindistan’a deniz yolculuğuna çıkmıştı. Amerika’ya ayak bastığında Hindistan"a ayak bastığını sanmış, gördüğü yerlileri de “Hintliler” sanarak, “İndiana” yani Hintliler adını vermişti. O günden beri Kızılderililere Hintli deniliyor.
Kızılderililer, Asya’dan hareketle Bering Boğazı’nı geçerek Amerika’ya gelmiştir. 10-15 bin yıl önce buraya ayak bastıkları tahmin edilen Kızılderililer, farklı kültürlerden oluşuyordu ve zamanla Kızılderili toplumunu oluşturdular. Avrupalılar kıtaya ayak bastığında yaklaşık 4,2 milyon, Güney Amerika’da 10 milyon yerli Kızılderili yaşıyordu. Bu tarihten sonra bulaşıcı hastalıklar ve katliamlar nedeniyle Kızılderililer topraklarını kaybetti ve nüfusları azaldı.
Kristof Kolomb’un, İspanya Kraliçesi’ne yazdığı mektuba bir bakalım ve bir insanlık suçu olan Kızılderili katliamının nasıl başlatıldığını görelim:
“Yeryüzünde bunlardan daha iyi bir ulus bulunmadığına Majestelerin önünde ant içebilirim. Komşularını kendileri kadar seviyorlar, konuşmaları son derece tatlı ve kibar, konuşurken hep gülümsüyorlar. Elli adamla bu halkın hepsini boyunduruk altına alabilir ve onlara her istediğimizi yaptırabiliriz. En İyi Kızılderili, ölü Kızılderilidir.”
1492 yılında Kristof Kolomb’un Amerika Kıtası’nı keşfinden sonra huzur ve barış içinde yaşayan Kızılderililerin hayatı bir anda kâbusa dönüştü. Amerikalı General Philip Henry Sheridan; 1831-1888 yılında “Yeni Dünya” dedikleri Amerika Kıtası’nda beyazların sistematik soykırımlarına uğradı. 1492 yılından itibaren Indian Genocide, Amerikan Genocide, Native Amerikan Genocide isimleri altında Kızılderililere sistemli soykırımlar uygulandı ve bu soykırım 500 yıl devam etti.
Kızılderililere uygulanan sistematik soykırımın türlerine de bakalım ve insan hak ve hürriyetinden bahseden batılı beyazların vahşi yüzünü görelim:
Etnik Katliam ve Etnik Temizlik: Bilinçli bir şekilde Kızılderilileri katletmek suretiyle uygulanmıştır.
Kızılderili Tehciri: Kızılderililerin bulunduğu coğrafyalardan başka bir coğrafyaya götürülmesi şeklinde yapıldı. Kızılderili Rezervasyonu-Kızılderili Rezervi: Kızılderililerin belirli yerlere kapatılması şeklinde uygulandı.
Çiçek Hastalığı: Bilerek ve isteyerek eski dünya hastalıklarının Kızılderililere bulaştırmak suretiyle uygulandı. Hristiyan Misyonerlerinin Faaliyetleri: Ailelerinden zorla alınarak Kanada ve ABD’nin yatılı okullarında Hristiyan misyonerler tarafından eğitildiler. Bu eğitimin amacı, Kızılderili çocuklara kendi ana dillerini ve kültürlerini unutturup onları asimle etmekti.
Zorla Kısırlaştırma: Kızılderililerin sayısını azaltmak ve çoğalmasını engellemek maksadıyla uygulandı.
Sömürgecilik: Kızılderililerin yaşadığı kıtanın yeraltı ve yer üstü kaynaklarını sömürmek suretiyle uygulandı. Özellikle Brezilya ve Arjantin Kızılderililerine uygulanmaya devam etmektedir.
Kızılderililerden özür dilemek zorunda kaldılar:
Burada; Vicdanlara sığmayan bu kitlesel katliamlar nasıl oluyor da Amerika’da “Kolomb Günü” ilan edilebiliyor? Sosyal düzeni bozulan, barış ve huzur içinde yaşayan ve hiç kimseye zararı olmayan Kızılderililer, bu günü 12 Ekim “Büyük Yas” günü ilan etti. Bir soykırım asla “Kolomb Günü” sayılamayacağını söyleyen yaklaşık 350 kişilik bir gurup, Ekvator’un başkenti Quito’ya giderek ilk toplantısını yaptı. Bu utanç günü 12 Ekim 1992 yılında Uluslararası Yerli Halklar Dayanışma Günü olarak değiştirildi. Bu gelişmeler dünya çapında büyük infiallere neden olduğu için ve ABD yönetimi çığ gibi büyüyen bu tepkileri bastırmak için Amerika’nın Kızılderili İşleri Bürosu Başkanı, Avrupa’nın uyguladığı bu soykırımdan dolayı 8 Eylül 2000 yılında “geçmiş olsun beyaz ırk, göstermelik bu özürler ile vahşi yüzünüzü maskelemeyeceksiniz” diyorum.
