Yüksek dediğim hiçbir yer yok, acımasızlığın caddesinde yol yok, mutlu ortam diye bir şey yok, arasında diye de bir şey yok, öyleyse yorulana kadar araştırmalarına devam et, ve fark et evindesin..

Beyaz bir odada oturup bir hayat düşlerken, beni cennet nedir düşündürdün, bir okyanus havası alıp güneşi serinletmeli mi?, izlediğim bu perde bana bu işler nasıl yapılmalı anlattı..

Beni eve götür, şu anda olmak istediğim başka yer yok..

Yanyana beraber bir biz ayakta, kim olduğunu bilmeden, garip bir şekilde arkadaşça, arkadaşça bir gariplik, beni ısıtır mıydın?

Biliyorsun kendi cennetin olabilirsin, beni bir kalp sıcak tutardı, hayal dünyana sahip olabilirsin, konfor alanına adım at, konfor alanı..

Beni eve götürecek kimse yok, evet, çünkü ait olduğum yerdeyim, terk edebilirim, çünkü kendi yolumdayım, ama evim hep yerinde, orada olacak..

Yani sadece bir serbest düşüş, zaman kavramı olmadan, senin kendi malın, benim kendi, tüm bunlar bu kadar değerli olmalı mı sanki?, belki de biraz alçakgönüllü olmalıyım, korkmaya karar verdim çünkü tökezleyebilirim, öyleyse araştırmalarına devam et, çünkü evindesin..

Beni eve götür, şu anda olmak istediğim başka yer yok..

* Beğendiğim İngilizce bir şarkı sözünü çevirdim. Sadece çeviri bana ait.