- 129 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Davalık Adamlar
Davalık Adamlar
Dava adamları nasıl davalık adam olur? Bu sorunun cevabına değinmeden önce dava hakkında birkaç kelime etmek isterim. Nedir dava? Benim burada anlatmak istediğim tabi ki de hukuki terimde bir dava değildir. Burada kastettiğim dava; bir ülkü, bir amaç, savunulan düşünceyi ileri götürme anlamındaki davadır. Bu ülkü, düşünce ve amaç uğruna çalışan, faaliyet gösteren kişiler de kısaca dava adamı olarak bilinirler.
Aslında çoğu dava ahlaki, milli, manevi değerleri savunur ve temelinde hak, hukuk, adalet, eşitlik gibi ulvi değerler yatmaktadır.
Peki, davalar ve temelinde yatan değerler bu şekilde toplum düzenini sağlamaya yönelik kavramlar olduğuna göre bazı dava adamları nasıl olur da davalık adam olur?
Bu sorunun cevabı üstat Galip Erdem’in şu sözlerinde saklıdır. "Bizler davayı Ağrı Dağı’nın zirvesine çıkaracaktık. Bin zahmet ve acılar çekerek tırmandık. Zirvede sevincimiz sonsuzdu. Ama bir noksanımız olduğunu fark ettik. Davayı dağın eteklerinde unutmuştuk. Meğer biz davayı değil kendimizi dağın zirvesine çıkartmıştık."
Bu manalı vecize bence çoğu dava için geçerlidir. Ebetteki dava adamlarının da dağın zirvesine çıkma hakkı vardır.
Dava adamları mukaddes değerleri savunduğu halde, temelinde yatan hak, hukuk, adalet, eşitlik gibi gizli özneleri çıkarı için görmezden gelir, söylemleri ve eylemleri çelişirse yani davayı büyüteceği halde kendisi davadan beslenip büyürse davalık adam olur.
Dava adamları savunduğu değerlere ters düşmeden, herkese eşit şekilde sunulan fırsatlar dâhilinde herkesle yarışarak, hiç kimsenin hakkına tasallut etmeden, davasını kayırma aracı olarak kullanmadan yükselmek, işini büyütmek, kariyer yapmak zorundadır.
Herkes bir çalışıyorsa dava adamı bin çalışmalıdır. Çünkü hem davası için çalışması, hem de davanın temelinde yatan değerlere halel getirmeden, davaya basmadan kendisini geliştirip kariyerini yükseltmesi gerekmektedir.
İşte bu yüzden dava adamı olmak zordur ve her babayiğidin harcı değildir.
Hal böyle iken günümüzde dava adamı olduğunu zanneden, mensup olduğu dava sayesinde nüfuz elde ederek amca, dayı ilişkisiyle başkalarının hakkını yemekten çekinmeyen, bilinçli veya bilinçsiz olarak davaya basıp, kariyerini, işini, kazancını yükseltmeye çalışan bir sürü insan vardır.
Bu insanlar bana göre dava adamı değil, davayı kirleten dalkavuklardır. Bu tür insanları gören bazı sığ düşünceli insanlar da bunları dava adamı zannedip mukaddes davaları kötüleyebilir. İşte davalık adamların davalara verdiği en büyük zarar da budur.
Merhum devlet adamı Alparslan Türkeş’in de dediği gibi;
“Dava adamı olmak için önce adam olmak lazım. Dava öğretilir ama adamlık öğretilmez.”
İşte adam olmadan, dava adamı olmaya kalkarsanız. Bu dünyada olmasa bile ahirette davanız yakanıza yapışır ve davalık adam olursunuz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.