Tarihe geçen çatışmalar:
Yaralı Diz Katliamı: Lakota Siuları ile Amerikan askerleri arasındaki son büyük çatışma olarak tarihe geçmiştir.
Lakota Siyularında Çılgın Ayı: 29 Aralık 1890, Amerika Birleşik Devletleri beş yüz kişilik bir süvari alayını Minikonju Lakotalarının kamp yerlerini çevirmesi ve hayalet dansı yapan Kızılderililerin tutuklanmasını emretti. Hayalet dansı, her ne kadar Kızılıderilerin kültürel bir dansı olsa da ABD, bu dansı bir saldırı tehdidi olarak gördü ve taarruza geçti. Çatışma sırasında yirmi beş süvariye karşılık, aralarında altmış iki kadın ve çocuğun yer aldığı en az 153 Siyu öldürüldü. Ancak çatışma sırasındaki kargaşada tam olarak kaç kişinin öldüğü bilinmiyor.
Katliamı yaşayanlardan biri olan Gelincik Louise, katliamı şu sözleriyle anlatıyor: "Kaçmaya çalıştık. Ama yaban sığırı gibi bir bir vurdular bizi. Beyazların içinde de iyi insanlar bulunduğunu biliyorum ama kadınları ve çocukları da vurduklarına bakılırsa askerler çok kötü insanlar olmalı. Kızılderili askerler beyaz çocuklara asla böyle yapmazlardı."
Katliamı yaşayan Şaman Kara Geyik, katliamı şu sözleriyle özetliyor:
"O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım. Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları hâlâ o genç gözlerimle görebiliyorum. Ve orada o çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum. Evet, bir halkın düşü öldü orada...”
Kristof Kolomb, ülkeyi keşfettiğinde dünya nüfusunun %5’ini oluşturan Kızılderili kabileleri nüfusu şimdi yok denilecek kadar azalmıştır.
Kızılderililerin İnançları ve Yaşayışları:
Her Kızılderili topluluğunun az çok ayrı bir dili varsa da, genel olarak hepsi, bir şey anlatmak için kelime, ya da cümle değil, tek tek kelimelerin birleştirilmesiyle türetilen bileşik kelimeler kullanırlar. Mesela, “o kadın çizgili bir elbise giyiyordu.” Cümlesi yerine, “kadın-cizgi-elbise” derlerdi.
Kızılderili inancı:
Kızılderililer; Tanrı’ya, cennete ve cehenneme inanmazlar. Tabiatın kuvvetine inanırlar. Kızılderililere göre bu kuvvet, tüm canlı türleri üzerinde kendini gösterir. Bu kuvvet iyi kullanıldığında iyilik, kötü kullanıldığında kötülük doğurur. İnsanların iyilik içinde yaşayabilmesi ve bu kuvvete ulaşması için Tabiatın kuvvetine yaranması gerekir. Kızılderililer kesinlikle kitap ve yazı kullanmaz; bilgiler, sözlü olarak anlatılır.
Kızılderililerin kurduğu medeniyetler:
Kızılderililer; Maya, inka, Aztek devletleri gibi gelişmiş devletler kurmuşlar, kendilerine öz medeniyetler yaratmışlardır. Meselâ XV. yüzyılın son yıllarında şimdiki Meksika’daki Aztek İmparatorluğunun nüfusu o zamanki İngiltere’nin nüfusundan, başkentleri olan bugünkü Mexico’nun nüfusu Londra’dan fazlaydı.
Kızılderililer, İspanyollar ve Anglo-Saksonlar tarafından Kuzey ve Güney Amerika’da sistemli şekilde hayvan avlanır gibi imha edilmiştir. Komançi ve Siyu gibi ünlü ırklar bunların arasındadır. Melez Kızılderililer, tamamen İspanyollaşmıştır; İspanyolca konuşurlar, Katolik’tirler. Safkan olanlar arasında da Hristiyanlık ve batı dilleri yayılmaktadır. Şu anda kızılderililerden 210 kabile, Brezilya’nın Yağmur Ormanları’nda yaşamaktadır.
Kızılderililerin burçlarını da yakından tanıyalım:
1-) Yabankazı: 22 Aralık-19 Ocak
2-) Susamuru: 20 Ocak-18 Şubat
3-) Puna: 19 Şubat-20 Mart
4-) Aladoğan: 21 Mart-19 Nisan
5-) Kunduz: 20 Nisan-20 Mayıs
6-) Geyik: 21 Mayıs-20 Haziran
7-) Ağaçkakan: 21 Haziran-22 Temmuz
8-) Mersinbalığı: 23 Temmuz-22 Ağustos
9-) Bozayı: 23 Ağustos-22 Eylül
10-) Karga: 23 Eylül-23 Ekim
11-) Yılan: 24 Ekim-21 Kasım
12-) Wapiti: 22 Kasım-21 Aralık
Kızılderililer Aslında Kimdir?
Kızılderililerin Türk olup olmadığı önemli bir tartışma konusudur. Bu sebeple; Kızılderililerin Türk olup olmadığı akademik çevrelerce incelenmiş ve bir sonuca varılmıştır.
İşte o akademik çalışmaların sonuçları:
2-4 Temmuz 1999 tarihleri arasında Denizli’de yapılan “Yedinci Türk Dünyası Dostluk Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı’na katılan Kızılderili Kabilesi Reisi ve Amerika Yerlileri Sosyal İşler Daire Başkanı M. Franklin Keel’in konuşması kurultaya katılan delegeler üzerinde derin tesirler bıraktı.
Kızılderililer hakkında geniş bilgi veren Keel, Kızılderililerin (atalarının) Baykal Gölü ve Yenisey-Tuva bölgelerinden Amerika Kıtası’na Alaska üzerinden göç ettiklerini ifade etti. Kızılderililer ile Türklerin DNA testlerinin aynı olduğunu ve ayrıca “Y” kromozomunun Türkler ile Kızılderililerde aynı dizilimde olduğunu söyledi. Kızılderililerin konuştukları dillerdeki kelime benzerlikleri olduğu gibi, halı, kilim ve el işlerindeki desenlerin aynı olduğunu, örf, adet ve geleneklerde çok bü-yük benzerlikler bulunduğunu ifade etmiştir.
Buzul Çağı’nın en şiddetli döneminde, M.Ö 34.000–M.Ö 30.000 yıllarında, dünyadaki suyun önemli bir bölümü büyük kıtasal buz katmanları halindeydi. Bunun sonucunda, Bering Denizi bugünkü düzeyinden yüzlerce metre daha aşağıdaydı ve Asya ile Kuzey Amerika arasında, adına Beringia denilen bir kara köprüsü oluştu. İşte ilk Kızılderililerin, Asya’dan Amerika Kıta’sına göçleri bu kara köprüsü sayesinde olmuştur.
Kızılderililerin aslının nereden geldiğine dair 40 yıl araştırma yapan Ethel Steawert, belgelerle Kızılderililerin Türk soyundan geldiğini ispatlamıştır. Kızılderililerin büyük bir çoğunluğu ise Uygur ve Nayman Türkleri ile diğer Türk kabileleridir. Franklin Keel, kurultayda yaptığı konuşmada: “DNA testlerinde Kızılderililerin Türk asıllı olduklarının anlaşıldığını, ben Türk kurultayına katılarak ve Türkiye’de bulunmak suretiyle daha iyi hissettim. Biz Kızılderililer Türk olmaktan çok mutluyuz. Amerika’da birçok bölgede yer isimleri Türkçe olduğuna dair bazı bilgiler vardır. Ama bu konu derinlemesine araştırılmadı. Türk Dünyası kurultayına katılmaktan çok mutluyum. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan Türkler, bu kurultayda toplanmışlardır. Kurultayı çok güzel buldum. Burada çok değişik topluluklar temsil ediliyor. Kültür alış-verişinde bulunuyorlar.”
Kültür çok önemli bir faktör:
“Türk insanında tespit ettiğim en büyük hazinenin, kalplerinin zenginliği olduğunu gördüm. Dostlukların samimiyeti ve derinliği, bu samimiyet ve derinlik biz Kızılderililerde de aynen böyledir. Yakut Türkleri ile tanışma fırsatım oldu. Çok nazik ve kibar insanlardı. Tıpkı benim kuzenlerim gibi gözüküyorlardı. Benzerlikler çok fazla. Bozkurt, biz Kızılderililerde de semboldür. Hatta Kızılderililerde Bozkurt isimli kabile vardır. Eğer buraya Amerika’daki Kızılderililerden daha çok getirmek kısmet olsaydı, onlar da sizinle görüşmekten çok çok mutlu olacaklardı, tıpkı benim gibi. Gidince Türk asıllı insanlarda gördüğüm, bizimle aynı olan özellikleri kabileme anlatacağım”
ABD‟de son durum ne?
Amerika’nın işgali ve soykırımları sonrasında beyazlar bu kıtaya yerleştiler. Geçen süreç içinde Kızılderililerin hayatlarında nispi bir düzelme olmuştur. Kuzey Amerika’da yaşayan Kızılderililere bir takım haklar verilmiş; bu hakların başında da vatandaşlık hakkı olmuştur. Amerikan yönetimi, Kızılderililer için özel okullar açmıştır. Kızılderililerin çalışmalarına ve sosyal faaliyetlerine imkan verilmiştir. Kızılderililerin başlıca geçim kaynakları; çiftçilik, hayvancılık, fabrika ve maden işçiliğidir. Pek çok Kızılderili, Amerika’da devlet kurumlarında da çalışabilmektedir.
Amerika’nın keşfi ve sonrasında beyazların buraya yerleşmeleri sırasında Kızılderililerin birçoğu ölmüştür. Yalnız, hayat şartları gittikçe düzeldiğinden sayıları gene de artmaktadır. Kuzey Amerika’daki Kızılderililer, Amerika hükümetleri tarafından Amerikan vatandaşı olarak kabul edildiler. Kızılderililer, kendileri için açılmış okullarda okuyabiliyor, hükümetin topraklarında çalışarak yaşayabiliyorlar.
Faydalandığım Kaynak: tarihiolaylar.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.